Özel Finans kurumlarının beklentisi
Abone olFinansal Hizmetler Kanun Taslağı'nın yasalaşmasıyla Özel Finans Kurumları'nın (ÖFK) yabancı sermaye açısından çok ciddi şansı olacağı belirtiliyor.
Anadolu Finans Kurumu A.Ş. Genel Müdürü Yunus Nacar, 2005 yılından sonra, Finansal Hizmetler Kanun Taslağı'nın yasalaşmasıyla Özel Finans Kurumları'nın (ÖFK) yabancı sermaye açısından çok ciddi şansı olacağını kaydetti. Nacar, Türkiye'de ÖFK'lerin 2001 yılından beri rehabilitasyon çalışmalarını sürdürdüklerine işaret etti. ÖFK'lerin Türkiye'de bile kendi varlıklarını tam olarak ifade edemediklerini dile getiren Nacar, Finansal Hizmetler Kanun Taslağı'nda yer alan ''katılım bankası'' tanımının ÖFK'lerin gerçek değerini ortaya çıkaracağını söyledi. Nacar, taslağın bu şekliyle yasalaşması durumunda, banka gibi algılanabilecek ÖFK'lar için de, bundan sonra birleşme ve satın almaların söz konusu olabileceğini ifade etti. ÖFK'lerin yurtdışı bankacılık sektörüne veya yurtdışı sermayeye çok daha fazla açık olacağını belirten Nacar, şöyle devam etti: ''Çünkü ÖFK'ler, 20 yıldan beri paralarını yüzde 100 reel sektöre kullandırıyor, reel sektörü fonluyor. Biz piyasayı iyi biliyoruz. Bankacılıkta sermaye ve mevduatın yanı sıra bilgi bankacılığımız çok geniş. Dolayısıyla önümüzdeki dönemde bunu gören yurtdışı kaynaklar Türkiye'de ÖFK'leri elbette düşüneceklerdir. ÖFK'lerin yurtdışında ortak arayışına kendi istekleriyle girmese bile, yurtdışından ciddi talepler geleceğini düşünüyorum. 2005 yılından sonra, Finansal Hizmetler Kanun Taslağı yasalaştığında ÖFK'lerin yabancı sermaye açısından çok ciddi şansı olacağını düşünüyorum.'' ''FON TOPLAMA HACMİ 6 MİLYAR DOLARA ULAŞACAK'' Al Baraka Türk Özel Finans Kurumu A.Ş. Genel Müdürü Adnan Büyükdeniz de, 2004 yılında ÖFK'ların gerek fon toplama gerekse kredi hacmindeki artış oranı itibariyle, bankacılık sektörü ortalamalarının üzerinde bir seyir izlediğini söyledi. ÖFK'lerin uzun vadede yüzde 10 civarında bir fon toplama potansiyeli bulunduğuna değinen Büyükdeniz, bu yıl 4.5 milyar dolara yaklaşan fon toplama hacminin, 2005 yılı sonu itibariyle 6 milyar dolara ulaşacağının tahmin edildiğini bildirdi. Büyükdeniz, döviz ve altının yastık altında tutulmasının artık bir yatırım aracı olamayacağı anlayışı yaygınlaştıkça, bu tür bireysel yatırımların doğal olarak sisteme gireceğini ifade ederek, şöyle konuştu: ''Esasında son iki yıldır da bunu yaşıyoruz. Bireysel yatırımların bundan önce neden bankacılık sistemine girmediği ve atıl kaldığı sorusunun cevabı, bir yerde bu fonların sisteme girerken tercih edecekleri adresi de belirleyecektir. Son yıllarda yapılan düzenlemelerle çok daha sağlam bir yasal statüye kavuşan ÖFK'lerin bundan sonra bu yatırımcılar tarafından tercih edileceğini tahmin ediyoruz.'' Adnan Büyükdeniz, ÖFK'lerin şimdiye kadar gerek doğrudan yatırım, gerekse sendikasyon kredisi yoluyla Türkiye'ye 1 milyar dolar yabancı sermaye girişi gerçekleştirdiğine dikkati çekerek, ''halen atıl olarak bekleyen ve Türkiye'ye kısa vadede 5 ila 10 milyar dolar çekilebilmesi mümkün gözüken Körfez sermayesine aracılık hususunda, en uygun kurumlar ÖFK'lardır'' dedi.