Özdemirin hayalleri Obama ile aynı
Abone olAlman Birlik 90/Yeşiller Partisi Eşbaşkanı Cem Özdemir Obama ile aynı hayalleri paylaşıyor.
Alman Birlik 90/Yeşiller Partisi Eşbaşkanı Cem Özdemir,
Türkiye'nin AB üyeliğini içtenlikle istediklerini belirterek,
hükümetin, ülkedeki reformları gerçekleştirme konusunda bir gün
bile gecikmemesi gerektiğini söyledi.
ÜZÜCÜ GERÇEK: TÜRKİYE AZ PARA ALACAK
Cem Özdemir, Almanya'da görev yapan yabancı gazeteciler için
bugün başkent Berlin'deki parti merkezinde düzenlediği basın
toplantısında, Türkiye'nin AB üyeliğine ilişkin bir soru üzerine,
Türkiye'nin de tüm diğer üye ülkeler gibi Kopenhag kriterlerini
ülke çapında yerine getirmesi gerektiğini bildirdi ve
''Aslında Türkiye'den çok şey bekliyoruz. Üyelik için çok
fazla şey yapacak, ancak daha az alacak. AB'ye üye olduğunda
İspanya ya da Portekiz'in zamanında aldığı kadar para
almayacak'' dedi.
Türkiye'deki gelişmeleri yakından izlediklerini, yalnızca
bakanlarla görüşmekle kalmayıp ülkenin her bir yanındaki kadın
dernekleriyle de görüşmeler yaptıklarını, iç siyaset nedeniyle
reformların yavaşlamasından da üzüntü duyduklarını belirten
Özdemir, ''Türkiye'nin, ülkedeki reformları
yavaşlatmasından üzüntü duyuyorum. Türkiye dostu olarak Türkiye'nin
bu konuda bir gün bile kaybetmemesi gerektiğine
inanıyoruz'' diye konuştu.
HEDEF TAM ÜYELİK
AB'nin de Türkiye'ye verdiği sözlerde durması gerektiğini ve
üyelik müzakerelerini ''imtiyazlı ortaklık''
hedefiyle değil, tam üyelik hedefiyle sürdürmesi gerektiğini ifade
eden Özdemir, gelecekte çok daha farklı bir Türkiye'nin daha farklı
bir AB'ye gireceğine dikkati çekti.
Türkiye'nin AB için öneminin sorulması üzerine de Özdemir,
Türkiye'nin İsrail-Suriye yakınlaşması, Dağlık Karabağ sorununun
çözümü, Kafkaslar'daki krizin aşılması ve Ermenistan ile yakınlaşma
konusunda çok önemli adımlar attığını, bu adımların Avrupa için de
çok önemli olduğunu kaydederek, Türkiye'nin iç sorunlarını çözmesi
durumunda, çevresinde barışın sağlanması konusunda çok önemli rol
oynayacağını söyledi.
Rusya-Gürcistan arasındaki krizle ilgili olarak görüşünün sorulması
üzerine de Özdemir, Gürcistan Devlet Başkanı Mihail Saakaşvili'nin,
hatalı tutumu nedeniyle ülkesinin çıkarlarına büyük zarar
verdiğini, ancak gerekli yerlerde Rusya'nın tutumunu da
eleştirdiklerini bildirdi.
OBAMA GİBİ DÜŞÜNÜYORUM
ABD'de başkan seçilen Barack Obama'ya benzetilmesi konusunda ne
düşündüğünün sorulması üzerine de Özdemir, kendisinin de çok yakın
olmasına karşın gerektiği takdirde Türk toplumunu eleştirdiğini
belirterek, ''Örneğin Erbakan, Demirel ve Ecevit gibi
politikacılar o zamandan bu yana eğitime daha fazla önem
verselerdi, şimdi daha ilerde olurduk'' diye yanıt
verdi.
Obama gibi, insanların etnik kökenine ve inançlarına bakmadan
yalnızca dediklerine bakarak değerlendirme eğiliminde olduğunu da
ifade eden Özdemir, ancak ABD'de olduğu gibi seçimlerde paranın ve
medyanın daha büyük bir önem kazanmasını istemediğini kaydetti.
Özdemir, Obama'nın seçilmesine birçok kişi gibi kendisinin
de sevindiğini, iklimin korunması gibi konularda Avrupa'ya iyi bir
ortak olacağını, ancak ekonomik açıdan büyük bir rakibe
sahip olacaklarını dile getirdi.
Diğer partilerin de kendisi gibi göçmen kökenli birini önemli bir
pozisyona getirip getiremeyecekleri biçimindeki bir soruya karşılık
da Özdemir, günümüzde Hamburg ve Berlin eyalet meclislerinde
Hristiyan Demokrat Birlik Partili (CDU) milletvekilleri bile
bulunmasına karşın bunun hala doğal karşılanmadığını, günün birinde
özellikle göçmen kökenli bir bayanın bakan olmasını dilediğini,
bunun diğer göçmen kadınlara birşeyler yapma konusunda cesaret
vereceğini söyledi.
Alman hükümeti tarafından düzenlenen uyum zirvelerini nasıl
karşıladığının sorulması üzerine de Özdemir, bu zirveleri çok
olumlu bulduğunu, ancak bunların bugüne dek neden geciktiğinin
sorulması gerektiğini belirterek, bugüne dek göçmenlerin Alman
toplumuna entegrasyonu konusunda çok sayıda fırsatın kaçırıldığını,
iki Almanya'nın birleşmesi sırasında hiçbir politikacının,
göçmenlerle de entegrasyon zamanının geldiğini söylemediğini ya da
Solingen yangın faciası yaşandığında başbakanın olay yerine giderek
önemli bir sinyal verme fırsatını kaçırdığını anlattı.
Özdemir, vatandaşlık sınavıyla ilgili görüşlerinin sorulması
üzerine de bu tür sınavların amacının önemli olduğunu, eğer daha
çok göçmenin Alman vatandaşlığına geçilmesini teşvik etmek amacıyla
yapılıyorsa bunu desteklediğini, vatandaşlığa geçişleri azaltmak
amacıyla yapılması durumunda ise buna karşı olduğunu söyledi.
Alman vatandaşı olan bir göçmenin, Alman tarihinin tüm
sorumluluklarını üstlenip üstlenmemesi gerektiğinin sorulmasına
karşılık Özdemir, bir Alman vatandaşının yalnızca tanınmış şair ve
yazar Wolfgang von Goethe'yi örnek gösteremeyeceğini, tarihinin
karanlık sayfalarının sorumluluğunu da üstlenmesi gerektiğini
belirterek, gelecekte böyle olayların yinelenmemesi için dünya
çapında demokrasi ve insan hakları için mücadele ettiklerini
bildirdi.
Almanya'da eğitim konusuna da değinen Özdemir, daha saydam bir
eğitim sisteminin geliştirilmesini istediğini ifade ederek, kötü
koşullarda yaşayan insanların, yaşadıkları semtlerde okul
koşullarının daha iyi duruma getirilmesi, en iyi öğretmenlerin söz
konusu semtlerde görev yapmaları ve göçmen kökenli öğretmenlerin
sayılarının artırılması gerektiğini kaydetti.
Eğitim ve ayrımcılık sorunlarının da yalnızca göçmenlerin değil,
toplumda toplumsal açıdan zayıf kalan tüm insanların sorunu
olduğunu belirten Özdemir, ayrıca güvenlik açısından nükleer
enerjiden kademeli olarak vazgeçilmesi konusundaki politikalarına
da bağlı kalacaklarını, nükleer santrallerin özellikle deprem
bölgelerinde kurulmasının da çok tehlikeli olduğunu anlattı.
Özdemir, CDU ile işbirliği yapabilecekleri biçiminde yaptığı
açıklamalarının hatırlatılması üzerine de bunun eyaletlere göre
farklı olduğunu, Hamburg'ta CDU ile anlaşarak koalisyon hükümetini
yürüttüklerini, Hessen eyaletinde ise durumun çok farklı olduğunu
hatırlattı.
Federal düzeyde ise Sosyal Demokrat Parti ile (SPD) eğitim, dış ve
toplumsal politikalarla çevre konusunda birbirine daha yakın
görüşlere sahip olduklarını, CDU ile yakınlaşmalarının da bu
partinin tutumuna bağlı olduğunu dile getiren Özdemir, 2009 yılında
yapılacak genel seçimlerden sonra Afganistan ve AB konularında çok
farklı görüşlere sahip oldukları Sol Parti ile ise işbirliği
yapmayacaklarını kaydetti.
Kendisini kimlerin kutladığının sorulması üzerine de Özdemir,
Cumhurbaşkanı Abdullah Gül ile Başbakan Recep Tayyip Erdoğan'ın ve
çok sayıda bakanın kendisini kutlamalarına çok sevindiğini, ancak
kendisini en fazla memnun eden olayın Fener Patriği Bartolomeus'un
bile kendisini arayarak kutlaması olduğunu bildirdi.
Türk toplumuna doğal olarak çok yakın olduğunu, ancak insanların
yalnızca bu kesimi temsil ettiğini düşünmelerini istemediğini ifade
eden Özdemir, bu nedenle gelecek günlerde tüm kiliseleri, cami
derneklerini ve sivil dernekleri de ziyaret edeceğini sözlerine
ekledi.