Gizli hayatların açığa çıkarılması, deşifre edilmesi kadar merak
uyandıran bir şey yoktur biz insanoğlu için.
İşte bu merakımızı tepe tepe gidereceğimiz günler/aylar
kapımızda.
Artık özel yok, gizli hiçbir şey kalmayacak.
Bu toplumdan çekirdek aileye kadar herkesi kapsayacak bir
durum.
Ülkemizde, son dönem yapılan operasyonlara baktığımızda,
''bizler yalanın tam ortasında yaşıyormuşuz'' hissiyatı veren
gelişmeleri, şok tutuklanmaları izledikçe, kafalarımız
karışıyor...
Hep soruyoruz ''biz kime güveneceğiz ?''
Artık ''güvenmek'' hissimizi de çok fazla zorlamadan, yeni
dünyanın yeni düzenine ayak uydurmak aslolan.
Dünya değişiyor. Bizler bu değişime ayak uydurmak
zorundayız.
Ülkemizin en üst birimlerini bir kenara bırakıp, çevremizde olan
bitenlere baktığımızda, yine özel hayatların çarşaf çarşaf
serildiğine tanık oluyoruz.
Şaşkınlıkla olan biteni izlerken, gördüklerimiz karşısında,
büyük büyük laflar ederken, gün geliyor aynı olayların baş
kahramanı bizlerde olabiliyoruz.
Göz önünde olan ünlülere baktığımızda, senelerce tavrından,
kişiliğinden, özelinden, ödün vermeyen, gözümüzde ilahlaştırdığımız
bu kişiler, gün geliyor kaset skandalıyla ve/ya hayatına aldığı bir
kişi tarafından en özeli, kitapçıların en çok satanlar bölümünde
yerini alabiliyor.
Sonuçta; gözümüzde yer edinmiş o kişi, dudağımızda kalan buruk
bir tebessüm olabiliyor.
Çok iyi hatırlıyorum; çizgisiyle, istikrarlı duruşuyla
beğendiğim bir haberci, kaset skandalından sonra, artık takip
etmeyi bıraktığım bir haberci olmuştu.
Elbette, insanoğlu her halükarda yanlış yapabiliyor ama tam da
burda göz önünde olmanın dezavantajları yaşanıyor.
Günümüzde evliliklerde de boşanma sebepleri yine en fazla,
deşifre olmaktan geçiyor.
Sosyal paylaşım sitelerinin (msn dahil) çok fazla hayatın içine
girmesi, eskiden sanal dünya dediğimiz bu yerlerin artık gerçeğin
ta kendisi olması, ulaşılmak istenen her şeyin bir tık ötede
olması, evde kadının kocasına yemek hazırladığı bir saatin, kocanın
yan odada, başka bir kadınla flört ettiği saate denk gelebiliyor
olması...
Ve bu olayların günümüzde fazlasıyla yaşanıyor olması...
Sonuç olarakta , genelde yaptığını eline yüzüne bulaştıran er
kişinin, suçüstü yakalanması ile meydana çıkan olaylar zinciri.
İşte bu verdiğim örnek yüzünden binlerce evlilik son
bulabiliyor. Sosyal paylaşım ağlarına özellikle dikkat çekmek
istiyorum.
Gittikçe büyüyen, canavarlaşan bu ağlar, evlilik kurumunu da
tamamıyla yok edebilecek güce sahip.
Durum böyle iken; Bakan Şahin' in, evliliği kurtarma
operasyonları ne kadar işler, bu da bir muammadır.
Ülkemizde, 2011'de kadın cinayetleri/kadına şiddet çığ gibi
büyüdü. Gün olmadı ki, gazetelerde bu tür haberlere
rastlamayalım.
2012'ye girer girmez, 5 yaşındaki bir kız çocuğunun dayısı
tarafından tecavüze uğraması, 11 yaşındaki bir kız çocuğunun imam
nikahlı olup, hamile kalması artık bizi şaşırtmıyor.
İşte tam şaşırtmadığı yerde, korkunç bir tablo var insanlık
adına... İnsan felaketlere alışıyorsa ve tepkisizleşiyorsa, bundan
sonra gelecek boyut nedir yaşayarak göreceğiz 2012'de.
Toplumun çökmesi aileden başlıyorsa, aile ve evlilik kurumunu
yaşatmaya çalışmak, bunun için önlemler almak, yenilikçi çalışmalar
yapmak, elbette çok doğru. Bu anlamda sayın Şahin' i kutluyorum ama
günümüzün insan modelinin artık değişmeye yüz tuttuğunu,
evliliklerin renginin ve yapısının mutasyona uğramış olduğunu göz
önünde tutarak, daha farklı kurtarıcı önlem paketleri alması
gerektiğini düşünüyorum.
Belki teknoloji bu kadar ilerlememeliydi, her şey bir tık ötede
olmamalıydı ama bundan geri dönüş yok.
Belki özel hayatlar bu kadar deşifre olmamalıydı. Belki kimse
kimsenin derinini bu kadar bilmemeliydi. Belki çocuk
istismarı/tecavüzler/cinayetler/şiddet v.s. bu kadar basında
yer
almamalıydı.
Belkide, her şeyi bilmek/görmek insanın doğasına aykırı. İşte
değişim/kırılma noktası burada başlıyor.
Almanya Cumhurbaşkanı Christian Wulff Christian Wulff, ırkçı
teröristlerin öldürdüğü 8' i Türk, biri Yunan esnaf ile Alman
polisi için şarkı besteliyor. Aldığı kredi ve yaptığı tatil
konusunda çıkan haberleri engellemeye çalışmasından dolayı üzerinde
istifa baskısı bulunan Wulff' un, çalışmalarına ara vermeden
sürdürdüğü ve önümüzde ki ay kurbanlar için düzenlenecek tören
öncesi ünlü Alman besteci Stephan Sulke' den bir şarkı
bestelemesi istediği kaydedildi.
Görüyorsunuz; liderler değişen dünya düzeninde, kurbanların
ardından yapılan jestleri kurtarıcı ve çıkan dedikoduları kapatıcı
olarak kullanabiliyorlar.
Christian Wulff kendini kurtarabilecek mi göreceğiz.