Özkök aydınları eleştirdi
Abone olYazar Orhan Pamuk davasından sonra bildirileriyle gündeme gündeme gelen aydınlara bir eleştiri de Hürriyet'in Genel Yayın Yönetmeni Ertuğrul Özkök'ten geldi.
Orhan Pamuk ve Şırnak olaylarından sonra kamuoyunda konuşulan
aydınlara eleştiriler yönelten Hürriyet Gazetesi Genel Yayın
Yönetmeni Eruğrul Özkök, yazısıyla aydınların melek gibi
gösterilmesine karşı çıktı.
Yazı: Ertuğrul Özkök
Kaynak: www.hurriyetim.com.tr
BAZI filmlerin veya romanların sonunda şöyle bir uyarı
görürsünüz:
"Bu filmdeki adı geçen kişiler, karakterler ve olaylar tamamen
hayal ürünüdür."
Ben bugün tam aksi bir uyarı yapacağım.
"Bu yazıda adı geçmeyen herkes aslında gerçek kişidir. Yazıları ben
uydurmadım, son bir hafta içinde gazetelerdeki köşelerde
okudum."
Amacım Türkiye’de bir aydın tavrını eleştirmek.
* * *
Zaman zaman bazı yakın arkadaşlarım bile, beni "aydın düşmanlığı"
yapmakla eleştiriyorlar.
Hayır, ben aydın düşmanı değilim.
Türkiye’de aydınlar adına söz alan bazı kişilerin gerçek
karakterlerini teşhir etmeye çalışıyorum.
Mesela bunlardan biri...
Geçmişten beri bütün yazılarına baktığınız zaman şunu
diyebilirsiniz:
"Gerçek bir demokrat..."
Orhan Pamuk’a "Hain" diyenlere karşı sert eleştiriler yöneltir.
Bunu yapmakta çok da haklıdır.
Düşünce temelinde kimsenin kimseye hain deme hakkı yoktur ve
olmamalıdır.
Dolayısıyla onu bunu hain diye suçlayan insanları eleştirmek her
demokratın görevidir.
Ama başkalarını "Hain" sıfatını kullanmakla eleştiren bir aydın,
eğer kendisi de başkaları için aynı şeyi yapıyorsa ona ne
diyeceğiz?
Bakın Türkiye’nin en aydın geçinen bazı köşe yazarları, kendi gibi
düşünmeyen insanlardan rahatlıkla "Bu adamlar" diye söz
edebiliyor.
Üstelik de bunu, hiç ayrım yapmadan o mahkemenin, Ermeni
Konferansı’nın kapısında gösteri yapan herkes için rahatlıkla
kullanabiliyor.
Orhan Pamuk’un davasının görüldüğü mahkemenin kapısında
yaşananların bir bölümü elbette hoş görülecek cinsten değildi.
* * *
Ama bunlar arasında Altemur Kılıç gibi, Bedri Baykam gibi sadece
demokratik tepkisini dile getiren insanlar da vardı.
Bunların hepsini "Bu adamlar" kategorisine sokup haklarında
ağzınıza geleni söylemek de, kapıdaki barbarlıktan farklı
değil.
Unutmayalım ki, Orhan Pamuk davasında Türkiye’yi eleştiren
ülkelerin birinde Türkiye Cumhuriyeti Başbakanı’nın üstüne yumurta
atıldı ve o ülkelerin basınında bir tek köşe yazarı onlardan "Bu
adamlar" diye söz etmedi.
* * *
Bir başka yazar.
Türk devletine ait ne varsa yerden yere vuruyor.
Her olayın altında "Susurluk izleri" arıyor.
Yazı baştan sona Türk devletine küfürname.
Karşıdakilerin ise hepsi neredeyse masum birer melek.
Yazı baştan sona ceberrut devlet, mazlum direnişçi edebiyatı.
Oraya buraya mayın döşeyip yüzlerce gencecik insanın hayatına mal
olan, sakat bırakan terörist, zavallı bir mağdur.
PKK’nın faili apaçık belli cinayetleri sanki hiç işlenmemiş.
Hikmet Fidan diye bir insan hiç yaşamamış.
Yaşamadığı için de PKK tarafından öldürülmemiş.
Bütün bunları yazan insafsız kalem de hem aydın, hem de demokrat
sınıfına giriyor.
Ben işte bu sözde aydınları teşhir ediyorum.
Özdemir İnce’nin deyimiyle kendilerini "ana rahmine haklı düşmüş"
diye kabul eden, dünyada durulacak yer olarak sadece kendi
zaviyelerini herkese tek hakikat diye kabul ettirmeye çalışan
insanları eleştiriyorum.
Son zamanlarda kıymeti kendinden menkul yeni içtihatlar
geliştirmeye de başladılar.
"Aydın hep muhaliftir."
"Aydının yanlış söyleme hakkı da vardır."
Tabii vardır.
Onların kafalarındaki aydının, bir ülkenin, bir milletin şerefine
tecavüz etme hakkı da vardır.
Kendilerine "Hain" dendi mi, dünyayı ayağa kaldırırlar; ama onlar
başkaları hakkında "Bu adamlar" demekte hiç sakınca görmezler.
Kendilerine hakaret edilmesinden hiç hazzetmezler; ama başkalarına
her türlü hakareti Tanrı tarafından kendilerine verilmiş bir hak
olarak görürler.
Bu ikiyüzlülüğü teşhir etmeye kalktığınız zaman da size hemen
"Aydın düşmanı" etiketini yapıştırıverirler.
* * *
Bence bugünün gerçek aydını, bu sözde aydın teröründen, bu azgın
azınlık istibdadından, etiketçiliğinden korkmayan
insanlardır...