Özgü Namal'a dair herşey

"Dizideki rolüm yüzünden bir yere girdiğimde ayağa kalkıyorlar" Özgü Namal "Kurtlar Vadisi" dizisinde ve yakında vizyona girecek iki filmde birden oynuyor. Her ne kadar sevgilisi Oktay Kaynarca'nın canlandırdığı Çakır karakteri ölmüş olsa da sokakta hâlâ "yenge" muamelesi görüyor, herkes ona abla diye hitap ediyor Özgü Namal şu sıralar pek sık duyduğumuz bir isim. Hem Türkiye'deki en popüler dizilerden birinde oynuyor hem de vizyona girecek iki filmde birden rol alıyor. Son olarak çekimlerine yakında başlanacak "Gılgamesh"teki Simha rolü de onun oldu. "Kurtlar Vadisi"nin avukat Elif'i, yakında vizyona girecek "Büyü"nün arkeolog Sedef'i, "Anlat İstanbul"un artist olmak isteyen Şenay'ı, "Gilgamesh"in Simha'sı Namal, "Kurtlar Vadisi"nin Çakır'ı Oktay Kaynarca'nın sevgilisi. Namal "Çakır öleli çok oldu ama hâlâ yolda yenge muamelesi görüyorum" diyor. "Büyü" filminde hangi roldesiniz? Arkeolog Sedef. İpek Tuzcuoğlu, Ece Uslu ve ben, kazı sırasında birtakım olaylarla karşılaşan arkeologları canlandırıyoruz. Sette nasıl zaman geçirdiniz? Mardin'de temmuz sıcağında zor şartlarda çalıştık. Mardin'in içinde konakladık ama çekimleri bir saat uzaklıktaki bir köyde yaptık. O köye karavanla gittik ve kadın kadına yolda çok eğlendik. Filmin oyuncuları filmin etkisinde kalıp korktuklarını anlatıyorlar röportajlarında. Ne vardı orada o kadar korkacak? Kendinizi korku filmi çekiyor olmaya fazla mı kaptırdınız yoksa? Korkacak hiçbir şey yoktu. Zaten benim de tırsak bir yanım yoktur. Sadece çekim yaptığımız köy çok sessizdi ve bu sessizlik bir süre sonra insanı rahatsız ediyordu. Beş haneli bu köyde PKK ile savaşılmış. Köy meydanında insanların öldürüldüğünü anlattılar. Bunları öğrenince "Burada insanlar ölmüş, benim korkmam ayıp olur" diye düşündüm. "Simha rolü için 672 kişi arasından seçildim" "Okul" için Türkiye'nin gerçek anlamdaki ilk korku filmi dendi. "Büyü"yü ondan ayıran ne? "Okul" komedi-gerilim ve aynı zamanda bir gençlik filmiydi. "Büyü" tam bir gerilim filmi. Her ne kadar film olduğunu bilseniz de müzikleriyle, sahneleriyle, konusuyla insanı koltuğunda gerecek bir film. Yapımcımız Faruk Aksoy'un dediği gibi "Büyü" bir Müslüman korku filmi. Gelelim "Gilgamesh"e. Adı geçen onca isimden sonra Simha rolü sizin oldu. Bu rol için düşünülen adaylardan Hande Ataizi ile filmin yapımcısı Beni Ataoori'nin yemeğe çıkması çok konuşuldu. Siz rolü kapmak için yemek yemediniz mi? Yemek meselesi bir espri konusu oldu, herkes bana bunu soruyor. Bu rolü kapmak için onunla yemek yemedim. Ama yemekte iş konuşulması gayet normal. Herkes gibi cast çekimine gittim, senaryodan replikler ezberledim. Sonunda da seçildim. Simha rolü için kaç kişi arasından seçildiniz? İsmi bilinen veya bilinmeyen 472 oyuncu ve hiç oyunculuk yapmamış 200 kişi arasından seçildim. Sizi seçmelerinin nedeni ne olabilir? Bilmem. Ben de onlara "Deli misiniz? Beni niye seçtiniz?" diye sordum. Tanrıların yaşadığı tapınaklarda yaşayan Simha rolü için doğal ve biraz da o dönemi çağrıştıran bir oyuncu arıyorlardı. Kafalarındaki Simha'yı yansıttığım için seçildim herhalde. Filmin çekimleri yakında başlıyor. Nasıl bir hazırlık yapıyorsunuz? İngilizce dersi aldınız mı? Gilgamış destanını alıp tekrar okudum. İngilizce biliyorum ama İngilizce aksan üzerine çalışıyoruz. Ayrıca hocalarımızla haftada birkaç defa İngilizce pratik yapıyoruz. "Gilgamesh"te sevgilinizi oynayacak Kenan İmirzalıoğlu'nun oyunculuğunu nasıl buluyorsunuz? O alaylı, siz okullusunuz. Oyunculuk yapmak için illa ki bir yer bitirmek gerekmiyor. Önemli olan iç disiplin. Kenan'da da bu var. Kenan çok azimli. Naif bir oyunculuğu var. Seyirciyi etkilemek için ekstradan bir şey yapmıyor. Birbirimizle oynayacağımız için çok mutlu olduk. Abuk sabuk isimlerle oynamamak bizi sevindirdi. Basında "Gilgamesh"ın çekilemeyeceğiyle ilgili haberler çıktı. Dünyanın her yerinde büyük bir sete sahip olan filmlerin çekimlerinde sarkmalar olabilir. Ama basın bu filmle çok uğraşıyor. Bu filmi asla desteklemiyor, tam tersine sataşıyorlar. Halbuki film sayesinde Türkiye'nin reklamı yapılacak. "Hakkımızda yazılanları okurken Oktay'la katıla katıla gülüyoruz" "Kurtlar Vadisi" dizisinde pek çok karakter rol gereği öldü. Kalanlar arasında siz de varsınız. Dizinin demirbaşlarından biri olarak sokakta nasıl davranılıyor size? Evet, demirbaşlarından oldum. Sokağa çıktığımda arkamdan "Polat aslında Ali" diye bağırıyorlar ya da bazı karakterlerin neden öldüğünü soruyorlar. Onları "Biliyorum" diye cevap veriyorum. Erkek arkadaşınız Oktay Kaynarca bir röportajında canlandırdığı Çakır rolüyle ilgili olarak "Bir yere gittiğimde ayağa kalkınca arkamdaki masalar da ayağa kalkıyor" demişti. Çakır'ın gerçek hayattaki sevgilisi olduğunuz için size de saygıda kusur etmiyorlardır herhalde. Sokakta yenge muamelesi görüyor musunuz? Çakır öleli çok oldu ama hâlâ bir yenge durumum var. Geçenlerde Mısır Çarşısı'na gittim. Biz alışveriş yaparken esnaf "Ooo, Çakır'ın hanımı gelmiş. Buyur yengeciğim" dedi. "Kurtlar Vadisi"nde oynadığım için yolda "abla" diye hitap ediyorlar. Bir yere girdiğimde hemen ayağa kalkıyorlar. "Gılgamesh" filminde rol almanız sansasyonel bir haber. Oyunculukta başarılısınız. Erkek arkadaşınız ünlü. Yani olayın magazin boyutu da tamam. Peki sizi neden ortalarda pek göremiyoruz? Biz biraz düzeyli miyiz acaba! Böyle mutluyuz. Hakkımızda yazılanları okurken Oktay'la (Kaynarca) katıla katıla gülüyoruz. Yaptıklarımızın arkasında para kazanma hırsı, kendimizi kanıtlamak için saçma şeyler yapma düşüncesi yok. Ben oyuncuyum, gizemli kalmak zorundayım. Tüm magazin programlarına çıkarsam, ortalıkta dolaşırsam yaptığım işe ve kendime olan saygımı yitiririm. "Benimle ilişki yaşayabilene helal olsun diyorum" İleride neler yapmayı planlıyorsunuz? Sinema filmlerine devam etmek istiyorum. Çünkü beni çok tatmin ediyor. Torunlarımın ileride "Anneannem, babaannem ne güzel filmler yapmış" demesini istiyorum. Tiyatro kariyerimin çok başındayım. Onu toparlamakla uğraşacağım. Bunların dışında 30'uma gelmeden bir bebek doğurmak istiyorum. Bebek demişken... Siz ne kadar ilişkinizden bahsetmek istemeseniz de ben nasıl bir sevgili olduğunuzu merak ediyorum. Zor bir insan olduğumu söyleyebilirim. Kapris ya da şımarıklık anlamında değil, sadece aklım çalıştığı için hayata soru sorabilen, hayatın da bana soru sormasına izin veren biriyim. İşte bu yüzden zor bir sevgiliyim. Ayrıntılara takılırım, satır aralarını okumayı severim. Uğraşılması zor bir insanım yani. Bu yüzden benimle ilişki yaşayabilene de helal olsun. "Arkadaş grubumuzla her perşembe Ulus Pazarı'na gidiyoruz" Boş zamanlarınızda neler yapıyorsunuz? İş bitiminde koştura koştura eve gidiyorum. Pestil gibi oluyorum çünkü. Evde DVD izleyip uyuyorum. Onun dışında kalan zamanlarda Oktay'la zaman geçiriyorum. Tek başınıza yaşayorsunuz. Yemekleri kendiniz mi yapıyorsunuz? Evet ama çok yorgun olduğum için makarna gibi basit yemekler yapıyorum. Aslında evime misafirler gelsin, onlara güzel yemekler hazırlayayım istiyorum ama üşeniyorum. Zaten en fazla bir film izleyecek kadar enerjim oluyor. Kıyafetleriniz için tercih ettiğiniz markalar var mı? Nerelerden alışveriş yapıyorsunuz? Pazarların sıkı takipçisiyim. Beraber pazarları dolaştığımız bir arkadaş grubumuz var. Bu gruba arada sırada Zuhal Olcay da katılıyor. İki arkadaşım ve yönetmen Türkan Derya ile her perşembe Ulus Pazarı'na gidiyoruz. Genelde jean üstüne elbise giyerim. Pazardan kendime uzun tunikler alıyorum. En çok Mango ve Zara'dan alışveriş yapıyorum. Marka takıntım yok. Kıyafete harcanan paraya acıyorum. Sadece ayakkabı takıntım var. Çok zayıfsınız. Bu kadar zayıf kalmayı nasıl beceriyorsunuz? Çok yiyip de kilo almayanlardanım. Yediğimi yakıyorum. Ayrıca zaten minyon bir sülaleden geliyorum. Spora zaman yok. Bazen yüzüyorum. Dışarı çıktığınızda kendinizi evinizde hissettiğiniz yerler var mı? Evet. Ben uzun masalarda arkadaşlarımla yemek yemeyi seviyorum. Meyhane insanıyım. Çünkü akşam yemeğinde rakı içilen, meze hazırlanan bir evde büyüdüm. Ortaköy Çınaraltı, Rumelihisarı'ndaki Sade Kahve, Yeniköy'deki Balıkçı Hasan en sevdiğim mekanlar. RÖPORTAJ: ELİF BERKÖZ KAYNAK: MİLLİYET