Özal'ın ölümünde şok tanık iddiası
Abone olTurgut Özal'ın ölümü masaya yatırıldı bir tanığın ifadesi 'ihmal mi var?' iddialarını güçlendirdi.
İNTERNETHABER- Turgut Özal'ın ölümü yeniden masaya
yatırıldı, konuşulanlar ve ortaya atılan iddialar ise kafaları
karıştırdı. Özal'ın Hacettepe'ye getirildiğinde bir saate yakın
acilde bekletildiğini ve kimsenin müdahalede bulunmadığını iddia
eden tanık, anında müdahale edildiği ve ihmal yok raporlarına
gölge düşürdü.
8. Cumhurbaşkanı Turgut Özal'ın eşi Semra Özal ve oğlu Ahmet Özal, Can Dündar'ın sunduğu "Cumhurbaşkanı Özal: Bir ölümün anatomisi" özel yayınında konuştu. Çok sayıda konuğun katıldığı programda konuşan Semra Hanım, Özal'ın rahatsızlandığı anları şu sözlerle anlattı.
"Spor yapardı sabahları. Fakat o gün İstanbul’a
gideceğimiz "Bugün yürüyüş yapmayacağım.Tekrar duş yapacak kadar
vaktim yok, geç kalırız" dedi. Konuşarak kahvaltı
sofrasına geliyorduk ve konuşurken birden arkamda düştü." diye
konuştu.
ÖZAL'IN SEDYEDE FOTOĞRAFI ÇEKİLDİ
Programın bir diğer tartışma konusu ise Turgut Özal'ın ölümü sırasında çekilen fotoğrafları oldu. Sema Özal, Cumhurbaşkanı Özal'a müdahale edilirken gizlice fotoğraflarının çekildiğini birilerinin de çekilen bu fotoğrafları çekenin elinden aldığını ancak o ismi açıklamak istemediğini söyledi.
Programa telefona katılan Turgut Özal'ın danışmanı Kaya Toperi,
hastaneye geldiklerinde ölüm haberini aldıklarını ve yapılacak
birşey kalmadığını söyledi. Bu sırada fotoğraflarla ilgili sorulara
da cevap veren Toperi, kendisinin böyle bir olaydan haberinin
olmadığını ifade etti.
Bu telefon konuşmasından sonra tekrar söz alan Semra Özal, iddiaların bir bölümünü yalanlarken Toperi'ye tepki gösterdi ve fotoğraflarla ilgili açıklamak istemediği ismin Kaya Toperi olduğunu iddia etti.
'AZERBAYCAN VE BOSNA İÇİN KENDİSİNİ FEDA
ETTİ'
Özal'ın Koruma Müdürü Musa Öztürk, Özal'ın yurtdışı gezilerinde
yorulduğunu söyledi. Öztürk'e göre Özal kendisini Azerbaycan ve
Bosna için feda etti. İşte o sözler:
"Seyahat 12 günlük bir seyahatti. Ramazan’dan da çıkmıştık,
yorucu bir seyahatti. En son durağımız 15 Nisan'da Azerbaycan’dı.
Ama işin aslı kendisini Bosna Hersek ve Azerbaycan için
feda etti.
Bu arada da Bush seçimi kaybetmiş, Clinton’dan
randevu alınmıştı, 25 dakikalık bir randevuydu ama aşağı yukarı bir
buçuk saat görüştük. Rahmetli diyordu ki; "Ben 15-20 gün
burada kalırsam, ameliyat olursam Bosna Hersek’te, Azerbaycan’da
kan gövdeyi götürüyor." Bugün Bosna Hersek kurulduysa
sayın Turgut Özal'a borçlular. Yorgundu ama Türk dünyası için
Müslüman dünyası için maalesef sağlığına fazla dikkat etmedi. "
TANIK NELER SÖYLEDİ?
[PAGE]HACETTEPE'DEKİ TANIKTAN ŞOK SÖZLER
İşte NTV'deki programda Hamza Yavuzyılmaz isimli görgü tanığının
anlattıkları...
Hacettepe'ye bu 67 model araç yaklaştığında acil serviste eşinin
rahatsızlığı nedeniyle orada olan bir tanık şu anda işadamı Hamza
Yavuzyılmaz bire bir tanık oluyor indirişine ve acil servise
getirilişine.
Hamza Yavuzyılmaz: Ben o dönemden iki üç ay önceye
kadar o dönemin Genelkurmay Başkanı Doğan Güreş'in yakın
postasıydım. O dönemden iki üç sonra eşim üniversitenin yurdunda
kalıyordu ben de Antalya'ya dönmüştüm. Dolayısıyla onun bir gün
öncesini anlatmak gerekiyor aslında. Bir gün önce eşim telefona
yetişmek için merdivenlerden aşağı inerken ayağını burkuyor o ara
geçici alçıya alıyorlar. Ben otobüse binip sabah orada oluyorum.
Hemen eşimi alıyorum 9- 10 arası Hacettepe Acili'ne giriyoruz.
Fakat orada dosyamızı açtırıyoruz acil bölümünde rahmetli Özal'ın kaldığı yerin iki oda yanında kalıyoruz. Doktor arıyoruz doktor yok. Müracaata gidiyorum bekleyin siz doktor gelecek çıkmayın diyorlar. Yaklaşık yarım saat bekliyoruz biz anda bir kargaşa oldu bir polis motosikleti geldi cumhurbaşkanını getiriyorlar dedi. Ben onu duyunca hemen doktoru aramaya başladım ayağında geçici olduğu için bir an önce alınıp normal alçıya alınması gerekiyor kangren olabileceğini söylediler bir gün önce. Ben tekrar müracaata yöneliyorum o ara baktım Mercedes kapıya geldi iki koruma ve bir şoför vardı bir tanesi de sedyenin yanındaydı. Sedyeye resmen çuval biri oturtuldu.
İki hademe o odaya onu soktular. Ben inlerken sedyede oturduğunu gördük biz eşim de o zaman nişanlım beraber bakıyoruz kimse yok koridorda. İçeri girer girmez sedyenin üzerinde midesini tutarak sanki kramp geçiriyor gibi resmen inliyordu. Korumanın biri bize doğru koştu biri diğer tarafa koştu her tarafı boşalttılar. Bize de geri gidin diye talimat verdiler. Bir koruması içerde kaldı. Ben ara ara çıkıyorum merakımdan daha önce hiç görmedim ben rahmetli cumhurbaşkanımızı ama o anda inanılmaz derecede içim koptu başındaki koruma yalvarıyor doktor bulun diyor. Sedyeyi dikine koydukları için kapı sedyeye dayalı duruyordu.
Bildiğimiz hasta sedyesi yani yatırılarak sokulabilirdi ama
orada oturarak duruyordu ve koruma yalvarırcasına bağırıyordu
doktor bulun diye. Bir koruma koşarak yanına geldi ne oluyor dedi
doktor bulun diye hala bağırıyordu. Sonra bir ara genç doktor gibi
bir şey geldi baktı başında durdu oda koşmaya başladı müracaata
doğru. Ben bu arada yanına gittim korumaya sanki yardım edeceğim
ama mümkün değil cumhurbaşkanımızı bakıyorum inlemeye devam ediyor.
Midesini tutuyor ve kasıyor kendini.
Emin misiniz? Sizden başka tanık var mıydı
orada?
Hamza Yavuzyılmaz: Kesinlikle yaşıyordu. Eşim hem
kendi acısı hem de sanki cumhurbaşkanımız orada yardım diliyor
gibiydi çok üzücü bir sahne. Birisi sanki onu oraya attı ve gitti
bir durum vardı. Hatta biz çelişkiye düştük bunlar cumhurbaşkanına
bakmıyor bize nasıl bakacaklar. Ben o anda bir anda müracaata doğru
yöneldim diğer koruma galeri boşluğuna doğru gitti orada
tırabzanlara dayalı üç dört tane doktor katlardan çıkıyor, bakıyor
ve kaçıyorlar içeri. Yaklaşık 1-1.5 saat filan gibi bir vakit
geçirdik orada o sürede kimse müdahale etmedi.
Eşiniz hattımızda. Sizde aynı iddia görüşte misiniz
inleyişine sizde tanıklık ettiniz mi?
Sevinç Yavuzyılmaz: Aynen Hamza beyinde söylediği gibi
bende tanık oldum sedyenin üstünde karnını tutarak girdi. Suratında
bir acı çekme vardı ama zorlayarak etrafını da önemser bir ifadesi
vardı bir şeyim yok gibi. Bizim aklımıza o an ciddi bir şey gelmedi
ufak önemsiz bir şey diye düşündük. Bizim öfkemiz cumhurbaşkanına
müdahale etmeyen hastane de bizi egoistliğimizle kendimizi düşündük
çıkalım kendimizi kurtaralım cumhurbaşkanına mutlaka bakarlar diye
düşündük. Hiç aklımıza vefat edeceği gelmedi. Çok net
hatırlamıyorum ama biz daha erken gidip bize de müdahale edilmediği
için minimum 45 dakika 1 saat diyorum. En son Semra hanım geldi biz
o sırada dosyamızı müracaattan almak için mücadele ediyordu eşim
Semra hanım girdi biz çıktık zaten. Oradan ayrıldıktan sonra biz
5-10 dakika içinde vefat etti haberini aldık.