Özal'ın raporu değiştirildi iddiası
Abone olTurgut Özal ile ilgili verdiği ‘zehirlenme yok' raporunda şaibe yapıldığı iddiaları üzerine inceleme başlattı.
8. Cumhurbaşkanı Turgut Özal'ın ani ölümündeki sır
perdesi halen aralanamadı. En son 2012 yılında savcılık
kararıyla Özal'ın mezarı açıldı ve Feth-i Kabir yapıldı.
Mezardan çıkarılan Özal'ın naaşı incelenmek üzere
İstanbul Adli Tıp Kurumu'na götürüldü.
Adli Tıp Kurumu incelemenin ardından 13 Aralık 2012'de
"Zehir var ama zehirlenme yok" şeklindeki raporunu
sundu. Bu rapor akıllardaki soru işaretlerini gidermeye
yetmedi.
8 KİŞİLİK YENİ HEYET
Bugün si'nin haberine göre, Merhum Özal'ın şüpheli ölümünü
soruşturan Ankara Cumhuriyet Savcısı Kemal Çetin'in, Adli Tıp 1.
İhtisas Kurulu'nun hazırladığı raporu incelemeye aldığı ortaya
çıktı. Raporun hazırlanma sürecini mercek altına alan Savcı
Çetin'in, yeni bilirkişi heyeti görevlendirmeyi planladığı ve
Feth-i Kabir işleminin tüm aşamalarını bu bilirkişi heyetine
inceleteceği öğrenildi. Aralarında TÜBİTAK uzmanlarının da yer
alacağı 8 kişilik bilirkişi heyetinin, rapora ilişkin teknik
inceleme yapacağı bilgisine ulaşıldı.
RAPOR DEĞİŞTİRİLDİ
İDDİASI
Savcıya Adli Tıp Raporu'yla ilgili çok sayıda ihbar
mektubu ulaştı. Mektuplarda Adli Tıp Kurumu raporunun
şaibeli olduğu, Özal'ın vücudunda kimyasal zehri bulan
personelin raporu hazırlamadığı ve elde edilen
verilerin değiştirildiği öne sürüldü. İhbar
mektuplarında raporun küçük bir grup tarafından
hazırlandığı belirtildi.
İKİ AYRI SORUŞTURMA
Özal'ın şüpheli ölümüne ilişkin soruşturmayı yürüten Savcı Kemal
Çetin, Ergenekon hükümlüsü emekli Tuğgeneral Levent Ersöz hakkında
iddianame hazırlamıştı. Çetin, Özal'ın suikasta uğradığına işaret
ederek Özal'ın hayata dönmemesi için hastaneye götürülüş sürecini
de 'kasıtlı ihmal' olarak değerlendirmişti. Savcı Çetin, Özal'ın
ölümüne ilişkin iki ayrı soruşturma yürütüyor.
BÖBREK ANALİZİ
YAPILMADI
Hazırlanan raporda ciddi bir eleştiri de analizlerin
kadmiyumda ani zehirlenmeleri gösterecek böbrek
analizlerinin yapılmasına geldi. Normalde kadmiyum
zehirlenmesinde kronik maruz kalma kemikte kendini
gösterirken, akut (ani) zehirlenmelere böbrekten
bakılması gerekiyor. Fakat bu analizlerin Adli Tıp
incelemelerinde yapılmadığı aktarılıyor. Kadmiyum
böbreklerde biriken ve kan kimyasını da bozan ağır bir
metal olarak biliniyor.
Adli Tıp Kurumu raporunda, naaşta bulunan zehirlerin çevreden
kaynaklandığı ileri sürülerek, "Ölüm nedeni kesin olarak tespit
edilemedi" denilmişti. Kamuoyunu tatmin etmeyen raporda, naaşta
zehir bulunduğu ama zehirlenme kanaatine varılamadığı ifade
edilmişti. Ancak raporun aksine aynı kurumda görev yapan 3 uzmanın
imzasını taşıdığı belirtilen Analiz Raporu'nda, naaşta bulunan
zehirlerin çevresel faktörlerden kaynaklanmadığı vurgulanmıştı.