Özgentürk'ü çileden çıkaranlar

Abone ol

"Eğrelti Gelin" filmine gelen tepkiler Nebil Özgentürk'ü rahatsız ediyor. Özgentürk, tepki gösterenleri "mahallenin namusunu koruyan delikanlılara" benzetiyor...

"Eğrelti Gelin filmine gelen tepkiler Nebil Özgentürk'ü oldukça kızdırmış. Özgentürk, filme tepki gösterenlere şöyle köpürmüş...



Yahu, ne bu "ali kıran baş kesen"lik... Vatanı ve memleketi bir tek siz mi seviyorsunuz? Memleketin namusu hep sizden mi sorulacak? "Sansürcübaşı" mısınız, "yasakçıbeyi" misiniz?
Bırakın artık bu "kafa"yı!
Açın beyninizi, ferah tutun yüreğinizi! Öyle ya, çekilen her filmin, bestelenen her şarkının, yapılan her resmin tepesine dikiliyor ve "Vaayy, mahallenin namusu elden gidiyor, ırzımıza, namusumuza göz dikiyorlar, tez elden, durdurun çekimleri, kesin müziği, yırtın resmi, kırın heykelleri! Memlekete, mahalleye, salonlara, sokmayız! Asarız keseriz!" diye kabadayılık taslıyorsunuz.

Artık kesinlikle inanıyorum ki "bu kafa" bir tek bizim ülkede ciddiye alınıyor, bir tek bizim ülkede genellikle başarı kazanıyor!
Gün geliyor, Hamamcılar Odası Başkanı çıkıyor, "Hamama giren terler, ama falanca filmde oyuncular terlemiyor, mesleğimiz aşağılanıyor" gibisinden abuk bir gerekçeyle, zaten bi biçimde "hayal" olan bir filme kafa tutuyor, salon önlerinde protesto gösterileri yapıyor, bazen kaba kuvvete başvuruyor!
Bir başka gün, Terziler Odası Başkanı arz-ı endam ediyor, "Terzi kendi söküğünü dikemez ama filanca şarkıda diktiği iddia ediliyor, böyle şey olmaz, tez elden yasaklayın bu şarkıyı, dinleyenin teybini kırarız!" demeye getiriyor!
Bir başka gün de "vatanını çok sevdiğini sanan" birileri ağırlık koyuyor ve "Vayyy, şu filmde, buğday tarlaları cılız gösterilmiş, ülkemizin tarımı, bereketi yok sayılıyor, vatan elden gidiyor, kırın kellesini, yakın filmi!" diye hedef gösteriyor!
Örnekleri şakayla karışık verdim belki ama samimiyetle söylemek gerek ki farkı yok, aşağı yukarı böyle!
Ne istersiniz bir filmden, ne istersiniz bir heykelden, ne istersiniz bir şarkıdan?
Bu ülke sanatı "resmi sansür"den çok çekti yıllar boyu, bir de sizin şiddetinizden ve provokasyonunuzdan muzdarip olmasın, yeter! Çünkü görülüyor ki, bir taş atılıyor 40 kişi çıkaramıyor! Çünkü her şey ortada ki, minik bir kıvılcım, dev yangınlar çıkarıyor!


Sözü, "Eğreti Gelin" filmine yönelik tepkilere getireceğim
Yönetmen Atıf Yılmaz, Şükran Kozalı'nın -aile büyüklerinin anılarına dayanarak yazdığı-kitabından bir senaryo tasarlıyor, hayaller kuruyor, yüzyıl öncesine dönüyor ve genç erkekleri evliliğe hazırlayan kadınların hikayesini film yapmaya başlıyor.
Ve ülkenin bir ucunda, Kastamonu'da çekimlere devam ediyor
Kilometrelerce öteden, Denizli'den bir milletvekili, yetmiyor, kentin Belediye Başkanı, o da yetmiyor, (güya) Denizli Sanat Vakfı Başkanı(!) da açıklama üstüne açıklama yapıyor..
Ancak, özünde, ucu "aba altından sopa gösterme"ye varan açıklamalar! Şunu yaparız, bunu durdururuz, onu sokmayız!
Ve üstelik ortada biten bir film dahi yok! Yani çekimine dahi tahammül edemiyorlar!


Umarım bu açıklamaları kimse ciddiye almaz. Oldukça komik ama "konuyu Meclis'e taşıyacağım" diyen milletvekiline, Meclis Başkanlığı, "Burası ciddi bir kurumdur, lütfen bizi meşgul etmeyin!" diye yerine oturmasını söyler. Ve gönül ederim ki Atıf Abi ve ekibi, keyifle filmini tamamlar, Eğreti Gelin'i, huzur içinde seyirciyle paylaşır.
Dilerim 40 kişiye ihtiyaç duyulmaz!

YAZI:Nebil ÖZGENTÜRK
KAYNAK:

Günün Önemli Haberleri