Özelleştirme kanunu kısmen iptal
Abone olYüksek Mahkeme, bugünkü toplantısında, CHP'nin 5398 sayılı kanunun bazı hükümlerinin iptali ve yürürlüğünün durdurulması istemini esastan görüştü.
Anayasa Mahkemesi, 5398 sayılı Özelleştirme Uygulamalarının
Düzenlenmesine Bazı Kanun ve Kanun Hükmünde Kararnamelerde
Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun ve Bazı Kanunlarda Değişiklik
Yapılması Hakkındaki Kanun'un 2 hükmünü iptal etti. Toplantının
ardından gazetecilere açıklamalarda bulunan Anayasa Mahkemesi
Başkanvekili Haşim Kılıç, söz konusu kanunun 5. maddesinin bazı
hükümlerinin iptali istemini oybirliği ile reddettiklerini söyledi.
Kılıç, kanunun 10. maddesiyle 4046 sayılı Özelleştirme Kanunu'na
eklenen ek madde 3'ün iptal edildiğini ve yürürlüğünün
durdurulduğunu kaydetti. İptal edilen düzenleme şöyle:
''Özelleştirme programına alınmış kuruluşlara ait veya bu
kuruluşların müşterek maliki bulunduğu gayrimenkullerden varsa
diğer malikler ile anlaşarak 634 sayılı Kat Mülkiyeti Kanunu'ndaki
şartlar aranmaksızın idarenin talebi üzerine 20 gün içinde tapu
sicil müdürlüklerince tapuda kat mülkiyeti kütüğüne bağımsız
bölümler halinde tescil edilir. Bu işlemin yapılması sırasında kat
mülkiyetine geçiş için kadastro müdürlüğünce zemindeki fiili durumu
tespit eden plan vaziyet planı sayılır ve anılan kanunun 13.
maddesinin (b) bendinde yazılı fotoğrafın kuruluş temsilcisine
tasdik edilmesi yeterli görülür ve başka bir belge aranmaz.''
Kılıç, kanunun 12. maddesiyle 3194 sayılı İmar Kanunu'na eklenen ek
madde 3'ün, 13. maddesiyle 3621 sayılı Kıyı Kanunu'na eklenen
fıkranın da iptal isteminin reddedildiğini bildirdi. İptal istemi
reddedilen söz konusu 12. madde şöyle: ''Özelleştirme programındaki
kuruluşlara ait veya kuruluş lehine irtifak, kullanım hakkı alınmış
arsa ve arazilerin 3621 sayılı Kıyı Kanunu ve 2634 sayılı Turizmi
Teşvik Kanunu kapsamında bulunması halinde bu yerlerde genel ve
özel kanun hükümlerine göre imar planlarını yapmaya ve onaylamaya
yetkili kuruluşlardan Bayındırlık ve İskan Bakanlığı'nın uygun
görüşü ve diğer yetkili kuruluşlardan görüş alınarak çevre imar
bütünlüğünü bozmayacak her tür ve ölçekte imar planları ve imar
tadilatları ile mevzi imar planları Başbakanlık Özelleştirme
İdaresi Başkanlığı'nca hazırlanarak Özelleştirme Yüksek Kurulu'nca
onaylanmak suretiyle yürürlüğe girer.'' İptal istemi reddedilen
yasanın 13. maddesi ise 3621 sayılı Kıyı Kanunu'na eklenen
düzenleme de şöyle: ''Kuruvaziyer gemilerin bağlandığını, liman
hizmetlerinin sağlandığı, ülke tanıtımı ve imajını üst seviyeye
çıkaracak turizm amaçlı fonksiyonlara sahip olup kuruvaziyer
gemilerin yanaşmasına ve yolcuları indirmeye müsait deniz yapıları
ve yan tesislerinin yer aldığı kuruvaziyer ve yat limanları,
özelleştirme kapsam ve programına alınan ve sahil şeridi belirlenen
veya belirlenecek olan alanlar ile kıyı ve dolgu alanlarında
yapılacak yat ve kuruvaziyer limanlarının ihtiyacı olan yönetim,
destek, bakım ve onarım, teknik ve sosyal altyapı ve konaklama
birimleri ile ilgili kullanım kararları ve yapılanma şartlarının
imar planıyla belirlenir.'' Kılıç, kanunun iptali istenen 19.
maddesiyle 3194 sayılı kanunun 9. maddesinin sonuna eklenen fıkrada
yer alan, ''imar mevzuatındaki kısıtlamalara tabi olmaksızın''
ibaresinin de oyçokluğu ile iptal edildiğini ve yürürlüğünün
durdurulduğunu söyledi. Söz konusu 19. madde, ''Özelleştirme
işlemleri yapılan hizmet özelleştirilmesi niteliğindeki
yatırımların yapılacağı yerlerde hazırlanan veya hazırlattırılan
planların özelleştirme idaresince değerlendirilmek ve sözleşmeye
uygunluğu konusundaki görüşü de alınmak kaydıyla imar mevzuatındaki
kısıtlamalara tabi olmaksızın resen onaylamaya Bayındırlık ve İskan
Bakanlığı yetkilidir'' hükmünü içeriyor. -DERNEKLER KANUNU'NA KISMI
İPTAL- Haşim Kılıç, görüştükleri bir başka davanın da 5253 sayılı
Dernekler Kanunu'nun 27. maddesinin 3. fıkrasının son tümcesinin
iptali ve yürürlüğünün durdurulması istemi olduğunu belirtti.
Kılıç, bu hükmün de iptal edildiğini kaydetti. İptal edilen hüküm,
kamu yararına çalışan derneklerin organlarında görev alan üyeler
veya ilgili personele ağır hapis veya ağır para cezası verilmesini
gerektiren suçların işlendiğinin tespit edilmesi halinde görevden
uzaklaştırılanların yerlerine kesin hükme kadar öncelikle dernek
üyelerinden olmak üzere görevlendirme yapılacağına ilişkindi.