Özbudun acı konuştu: Yeni anayasa hayal!
Abone olTuba Kalçık'ın “yeni anayasa süreci” ile ilgili sorularını yanıtlayan Anayasa Profesörü Ergun Özbudun hayli karamsar bir tablo çizdi...
İNTERNETHABER.COM
Anayasa Profesörü Ergun Özbudun, A
Haber'de yayınlanan “Canan Barlas ile Gündem”
programında Tuba Kalçık'ın “yeni anayasa
süreci” ile ilgili sorularını yanıtladı.
Yeni anaysa için hiçbir zaman umudunun olmadığını belirten Özbudun, “yüzde yüzün mutabakatını sağlayan bir anaysa yapmanın hayal olacağını” dile getirdi. Yeni anayasada öncelikle ele alınması gereken temel sorunlar olduğunu ifade eden Prof. Dr. Ergun Özbudun başkanlık ya da yarı başkanlık sistemine taraftar olmadığını da sözlerine ekledi.
Yeni anaysa için hiçbir zaman umudunun olmadığını belirten Özbudun, “yüzde yüzün mutabakatını sağlayan bir anaysa yapmanın hayal olacağını” dile getirdi. Yeni anayasada öncelikle ele alınması gereken temel sorunlar olduğunu ifade eden Prof. Dr. Ergun Özbudun başkanlık ya da yarı başkanlık sistemine taraftar olmadığını da sözlerine ekledi.
“YENİ ANAYASA KONUSUNDA HİÇ BİR ZAMAN UMUDUM
YOKTU”
Benim umudum hiç bir zaman yoktu bu sürecin başlangıcından
beri. Bunu söylediğim zaman da bazı dostlar alınganlık
gösteriyordu. Komisyonun kurulduğu, iyi niyetle,
fedakârca çalıştığı… Tabi bunları inkâr etmek mümkün değil bu
komisyonun kurulması da bir aşamadır. Çünkü ondan evvel bu
meclisin bir anayasa yapamayacağı yolunda iddialar vardı.
Bunları geride bıraktık. Bu memnuniyet verici bir husus.
“YÜZDE YÜZÜN MUTABAKATINI SAĞLAYAN BİR ANAYASA YAPMAK
HAYALDİR”
Bugünkü meclis %95’in üzerinde temsiliyet oranına sahip ve
grubu bulunan dört parti de bu meclisin bir anayasa
yapabileceğinde hemfikir ve çalışmalara başladılar. Bunlar işin
olumlu tarafları. Fakat benim Baştan itibaren iyimser
olmamamın nedeni bu çıtanın çok yüksek tutulmuş olması. Şöyle
ki; komisyon kendi belirlediği esaslara göre oy birliği ile
çalışacak, ancak oy birliği ile kabul edilene metinler Türkiye
Büyük Millet Meclisi’ne normal müzakere süreci için
aktarılacak. Bu yerine getirilmesi fevkalade güç bir şart. Çünkü
dünyada hemen hemen hiçbir ülke yüzde yüz mutabakatla bir
anayasa yapmamıştır. Dolayısıyla yüzde yüzün mutabakatını
sağlayan bir anayasa bir hayaldir. Türkiye gibi derin çizgilerle
bölünmüş bir toplumda ise büsbütün hayaldir. Bu bölünme
çizgilerinden biri Kürt sorunu. Burada iki ucu temsil eden
Milliyetçi Hareket Partisi ile Barış ve Demokrasi Partisi’nin ortak
bir noktada buluşabileceğini tahmin etmek bence mümkün değil.
Benim tereddütle karşılamamın nedeni buydu. Öyle zannediyorum
ki olaylar bunu teyit etti. Elbette bu komisyonun
çalışmaları takdire değer, ama maalesef her medenice ve iyi
niyetli tartışma bir sonuç doğurmaya yetmiyor. Nitekim
yetmediği de görülüyor.
“YENİ ANAYASADA ÖNCELİKLE ELE ALINMASI GEREKEN
TEMEL SORUNLAR VAR”
BAŞBAKAN'IN YENİ ANAYASADA İDAM VE BAŞKANLIK HAYALİ! "Acaba Erdoğan, başkanlık sistemini esas alan anayasa taslağını idam cezasını da ekleyip referanduma götürmeyi mi düşünüyor?" Radikal yazarı Murat Yetkin'in çarpıcı analizi için buraya tıklayın... |
Birkaç tane temel sorun var ki, bunlar üzerinde toplumda derin
bölünmeler var. En başta tabi ki Kürt sorunu geliyor. Genel
çerçeve olarak ifade etmek gerekirse, din devlet
ilişkileri sorunu, laikliğin tanımı ve anlaşılış arzı, Diyanet
İşleri Başkanlığı’nın statüsü, asker sivil ilişkilerinin – ki
2010 değişikliği ile o konuda oldukça olumlu adımlar atıldı ama
yine askeri vesayetin bazı kurumsal temelleri de anayasada
durmaya devam ediyor, bu da önemli bir sorun. Yargı üzerinde
tartışmalar cereyan ediyor, 2010 değişikliğinde o konuda da
benim şahsi kanaatime göre olumlu adımlar atıldı, fakat o
adımlar başta Cumhuriyet Halk Partisi olmak üzere muhalefet
partilerinin şiddetle eleştirdiği adımlar. Yargının düzenlenmesi
de yine üzerinde kolay kolay oy birliği sağlanamayacak bir
konu. Herkesin içinde kendisini bulabileceği bir anayasa çok
güzel sözler, edebi sözler, kulağa hoş geliyor, ama
siyasi realiteden hayli uzak.
“BAŞKANLIK YA DA YARI BAŞKANLIK SİSTEMİNE TARAFTAR
DEĞİLİM”
Ben başkanlık ve yarı başkanlık sistemlerine taraftar
olmadığımı şu ana kadar pek çok platformda yazılı ve sözlü
olarak ifade ettim. Kürt sorunu gerçekten derin bir
sorundur. Bugün demokrasimizin karşısındaki En büyük
güçlüklerden engellerden biridir. Ama bu sorunun başkanlık
sistemi ile kolaylaşacağı yolundaki bir iddianın beni tatmin edecek
hiçbir dayanağı yok. Bu sorun hükümet sistemi ne olursa olsun
mevcut olmaya devam edecek. Yeter ki Türk toplumunun da, Kürt
toplumunun da çoğunluğunun, altını çiziyorum, tümünün değil
fakat çoğunluğunun içine sindirebileceği ortalama makul bir çözümde
mümkün olduğu kadar geniş bir oydaşma sağlansın.