Özgür Özel şehit ailelerini neden şimdi hatırladı?

Türk halkının bir şehit haberi daha almaya tahamülü yok, yeni şehitler gelmesin istiyor herkes. Bunu en çok da şehit aileleri istemiyor. Özgür Özel bunun farkında değil. Farkına varsa, Devlet Bahçeli'den önce o elini taşın altına koyar. 

Hadi ÖZIŞIK hadi.ozisik@internethaber.com

MHP lideri Devlet Bahçeli'nin tarihi çağrıyı yaptığı günün ertesinde, CHP lideri Özgür Özel'in kelime haznesinde "Şehit Aileleri" yoktu. PKK'nın başı Abdullah Öcalan'a yapılan çağrıyı fırsata çevirme planını o gün şu sözlerle açıklamıştı:

- Erdoğan, Bahçeli söyleyeceğini söyledi. Çık artık, Bahçeli'yi sözcü kılma. Ne diyorsan sen söyle.

Cumhurbaşkanı Erdoğan'dan birkaç gün sonra, Devlet Bahçeli'ye güçlü bir destek gelince... Özgür Özel bir kez daha sahne aldı:

- Tayyip Erdoğan,  Devlet Bahçeli ile aynı noktaya gelmiştir. Terörist başı Abdullah Öcalan'ı birlikte Meclis'e davet ettiler.

Özgür Özel, bir sonraki Salı Grup toplantısında Bahçeli'nin kararlı tutumunu görünce... Cumhur İttifakı'nın "Terörsüz Türkiye" projesine köstek olmak için, "Şehit Aileleri" kartını açtı. 

Sonrasını biliyorsunuz. DEM heyeti İmralı'ya gitti, geldi açıklamalar yapıldı. Ziyaretler peş peşe geldi... "Terörsüz Türkiye" projesi işlemeye başladı... Özgür Özel için "şehit aileleri" vazgeçilmez bir hal aldı. 

Güzel... Şehit aileleri, gaziler... Onların acılarını hafifletmek için çok güzel ifadeler kullanıyor CHP lideri. Ancak biraz geriye baktığımızda ortada bir samimiyetsizliğin olduğunu görüyoruz. Diyarbakır Anneleri 5 yıldır PKK terör örgütü ve yardakçılarından evlatlarını istiyor. Özgür Özel bir değil, bir kaç kez gittiği Diyarbakır'da evlet nöbeti tunan anneleri görmezden geldi. Niye? Çünkü o annelerin yanına gitmiş olsa, dertlerini dinlese, acılarına ortak olsa, DEM'in oylarından mahrum kalacaktı. Bugün yarın Diyarbakır yolunu tutar mı, o acılı annelere gider mi bilmem? Giderse de şaşırmam. Zira, "Terörsüz Türkiye" planı tıkır tıkır işliyor ve Özgür Özel çıkmazda... 

Devlet Bahçeli'nin tarihi çağrısından çok önce, gerek Özgür Özel gerekse devrik liderleri DEM'in ya da HDP'nin pençesindeydi. Gara şehadeti yaşandı mesela... Özgür Özel bir tek Allah'ın günü çıkıp, "Ey PKK'nin güdümündeki HDP'liler... DEM'liler... Çocuklarımız şehit düştü, bu konuda cılız da olsa bir ses verin" dedi mi? Demedi... Yerel seçimlerde üç beş oy için DEM'e teslim oldu mu? Oldu.

Peki Özgür Özel şimdi neden "şehit aileleri"ni koz olarak kullanıyor? Çünkü "Terörsüz Türkiye" projesinin hayata geçmesinden korkuyor! "Terörsüz Türkiye" projesi işlerse... Abdullah Öcalan çağrı yaparsa... PKK terör örgütü Öcalan'ın çağrısıyla silah bırakırsa... Cumhur İttifakı'nın aktörleri 50 yıldır başımıza bela olan terörü sonlandırırsa... Özgür Özel ve tayfasının elindeki güç alınmış olur. DEM gücü... Kürtler'in gücü... 

Bir düşünün, Esad kaçmış, Suriye'de yeni bir yönetim var. Yanıbaşımızda bir terör koridoru tehlikesi ortadan kalktı kalkacak. Trump, ABD askerlerinin Suriye topraklarından çekileceğini duyurmuş. Türkiye güçlü ve kararlı bir ülke haline gelmiş... 

Geriye ne kalıyor?
Hayat pahalılığı... Enflasyon... Asgari ücret adaletsizliği... Memur ve emeklilere verilen sadaka... 2028 yılına kadar bu sorun da ortadan kaldırılırsa... Özgür Özel'in elinde ne kalıyor? Hiç bir şey!

Asıl korku bu!
Şehit Aileleri kartı bu yüzden barışın orta yerine sürüldü!

Peki Şehit Aileleri Özgür Özel ve tayfasının bu samimiyetsizliğine inanıyor mu? Bir teyzeyi almışlar, kullanıyorlar. Oysa o teyze bütün şehit ailelerini temsil etmiyor. Kendine bir yol bulmuş, o kanal bu kanal geziyor, gezdiriliyor. 

Türk halkının bir şehit haberi daha almaya tahamülü yok, yeni şehitler gelmesin istiyor herkes. Bunu en çok da şehit aileleri istemiyor. Özgür Özel bunun farkında değil. Farkına varsa, Devlet Bahçeli'den önce o elini taşın altına koyar. 

Ha farkedecek elbet. Tıpış tıpış bu sürece destek vermek zorunda kalacak. Ama ne yazık ki hem onun için, hem de partisi için iş işten geçmiş olacak. 

Yazın bir kenara... 

HAİNE HAİN DEMEK SUÇ MU?

Türk Tabipler Birliği Başkanı Şebnem Korur Fincancı, Türk askerinin kimyasal silah kullandığı iftirasına karşı çıktım diye... kendimi hakimin karşısında buldum. 

"Hain" demişim!

O,  TSK'ya iftira atarken... Türkiye'nin soykırım yaptığını üfürürken... Terörle mücadele eden güvenlik güçlerimizin "katliam" yaptığını söylerken... Hakim karşısına çıkarılıyor, "Düşüncemi ifade ettim" diyor, ben de buna "hain" diyorum suç işliyorum öyle mi? 2 yıl 8 ay ceza almış, suçu sabit görülmüş bir "hain"e "hain" demeyeceğim de ne diyeceğim?

Hakimin karşısında "R" yapmadım, "düşüncemi ifade ettim" yalanına sığınmadım... Bir kez daha "hain"e "hain" dedim ve beraat ettim!

Yani, hainlik yapana "Hain" demek suç değil arkadaşlar... Bilginize... 

MUSTAFA DESTİCİ'NİN KANI DONMUŞ!

Büyük Birlik Partisi lideri Mustafa Destici saçma bir dedikoduyu duyurmak üzere kemaraların karşısına geçti birkaç gün önce... 
Neymiş efendim İmrali ziyareti sonrasında Öcalan "Garantör ülke" talebinde bulunmuş! Destici bunu duyunca kanı donmuş! 

Anlaşılan o ki, Mustafa Destici de "Milliyetçi oyları konsolide etme" hastalığına yakalanmış. Cumhur İttifakı'nın içerisinde olmasına rağmen, kendisine bir telefon uzaklığında olan yetkili ve etkili isimlere sormak yerine kulağına fısıldanan dedikoduyu dışarıya aktarmayı uygun bulmuş!

İnsan sormadan edemiyor... Devlet Bahçeli senden daha mı az vatansever Mustafa Bey? Senin duyduklarını Erdoğan'ın veya Bahçeli'nin duymama ihtimali var mı? Bi dur Allah'nı seversen, şovun zamanı değil... Niyetin karşı tarafa taşınmaksa, "Terörsüz Türkiye"yi bahane etme... daha fazla kanın donmadan gereği neyse yap gitsin!