Özkan ve Önal karara kaldı
Abone olEski Bakanlar Hüsamettin Özkan ve Recep Önal'in görevlerini kötüye kullanarak Halk Bankası'nı zarara uğrattıkları iddiasıyla yargılandığı dava, karara kaldı.
Yüksek Mahkeme, devlet eski bakanları hakkındaki kararı 31 Mart
2006'da açıklayacak. Anayasa Mahkemesi'nin 'Yüce Divan' sıfatıyla
yaptığı yargılamada, Özkan'ın esas hakkında yaptığı savunmasının
ardından, avukatı Olcay Mis söz aldı. Müvekkilinin Yüce Divan'da
yargılanmasını gerektiren ön koşul gerçekleşmediğini, bu nedenle
davanın düşmesini talep eden Mis, Meclis Soruşturma Komisyonu'nun
iç tüzüğe aykırı oluşturulduğunu, yapılan işlemlerin hukuken
sağlıklı olmadığını savundu. Mis, bu nedenle Soruşturma Komisyonu
raporunun hükme esas alınmamasını istedi. Toplanan deliller ve
tanık ifadelerine göre Bankalar Yeminli Murakıp raporlarının
geciktirdiği, yetkisini amaç dışı kullandığı ve Halk Bankası
yöneticilerini koruğu yönünde hiçbir somut delil bulunmadığını
belirten Mis, bu iddiaların hukuken de geçerli olmadığını kaydetti.
Özkan'ın Halk Bankası yöneticilerinin imza yetkilerini
kaldırmadığına yönelik iddialara ise Mis, müvekkilinin imza
kaldırma yetkisinin bulunmadığını, buna ilişkin yasa hükmünün de
anayasaya aykırı olduğu gerekçesiyle Yüksek Mahkeme tarafından
iptal edildiğini belirtti. Mis, bu nedenle müvekkili hakkındaki bu
iddianın da dayanaktan yoksun olduğunu ileri sürdü. Banka
yöneticiliğiyle ilgili raporların geciktirilerek davaların zaman
aşımına uğratıldığı yönündeki iddiaları da reddeden Mis, bu
davaların 4616 sayılı Af Yasası kapsamında ertelendiğini söyledi.
Mis'in ardından söz alan Önal, esas hakkında savunmasını yaptı.
Önal, Meclis Genel Kurulu'nda savunma yapmasına izin verilmeyerek,
oylama yapıldığını söyledi. Kanuna aykırı hareket ederek raporları
geciktirmesinin söz konusu olmadığını ifade eden Önal, Halk Bankası
yöneticilerini de koruduğu iddialarını da reddetti. Özkan, banka
yöneticileriyle ilgili zamanında işleme uygun ve mevzuata uygun bir
şekilde işlem yapıldığını kaydetti. Halk Bankası'nın 3 ay kendisine
bağlı olduğunu belirten Önal, bu nedenle banka yöneticilerinin
soruşturulmasına izin verilip verilmeyeceğinin uzaktan yakından bir
ilgisinin olmadığını söyledi. Kredilerdeki zaman aşımı olayına da
değinen Önal, kredilerin tahsisine ilişkin yönetim kurulu kararı
dışında bir yetkisinin olmadığını dile getirdi. Önal, şöyle devam
etti: "Hazine Müsteşarlığı ile ilgili konularda ilgim ve bilgim
olmayan bir konuda yargılanmamı anlamış değilim. Krediler doğar,
büyür, ölür. Başbakanlık Yüksek Denetleme Kurulu'nun temenni
raporları benim dönemimden 1.5 ay önce başlamıştır. Hak'tan
hukuktan yana olan iddia makamının eğer şüphesi vardı ise bunları
ortaya konması gerekmez miydi?" Soruşturma Komisyonu'na hakkındaki
iddialarla ilgili raporlar sunduğunu, ancak bunun dikkate
alınmadığını belirten Önal, "Türk insanı okuma özürlü olduğu ve
işine gelmediği için bunların hiçbiri okunmadı" diye konuştu.
Kendisine isnat edilen suçun faili olacak bir kişi olmadığını
savunan Önal, "Ben naçizane bir teknokrat ve bürokratım. Ben
politikacı değilim, politikayı bilmem. Hikmet Uluğbay'ın görevinden
ayrılmasından sonra başbakan tarafından görevlendirildim. Krizde
ağır yükler altında 24 saatin 20 saatini çalışarak geçirdim. Bizim
meyvelerimizi bugünkü hükümet toplasa da, iki büyük deprem
felaketine rağmen 3 yılda ülkeye çok şeyler kazandırdım. 35 yılı
aşkın kamu hizmetinde üstlendiğim görevi en iyi şekilde yerine
getirmek ve kendimi geliştirmeye çalıştım. Gerek komisyonun gerekse
esas hakkındaki mütalaa da olmayan iddialarla suçlandım. Ülkeye
hizmet eden biri olarak haksız yere Yüce Divan'a sevk edildim.
Maddi hiçbir olguya dayanmayan hakkımdaki suçlamalardan aklanmamı
istiyorum" dedi. Önal'ın ardından avukatı Osman Öz söz aldı. Mahkum
olma gibi bir endişelerinin olmadığını belirten Öz, "Huzurunuza
gelerek aklanmak, popülaritemizi artırır. Benim müvekkilim sarımsak
yemedi ki, ağzı kokmuyor. Bakan olduğunda gecesini gündüzüne
katarak çalışmış" diye konuştu. Halk Bankası yöneticileriyle ile
ilgili soruşturma raporlarını geciktirdiği yönündeki iddiaların
gerçeğini yansıttığını savunan Öz, "Evrak 8 ay bekletilmiş. Benim
müvekkilim servis memuru, evrak memuru mudur? Kabinedeki bir bakan
bunları nasıl değerlendirecek? Bir bakana bunları nasıl
yükleyeceğiz? Müvekkilimin kişiliği, terbiyesi ve bugüne kadar
ülkemize verdiği hizmet böyle bir suç işlemesine müsait değil.
Suçun vasıf ve unsurları oluşmadığından aklanmasına karar
verilmesini, aksi bir karar verildiğinde ise indirim uygulanmasını
talep ediyoruz" şeklinde konuştu. Duruşmada son sözleri sorulan
sanık Özkan, "Takdir yüce heyetindir" derken, Önal ise, "Takdir
yüce heyetin, beraatımı isterim" ifadesini kullandı. Yüce Divan
Başkanı Tülay Tuğcu, dosyanın karar verilmek üzere incelemeye
alındığını ve kararın 31 Mart 2006 tarihince açıklanacağını
söyledi.