Özkök, Abdullah Gül'den özür diledi
Abone olErtuğrul Özkök dünkü yazısından ötürü özür diledi. Dün Hilla'daki saldırılara değinen yazar, Abdullah Gül'ü ve Dışişleri çalışanlarını üzdü. Özkök hatasını telafi etti.
Dünkü yazısında Hilla'da yaşanan bombalı saldırılar için
Dışişleri Bakanlığı'nın tepkisiz kaldığını yazan Ertuğrul Özkök,
Dışişleri Bakanı Abdullah Gül ve Dışişleri çalışanlarını çok üzdü.
Bugün ise "Özür diliyorum" diyen Özkök, şöyle
devam etti.
GAZETECİ olarak bazı durumlarla karşılaşırsınız. Böyle durumlarda
lafı eveleyip gevelemeden, hiçbir hafifletici neden aramadan,
direkt olarak özür dilemek en güzel yoldur.
Bugün böyle bir şey yapacağım.
DÜNKÜ YAZIM
Dışişleri Bakanı Abdullah Gül ve Dışişleri personelinden özür
dileyeceğim.
Dünkü yazımda, Hilla'daki bombalı saldırıda ölenler için
Türkiye'den hiçbir sesin çıkmadığını yazmıştım.
Ve ‘Neden’ diye sormuştum?
Bu soruyu sormuştum; çünkü ortaya şöyle bir tablo çıkıyordu:
‘Irak'ta Sünniler öldürüldüğü zaman Türkiye tepki verir. Ama
öldürülen Şii olduğu zaman ses çıkarmaz.’
Yazımın asıl hedefi, Felluce olayı karşısında şiddetli tepki
gösteren Türkiye'deki solculardı.
Bu arada Dışişleri Bakanlığı'nın da tepkisiz kaldığını
yazmıştım.
Ben iyi bir gazete okuruyum.
Gözümden kaçmış olması ihtimaline karşılık yine de arkadaşlarıma bu
konuda hükümetten bir tepki gelip gelmediğini sordum.
Kimse böyle bir tepkinin geldiğini hatırlamıyordu.
Ama hatalı davranmışım.
Çünkü Dışişleri Bakanlığı, bu konuda bir açıklama yapmış.
DÜZELTMEMİ BEKLEMEDİ
Sabah Dışişleri Sözcüsü Namık Tan aradı ve bunu hatırlattı.
Kendisine düzelteceğimi söyledim.
Belli ki bu yorumum bakanı çok üzmüş, o nedenle benim düzeltmemi
beklemeden bir de açıklama yaptırttı.
Tepki göstermekte haklıdır.
Ayrıca bu kadar sert tepki göstermesini, onun bu konudaki
samimiyetinin ölçüsü olarak değerlendirdiğim için memnun oldum bile
diyebilirim.
Dışişleri Bakanlığı açıklamasında aynen şu söyleniyor:
‘Irak'ta barışçı, istikrarlı ve demokratik rejim arayışına yönelik
siyasi süreci baltalamak isteyen terör mihraklarınca
gerçekleştirilen bu saldırıyı en şiddetli şekilde kınıyoruz.’
Gördüğünüz gibi, kıvırtması falan olmayan dört dörtlük bir
açıklama.
O nedenle ben de aynı açıklıkla özür diliyorum.
İşte burada basın olarak bizim kolektif bir hatamız da ortaya
çıkıyor.
Bu açıklama Anadolu Ajansı'na verilmiş.
Ne yazık ki Hürriyet dahil hiçbir gazete bu açıklamayı
kullanmamış.
Benimki elbette mesleki bir hata.
ÇOK ÖNEMLİ
Ama ilk defa, böyle bir mesleki hata yaptığım için
kahrolmuyorum.
Çünkü benim hatam, Türkiye Cumhuriyeti Hükümeti'nin kendisine
yakışır tepkisinin basında da yer almasına ve kamuoyu tarafından
bilinmesine vesile oldu.
Bu açıklama çok önemliydi.
Çünkü son zamanlarda dış dünyada, Türkiye'nin Irak konusuna sadece
Türkmenler ve Sünniler açısından baktığı yolunda kuvvetli bir
izlenim oluşmaya başlamıştı.
Gelelim toplumun öteki kesimlerine.
Dünkü yazımda sadece Dışişleri Bakanlığı'nı eleştirmemiştim.
Felluce olayına çok sert tepki gösteren öteki kesimlere de
seslenmiştim.
Mesela o olayı ‘soykırım’ olarak niteleyen AKP yöneticilerine, ‘Biz
Felluce'yiz’ diye pankart asan CHP'li belediyelere ve
yazarlara...
O kesimlerden hálá ses yok.
Dışişleri Bakanlığı'nın gösterdiği hassasiyet ne partide ne de
muhalefet kanadında var.
BEKLİYORUM
Buradan açıkça ifade ediyorum.
Onlardan da özür dilemeye hazırım.
Çünkü Türkiye'ye yakışan tavır, Sünni-Şii, Türkmen-Arap-Kürt ayrımı
yapmadan terörün her türlüsüne karşı çıkmaktır.
Hepimiz bilelim ki bunu yapan bir Türkiye, ABD'nin haksızlıklarına
karşı da daha güçlü olur.
YAZI:Ertuğrul ÖZKÖK
HÜRRİYET