Özgür Özel'den isyan çağrısı yapan Bakırhan'a sessiz kaldı eleştirilerine yanıt
Abone olCHP Genel Başkanı Özgür Özel, Mardin'de silahlı isyan çağrısı yapan DEM Eş Genel Başkanı Tuncer Bakırhan'a tepki göstermediği eleştirilerini değerlendirdi. Özel, "Bakırhan benden önce konuşmuş, ben Ahmet Türk'le kürsüye çıktım" dedi.
Özel, Karşıyaka Mezarlığı'nda düzenlenen, yayıncı İlhan Erdost'u
anma programında gazetecilerin sorularını yanıtladı.
Belediyelere yapılan görevlendirmelerle ilgili açıklamaları nedeniyle DEM Parti Eş Genel Başkanı Tuncer Bakırhan hakkında yasal işlem başlatılmasına ilişkin soru üzerine Özel, şunları söyledi:
"Yeni öğrendim. Bilgi sahibi olmak gerekecek. Ben Sayın Bakırhan'ın o ifade ettiği görüşlere katılmıyorum. En sert şekilde de bu görüşlere karşı çıkıyorum. Söz söyledi, sözün cevabının sözle verilmesi gerekir. Bir siyasi partinin genel başkanına kullanmış olduğu ifadelerden dolayı işte 'Soruşturma başlatalım, onu yollayalım, sonra dokunulmazlık tartışması başlatalım' filan ülkeyi bu tip yönetme pratiğinin Türkiye'yi ne hale getirdiği ortada. Tuncer Bakırhan'ın söylediği o cümlelerin, o tartışılan cümlelerin herhangi bir yeriyle bir mutabakatım olmadığı gibi en sert şekilde karşı çıkıyorum."
Mardin'de Ahmet Türk'e destek amacıyla katıldığı programda,
konuşma yapmak için otobüse çıktığı sırada Bakırhan'ın kullandığı
ifadelerden haberinin olmadığını belirten Özel, şunları
kaydetti:
"Çünkü uçaktan indim, gittim. Benden önce konuşmuş. Haberdar olsam
da orası Ahmet Türk ile dayanışma yeri, ona bir şey diyecek halim
yok. Orada dönüp bir polemik yaratacak halim yok. Çünkü otobüsün
üstünde Ahmet Türk ile beraberim, Tuncer Bey ile değil. İşin o
kısmına itirazlarımı dün de söylemiştim. Ama onun dışında söylenen
söze ne olmuş yani, şu mu demek oluyor; 'Ömer Çelik'in, Devlet
Bahçeli'nin, Recep Tayyip Erdoğan'ın o söze söyleyecek sözleri yok,
güçleri yargı ile susturma yoluyla mı oluyor?’ Ben işin burasına da
temelden itiraz ediyorum."
"Gözümüz üzerlerinde, her şeyden haberimiz var"
Özel, bir gazetecinin, Esenyurt Belediyesine yapılan
görevlendirmenin diğer belediyelere de yapılacağı ve Ankara
Büyükşehir Belediyesine ilişkin sosyal medyadaki iddiaları sorması
üzerine şu ifadeleri kullandı:
"Esenyurt meselesindeki tavrımız, tutumumuz, hangi partinin
belediyesi olursa olsun halkın seçtiği halka hesap verir, suç
işlediyse mahkemeye hesap verir. Mahkeme sonuçlanıp, kesinleşince
halk adına, Türk milleti adına kararını ilan eder. O güne kadar
soruşturmanın başladığı gün kayyum atamak mahkemeyi de
tanımamaktır, halkı da tanımamaktır. Son derece yanlış bir iştir.
Şimdi ben de takip ediyorum. Hatta Melih Gökçek'in trol orduları,
Melih Gökçek'in birtakım operasyon adamları ve hesapları, şimdi de
Ankara Büyükşehir Belediye Başkanımız... Geçtiğimiz hafta İstanbul
Büyükşehir Belediye Başkanımız üzerine yoğunlaşan bir ateş vardı.
Şimdi de Ankara Büyükşehir Belediye Başkanımız hakkında geçmişte
olmuş ve soruşturmaya gerek duyulmamış hususları, birtakım
soruşturmalar yürütülüyor filan. Ama bir yandan da şunu duyuyorum;
MİT'e verilmiş bir talimat, 'Eşeleyin, deşeleyin, aman bir şeyler
bulun. İşte bir türlü ilişkilendirmeler yapalım' filan. Hiç bunlara
kalkışmasınlar. Gözümüz üzerlerinde, her şeyden haberimiz var."
MİT Başkanı İbrahim Kalın'a, AK Parti Genel Merkezi'nde yaptığı
sunumun içeriğini sorduğu bir yazı yazdığını anımsatan Özel, şöyle
devam etti:
"Sayın MİT Başkanı, 29 Ekim törenlerinde bana nezaketle yazıyı
aldığını, hızla geri dönüş yapacağını söylemişti. O geri dönüşü
bekliyoruz. Bugün de Sayın MİT Başkanı'na seslenmek isterim. Ben
MİT'in hiyerarşisi içinde böyle bir şeyin olabileceğine ihtimal
vermiyorum ama MİT'in içine saraydan birilerinin 'Aman efendim bir
şeyleri araştırın, Ankara Büyükşehir'i de bu işlere karıştırın'
diye bir yaklaşımı olduğunu duymuş durumdayım. Bu konu hakkında da
kısa sürede Sayın MİT Başkanı'nın duyarlılık gösterip, beni,
partimi ve bilmesi gereken tüm siyasi partileri; ki milletin
görevlendirdiği partiler arasında ayrım yapmak doğru değildir;
bilgilendirmesini bekliyorum."
"Dilruba'ya bu böyle izah edilse o da yanlış şeyi yalanladığını görür herhalde"
Dilruba Kayserilioğlu ile ilgili açıklamalarına ilişkin soruya
karşılık Özel, şu yanıtı verdi:
"Neyi nereden okudu bilmem. Yalanlamıyor ki doğruluyor aslında. Ben
'Dilruba geldi' demedim. İzmir'de o organizasyonu yapan arkadaşlar,
Dilruba'yı ziyaret ettiğim gün çıkınca, güya bana iyi bir şey
yapacaklarını düşünerek, yanımdaki koltuğa Dilruba'yı getirdiler.
'Araç yollanmış almış, bu görüntü doğru değildi. Belki Dilruba'nın
bir düzeltmesinden sonra olsa sorun olmazdı' dedim. Ama Dilruba ne
kadarını, neyi duydu? Dünkü programı izleyip de yalanladığı kısım,
beni doğruluyor. Ben zaten 'Dilruba kendi geldi' demedim. Orada
dedim hatta 'Sahada bizim bir kusurumuz var. Bizim arkadaşlar
yapmış onu, iyi bir şey yapıyoruz diye düşünüp. Serbest kaldı,
araba yollamışlar, almışlar protokolde yanımıza.' Öyle olunca da o
kötü sözleri sanki ben sahiplenmişim gibi anlaşılıyor. Ben
Dilruba'nın söz söyleme özgürlüğünü sahiplendim. Genç bir kadının
verdiği bir sokak röportajından hapiste tutulmasına itiraz ettim.
Yoksa sözlerinin altına imza atmadım. Ama protokolde yanında
oturunca genel başkanın, imza atmışım gibi oluyor. Dilruba'ya bu
böyle izah ,edilse o da yanlış şeyi yalanladığını görür herhalde.
Bir tek genç arkadaş herhalde ya yanlış anladı ya sosyal medyadan
bir miktar bir şey duydu, ona bir şey söyledi. Olabilir. Ona da
canı sağ olsun der geçeriz."
"Süleyman Soylu tam da budur"
AK Parti İstanbul Milletvekili Süleyman Soylu'nun son dönemde
yaptığı açıklamalara ilişkin değerlendirmesi sorulan CHP Genel
Başkanı Özel, şunları söyledi:
"Süleyman Soylu tam da budur. Süleyman Soylu siyasi bukalemundur.
Süleyman Soylu geçmişte Erdoğan'a neler diyordu? Yanına çağırdı,
koşarak gitti. Erdoğan'ı en çok savunan oydu. Geçmişte çözüm süreci
konusunda önce olumlamaları vardı sonra çözüm süreci terk
edildikten sonraki en sert ve hak ihlalleri ile dolu, demokrasiyi
ayaklar altına alan süreci de en çok savunan, o sürecin
cellatlarından biriydi. Seçimlerde de meydan meydan gezip hatta
genişleterek hatırlatayım, 'Ankara'yı Mansur Yavaş kazanırsa su
faturalarını DHKP-C militanları dağıtacak' diyordu. 'İstanbul'u
Ekrem İmamoğlu kazanırsa İSPARK'ı PKK'ya verecekler' diyordu. En
son seçimde de 'Eğer CHP iktidar olursa Apo'yu salma planları var'
diyordu. 'Bunun sözünü verdiler' diyordu. Bugün kimin neyin sözünü
verdiğini görüyoruz. Sayın Bahçeli'nin ifadelerini bu sefer de
Süleyman Soylu… Süleyman Soylu siyasi bukalemundur, bunda şaşılacak
bir şey yok. Hayvanat bahçesini gezerken, teşbihte hata olmaz, atın
renk değiştirdiğini görürseniz şaşırırsınız. Bukalemunun renk
değiştirmesine kim niye şaşırsın?"