Özkök, Büyükanıt'ı eleştirdi
Abone olTürkiye'nın Irak politikasını olumlu bulmayan Kara Kuvvetleri Komutanı Orgeneral Yaşar Büyükanıt’ı Ertuğrul Özkök, eleştirdi. Özkök, şu noktalara değindi:
Hürriyet Gazetesi Genel Yayın Yönetmeni Ertuğrul Özkök,
"Mesaj sızdırma gerillaları" başlıklı yazısında
Kara Kuvvetleri Komutanı Orgeneral Yaşar Büyükanıt’ı eleştirdi.
BİZ Hürriyet olarak, Genelkurmay Başkanı Orgeneral Hilmi Özkök’ün
göreve geldikten sonraki o önemli açıklamasını dikkate
alıyoruz.
Ne demişti Özkök?
Silahlı Kuvvetler adına konuşmaya ben ve ikinci başkan
yetkilidir.
Bu sözün anlamı açık.
Bunun dışındaki açıklamalar bizi bağlamaz.
* * *
Kara Kuvvetleri Komutanı Orgeneral Yaşar Büyükanıt’ın geçen haftaki
sözlerini de fazla büyütmedik.
Oysa o sözlerde hükümete yönelik ağır bir eleştiri vardı.
Ama şuna karar vermedik.
Büyükanıt’ın sözleri Özkök’ün bilgisi dahilinde mi
söylenmiştir?
Yoksa bundan evvel aynı koltukta oturan komutanın alışkanlıkları
devam mı ediyor?
Bence her ikisi de iyi değil.
Birincisini dikkate alırsak, yani o sözlerin karargáhın bilgisi
dahilinde söylendiğine inanırsak, o zaman Özkök’ün samimiyeti
hakkında şüphemiz doğacak.
Yani işine geldiği zaman öyle, gelmediği zaman böyle politikası.
Tanıdığım Özkök’e böyle bir şeyi asla konduramam.
İkincisini geçerli kabul etsek, bu defa Türk Silahlı Kuvvetleri’nde
disiplini bozucu davranışların bulunduğuna inanacağız.
O nedenle diyorum ki, karargáh, bu demeç işine bir çekidüzen
vermeli.
* * *
Büyükanıt Paşa, aralarında benim de bulunduğum çok sayıda insanın
gözünde çok iyi bir komutandır.
Onun disiplin bozucu bir faaliyetinin bulunacağına ihtimal
vermiyorum.
O nedenle biraz gecikerek de olsa, geçen hafta hükümete yönelik
sözlerini çok açık bir dille eleştireceğim.
Çünkü o demeçte, en azından Başbakan Tayyip Erdoğan’a büyük bir
haksızlık yapıldığına inanıyorum.
Büyükanıt ‘Bir Irak politikamız yok’ diyor. Doğru, yok...
Ama hepimiz elimizi vicdanıma koyup düşünelim.
Politika yokluğunun sorumlusu Başbakan mıdır?
İçinde bir damla samimiyet, dürüstlük olan herkes şu soruyu kendi
kendine sorar:
Türkiye Büyük Millet Meclisi 1 Mart günü o ünlü tezkereyi
reddederken, bunun Kuzey Irak’taki kırmızı çizgilere veda anlamına
geldiğini, bizim açımızdan yeni bir dönemin başladığını bilmiyor
muydu?
Bilmiyordum diyen ya çok saftır, ya da karakter terkibinde vicdanın
zerresi yoktur.
* * *
1 Mart tezkeresi ne yazık ki, Türkiye’de kolektif bir histerinin
ürünüdür.
Bu sonucun çıkmasına payı olan herkes, bu yeni durumun
sorumluluğuna da ortak olmalıdır.
Şimdi dönüp Büyükanıt Paşa’ya sormak isterim.
1 Mart tezkeresinin reddedilmesinde en büyük rolü oynayan
etkenlerden biri daha önce sizin koltuğunuzda oturan komutanın en
kritik günde basına sızdırdığı bir cümle olmadı mı?
‘Ordu rahatsız’ manşetini ne çabuk unuttunuz?
O manşetin, tezkereye ret oyu vermek isteyen kaç AKP’liye bahane
olduğunu, evet demek isteyen kaç CHP’liyi yolundan çevirdiğini hiç
hesap ettiniz mi?
O dönemde bir avuç insan, tezkerenin reddinin, kırmızı çizgilerden
vazgeçmek, Ortadoğu’nun etkinlik alanından ricat anlamına geldiğini
yazdığında kendilerine ‘Amerikan uşaklığından’ başlayıp, ‘savaş
kışkırtıcılığına’ kadar her türlü iftiranın, hakaretin atıldığını
da biz unutmadık.
* * *
1 Mart, Türkiye’nin Ortadoğu siyasetinde bir milattır.
Tezkereye karşı çıkıp, sonra ‘Kuzey Irak’a asker sokun’ nasihatleri
verenler de bu siyasetin sorumlusudur.
1 Mart tezkeresinden sonra ortaya çıkan durum ‘siyasetsizlik’
değildir.
O tarihi kararın doğurduğu, ‘yeni siyasettir’.
Allah için bu yeni siyasetin sorumlusu bugünün başbakanı değil, o
günün perde önündeki aktörleri ve haber sızdırma
gerillalarıdır.
Ve artık sessiz kalma haklarını kullanmaktan başka yapacak işleri
kalmamıştır.
YAZI:Ertuğrul ÖZKÖK
HÜRRİYET