Özkök orduevlerinde soğuk karşılanıyor!
Abone ol21. Yüzyıl Türkiye Enstitüsü Başkanı Prof. Ümit Özdağ, YAŞ krizi ekseninde hükümet ve TSK arasındaki gerilimi değerlendirdi.
Ordu-siyaset ilişkileri, istihbarat ve güvenlik
konularında uzmanlığı ile bilinen akademisyen ve 21. Yüzyıl Türkiye
Enstitüsü Başkanı Prof. Ümit Özdağ, ancak sekizinci gününde
çözülebilen YAŞ krizi ekseninde hükümet ve TSK arasındaki gerilimle
ilgili düşüncelerini Akşam gazetesine
anlattı.
MÜDAHİL OLABİLİR
Özdağ, Başbakan'ın, genelkurmay başkanlığı ve kuvvet
komutanlarının atanmasına müdahil olma hakkı bulunduğunun altını
çizerken, önemli uyarılarda da bulundu. Genelkurmay başkanının,
hükümetin yandaş bürokratı gibi görünemeyeceğine dikkat çeken
Özdağ, 'Hükümetler, orduyu denetim altında tutacağız
diyerek, kendi 'Genelkurmay başkanlarını' seçtiklerinde, o isim
TSK'nın genelkurmay başkanı olamıyor.
Bir tanesinde Menderes hükümeti, diğerinde Demirel hükümeti
istemedikleri generalleri tasfiye ederek, istedikleri generali
genelkurmay başkanlığına seçti. Sonuç olarak, birisinde 27 Mayıs,
diğerinde 12 Eylül oldu' dedi.
MAĞDURİYET PSİKOLOJİSİ
- Günlerce devam eden YAŞ krizini nasıl
değerlendiriyorsunuz?
Hükümetin sorun çözücü değil, aksine kriz yaratıcı ve krizden
siyasal rant üretici bir yaklaşımı temsil ettiğini düşünüyorum.
Referandum sürecinde yine bir mağduriyet psikolojisini üretmek
isteyen Başbakan Erdoğan, önce Yüksek Askeri Şura'da TSK ile
çatışma ortamı yarattı, sonra Aydın'a gidip, kendisini Adnan
Menderes ile karşılaştırdı.
- Hükümetin kuvvet komutanlarını atama yetkisi yok
mu?
Her hükümetin, anayasa ve yasalar çerçevesinde TSK'nın yüksek
komuta kademesinin atanmasına müdahil olma hakkı var. Ancak TSK'yı
diğer devlet kurumlarıyla karıştırıp, yandaşlaştırmak veya
partileştirmek girişimleri her zaman yanlış olmuş ve bu grişimlerde
bulunan hükümetler genellikle hüsrana uğramışlardır.
SAYGINLIK ÖN ŞART
- Hükümetin kuvvet komutanlarını atama sürecinde üzerinde
duracağı konu ne olmalı?
Her şeyden önce Türkiye'de her hükümet bilmeli ki, TSK'nın
demokrasiye bağlılığının şartlarından bir tanesi de general ve
subay heyetinin desteğini almış, saygınlığı tartışılmayacak bir
orgeneralin genelkurmay başkanı olmasıdır. Hükümetler, orduyu
denetim altında tutacağız diyerek, kendi genelkurmay başkanlarını
seçtiklerinde, bir genelkurmay başkanları oluyor ama, ancak o
genelkurmay başkanı, TSK'nın genelkurmay başkanı olamıyor. Bunun
altını çizerek söylüyorum, çünkü tarih bunu gösteriyor.
İÇİNE SİNDİREMEMİŞTİR
- Hükümetin Orgeneral Hasan Iğsız'ın yerine Kara Kuvvetleri
Komutanlığı'na atamak istediği Orgeneral Atilla Işık'ın emeklilik
talebini nasıl okumak gerekiyor?
Yani Orgeneral Atilla Işık, 15 yaşından bu yana
beraber olduğu, Kuleli'de birlikte okuduğu arkadaşı Hasan Iğsız
savcı karşısına giderken, onun gelmesi gereken makama getirilmek
istenmesini içine sindirememiştir.
'Andıç' sosruşturması hala devam ediyor
- 11. Ağır Ceza Mahkemesi'nin 'Balyoz' davası
kapsamında
101 subay hakkında yakalama kararını kaldırması, TSK üzerinde
rahatlama sağladı mı?
Bir rahatlama yarattığı kesindir. Tabii alt mahkemenin, 'Balyoz'
soruşturmasında, aralık ayına mahkeme tarihi koyup, kaçmayacağı
belli olan subaylar için yakalama ve tutuklama kararı çıkarmasının
doğru olmadığı, son çıkan kararla meydana çıkıyor. Bir psikolojik
rahatlatma yaratmakla beraber, hükümet aleyhine 1. Ordu Komutanı
Hasan Iğsız emriyle kurdurulduğu iddia edilen 'İnternet andıcı'
soruşturması sürüyor. Burada 18 subay suçlanıyor.
Menderes ve Demirel secti de ne oldu
- Örneğin, 27 Mayıs öncesinde Orgeneral Rüştü Erdelhun'un
Genelkurmay Başkanlığı, öbürü 12 Eylül öncesinde Orgeneral Kenan
Evren'in Genelkurmay Başkanlığı. Bir tanesinde Menderes hükümeti,
diğerinde Demirel hükümeti istemedikleri generalleri tasfiye
ederek, istedikleri generali genelkurmay başkanlığına götürüyorlar.
Birisinde sonuç ortaya 27 Mayıs olarak çıkıyor, öbüründe 12 Eylül
olarak! Demek ki, orduya bu tür müdahalelerin faydası yok. 'Bana
yakın genelkurmay başkanı olsun' planı yanlış. Bir genelkurmay
başkanının legalist olması lazım. Demokrasi için hukuk kurallarına
uyması yeter.
27 MAYIS İHTİLALİ YAŞANMAZDI
- Yani, Orgeneral Rüştü Erdelhun, Menderes'in Genelkurmay Başkanı
oldu, ama TSK'nın genelkurmay başkanı olamadı. 27 Mayıs'ta Cemal
Gürsel genelkurmay başkanı olsaydı, muhtemelen 27 Mayıs ihtilali
olmazdı. Yine basında duyuyorum, Orgeneral Hilmi Özkök'ün bugün
gittiği orduevlerinde gördüğü soğuk muameleyi iktidarın doğru
okuması gerekir diye düşünüyorum, eğer böyle bir şey varsa.
TSK, savunma konumuna itildi
- Hükümetin kriz sürecinde izlediği tutum yanlış mıydı?
Yapılması gereken, YAŞ öncesinde hükümetin Orgeneral
Hasan Iğsız'ın Kara Kuvvetleri Komutanlığı'na atanmasına karşı
olduğunu açıklaması ve Genelkurmay Başkanı'nın Orgeneral Iğsız
dışında bir formülü hükümete sunmasını istemekti. Bu noktada kimse
hükümeti eleştiremezdi. Elbette hükümet, anayasa ve yasalar
çerçevesinde genelkurmay başkanının ve kara kuvvetleri komutanının
kim olacağını tercih etme hakkına sahiptir.
Ancak YAŞ devam ederken, hukuki bir sürecin başlaması ve hükümetin
Orgeneral Iğsız'a tavrı, sanıyorum ki YAŞ üyelerinde, öyle olmasa
dahi, Orgeneral Iğsız'a karşı düzenlenen bir 'Siyasal komplo'
duygusunu uyandırmış olabilir. Yine YAŞ üyeleri Orgeneral Iğsız
için sürecin sadece kara kuvvetleri komutanı olacak iken emekli
olması şeklinde olmayacağını, aynı zamanda orgeneral Iğsız'ın
muhtemel bir tutukluluk ve uzun süren hapis ihtimaliyle de karşı
karşıya kalacağını düşündükleri için dayanışma içine girmişlerdir
diye düşünüyorum.
- YAŞ ile Balyoz'daki yakalama kararlarının denk düşmesi mi
yanlıştı?
YAŞ üzerindeki bir diğer psikolojik baskı, hemen YAŞ öncesinde
gerçekleşen 28'i general, 102 subay hakkında yakalama kararının
alınmış olmasıdır. Yine Orgeneral Iğsız ve 18 subay hakkında
hükümet aleyhine internet sitesi açılmasına ilişkin soruşturma
açılıp, YAŞ'ın olduğu gün ifadeye çağrılması. Bu da YAŞ üyelerinde,
yargının almış olduğu bir karar olmakla birlikte, dolaylı bir
hükümet etkisi şeklinde hissedilmiş olabilir. Böyle olmasa dahi.
Böylece daha YAŞ başlamadan TSK bir savunma konumuna itilmiştir
diye düşünüyorum.