Özkök nasıl bölüneceğimizi anlattı!
Abone olErtuğrul Özkök'ün "birlikte yaşamalı mıyız?" yazısı Konuşan Türkiye programında sert tartışmalara neden oldu.
Gazeteci yazar Hadi Özışık'ın Best
FM'de hazırlayıp sunduğu Konuşan Türkiye programı
hararetli bir tartışmaya sahne oldu.
Hürriyet'in eski genel yayın yönetmeni Ertuğrul
Özkök dün kaleme aldığı "Kürtler ile Türkler
birlikte yaşamak zorunda mıyız?" sorusunu canlı yayın
bağlantısında değerlendirdi. Özkök'ün ardından programa katılan
Yeni Çağ gazetesi yazarı Behiç
Kılıç yazılanlara çok sert tepki gösterdi.
BU SORUYU YILLARDIR
DÜŞÜNÜYORUM
Hadi Özışık'ın konuğu yöneltiği "Yazıyı yazmadan önce kaç
gün düşündünüz?" sorusuna Ertuğrul Özkök şöyle yanıt
verdi:
"Son beş altı yıldır düşünüyorum. Ne oluyor ne bitiyor
bakınıyorum. Türkiye'deki gelişmelere bakıyorum. Sonunda bizim bazı
şeyleri ciddi bir şekilde tartışmamız gerekiyor. Ben bu soruyu
sadece Kürtlere sormuyorum. Türklere de, kendime de soruyorum."
AYRILACAK NOKTAYA GELDİK Mİ?
Özışık'ın "Peki söylediğiniz gibi ayrılacak noktaya
geldi mi Türkler ile Kürtler? Bir arada yaşayamayacak noktada
mıyız?" şeklindeki sorusuna Özkök'ün yanıtı şöyle
oldu:
"Kesinlikle bir arada yaşayamayacak noktada değiliz. Bu
örgüt bize hayatı zehir ediyor. Elbette uğruna can
verilebilecek çok ulvi değerler var. Vatan gibi... Toprak
gibi.. Ama yaşam bir tane. Çocuğunuzun yaşamını tehlikede
görüyor insanlarımız. Bu çağda terörün teknikleriyle mücadele etmek
kolay değil. Cebine plastik bomba koyan insanlıktan nasibini
almamış cani bir alışveriş merkezini kan gölüne çevirebiliyor. Her
yerde eylem yapabiliyor."
MUHATAP KİM OLACAK?
Özışık'ın "Bunu konuşalım diyorsunuz. Kiminle konuşacağız,
muhatap kim? Muhatap benim diyen terör örgütü durmadan insan
öldürüyor..." sözlerine Özkök şöyle yanıt verdi:
"Birlikte yaşamak azmi varsa konuşacak insan bulunur.
Kürtlerin mecliste temsilcileri var. Başımızı kuma sokup durmamıza
gerek yok. Türkiye Cumhuriyeti'nin bütününde çalışan partiler oy
alamamışlar Doğu ve Güneydoğu'da. Bu bölgedeki insanlar etnik
kökene göre oy vermiş ve bölgedeki bütün köşe başlarını BDP
almış. O zaman öyle veya böyle bunları muhatap almanız
gerekiyor.."
Özışık'ın "birinden bu konuda yazmanız için
öneri mi geldi?" şeklindeki sorusuna Özkök "Ben
sadece kendi adıma konuşuyorum. Başka kimsenin adına
konuşmuyorum." diye yanıt verdi.
"TÜRKLER VE KÜRTLER TERÖRE KARŞI BERABER
DURMALI"
"Dün kalabalık bir öğle yemeğine katıldım. Eski bir üst
düzey komutan da vardı. Ben de bu ülkede yaşayan insanım. Hepimiz
aynı şekilde açık açık konuştuk." diyen Özkök, ilginç bir
öneri de getirdi:
"Eğer bu coğrafyada kendilerine Kürt diyen insanlar yaşamak istiyorsa hep beraber teröre karşı koymak için çaba sarfetmeliyiz. Meydanlara dökülürüz birlikte. Terör örgütü asıl terörünü Türkler değil kürtler üzerinde estiriyor. Hadi bakalım kürtler sesini çıkarsınlar... Bakın şunu da söylüyorum. Bir bölünme durumunda terör örgütünün terörü bitmeyecek. Öyle bir durumda Kürtler'e uygulanacak terörü de zamanla göreceğiz yaşayacağız. Bugün Türkiye Cumhuriyeti'ne yönelik yapılan bu terör eylemleri bu katliam o zaman Kürtlerin tamamına uygulanacak ve bunu yaşayarak göreceğiz.."
BDP BAŞKA YERİ İŞARET
EDİYOR
Özışık bunun üzerine şu çarpıcı soruyu sordu: "Kürtlerin
seçtiği milletvekilleri ile konuşulabilir diyorsunuz. İlker Başbuğ
ya yeminlerine sağdık kalsınlar ya dağa gitsinler diyor. BDP'liler
ise imralı'yı işaret ediyor. Kiminle konuşacağız biz?"
Özışık'ın sorusuna "Konuşmak bir tarafın dediklerini
aynen kabul etmek değil ki. Bir ortak noktada buluşmak gerekir.
Genelkurmay başkanı ne derse desin. Asker siyaset yapmayacak zaten.
Onun işi tabi ki silahlı mucüdale.. Zaten geçenlerde gazetelerden
okuduğum kadarıyla asker terörle mücadelede yeni bir sistemg
eliştirecekmiş. Bunu yapma hakları var çünkü bu iş onların işi.."
diye yanıt veren Özkök şöyle devam etti:
ASKERİN DEĞİL SİYASETÇİNİN NE DEDİĞİ ÖNEMLİ
"Ben siyasetçilerin ne dediğine bakarım. Kürt açılımı
dediler. Bütün türk basını arkasında durdu. Ama ne oldu yüzlerine
gözlerine bulaştırdılar. Denize atlarız orada yüzmeyi öğreniriz
dediler. Başbakan milli irade denilince sadece kendi aldığı oyu
anlamaktan vazgeçsin. Milli irade toplumun bütünüdür. Sadece
meclisteki CHP, MHP değil, seçilemeyen, yüzde 10 barajını
geçemeyenler de milli iradedir.
Bir araya gelip konuşursak çok gerçekçi olarak konuşmak mümkündür.
Belçika ayrılmayı konuşuyor. Çekoslovakya devleti konuştu. Biz de
konuşuruz. Türk halkı siyasetçilerden daha da fazla konuşabilecek
hale geldi. Benim yaptığım cesaret değil. Zaten konuşulabilir
durumda toplum. Orhan Bursalı bunu en iyi şekilde anlattı. Akıllı
insanlar bir terör örgütü ile mi yoksa AB sürecinde zenginleşen bir
ülkeyle mi yürüyecek ona karar vermeli. PKK orada bir devlet
kurarsa demokrasi mi kuracak."
25 YIL SONRA TEKRAR AYNI YERE GELMEMEK
İÇİN
Özışık'ın "Orhan Bursalı'nın kullandığı 'Koz' sözcüğü
ağır kaçmadı mı? Terörü koz olarak kullanan BDP'liler ile
ne konuşacağız." şeklindeki sözlerine Özkök şöyle
yanıt verdi:
"Konuşuruz. Konuşmazsak olmaz. Devletler böyle hareket ederler. Böyle büyük devlet olurlar. Bakın Belçika bölünmeyi masaya yatırdı tartışıyor. Çekoslovakya bölünmedi mi.. Ne oldu sonrasında.. Türkiye tercihini bir silahlı mücadeleden yana kullanmaya karar vermek üzere. Eğer 25 yıl sonra yine aynı noktaya geleceksek ben bunu engelleyelim diyorum."