Özal'ın naaşı mumyalandı
Abone olGATA’nın eski komutanı, emekli Tümgeneral Prof. Ömer Şarlak, anılarında Rahmetli Cumhurbaşkanı Turgut Özal'ın mumyalandığını yazdı. Özal'ın naşına yapılan işlemler:
‘Rahmetli Özal’ın vücut boşluklarına formol dolduruldu, dokulara
da yine formol enjekte edildi. Yüzeysel kokuşma için de vücut
yüzeyine, deriye formalin sürüldü ve kefenlendi. Cumhurbaşkanı
Turgut Özal, ölümünden sonra 2 asker imam tarafından GATA’nın
gasilhanesinde yıkandı. GATA’nın emekli komutanı Tümgeneral Ömer
Şarlak kitabında ilk kez bunu anlatırken, kefenlenen naaşın 5 gün
sonra İstanbul’da defnedileceği için mumyalandığını açıklıyor.
Mumyalama, Semra Hanım ve Korkut Özal’ın izniyle, 11 paşa önünde
dev enjektörlerle yapılmış. GATA’nın eski komutanı, emekli
Tümgeneral Prof. Ömer Şarlak, kendisini ‘başı ağrısa’ yanına
çağıran, Köşk’te ve GATA’da sık sık muayene ettiği 8’inci
Cumhurbaşkanı Turgut Özal’ın ölümü ve geçici tahnitinin (mumyalama)
bugüne kadar kamuoyuna hiç yansımayan perde arkasının detaylarıyla
ilk kez anlattı. Özal’ın iki asker imam tarafından dini vecibelere
uygun olarak GATA’nın gasilhanesinde yıkanıp, kefenlenip morgun 5
numaralı soğutucu çekmecesine konulan naaşı, 5 gün sonra
İstanbul’da defnedileceği için, asker paşalar önünde otopsi
masasına yatırılıp dev enjektörlerle mumyalanmış. ‘Sayın Özal beni
dinleseydi, bugün aramızda olurdu’ diyen Şarlak Paşa, yıllarca
kamuoyunu meşgul eden, ‘Özal’a niçin otopsi yapılmadı?’ sorusuna,
‘O gün tüm aile fertleri dahil hiç kimse otopsi istemedi’ yanıtını
verdi. Paşa, daha sonra ortaya atılan zehirlenme iddiaları
nedeniyle, ‘Bugün keşke yapsaydık diye düşünüyorum’ diyor. KORKUT
ÖZAL, KARDEŞİ YIKANIRKEN DUALAR OKUDU Turgut Özal’ın vefat ettiği
17 Nisan 1993 akşamı, cenazesi saat 22.00’de gizlice GATA’nın
morgundaki 5 numaralı soğutucuya yerleştirilir, kardeş Korkut
Özal’ın onayıyla GATA’nın 2 asker imamı eşliğinde yıkanmaya başlar.
Korkut Özal, ‘Ağabeyim Allah’ına kavuştu. O artık çok mutludur.
Ölümünden dolayı üzüntü duyulmaması gerekir’ der ve dualar okur. 19
Nisan 1993’te GATA’da görevli bütün general arkadaşlarını hastaneye
çağırdığını belirten Şarlak Paşa, mumyalamada Tuğamiral İnal
Ülgenalp, Tuğgeneraller Levent Karaca, Fahrettin Alpaslan, Sabri
Devecioğlu, Nusret Aras, Şakir Tanındı, M. Ali Gündoğan, Çetin
Harmankaya, Hikmet Tanboğa, Deniz Demirkan ve kendisi dahil 11
generalin hazır bulunduğunu belirtiyor. Basım işlemleri hukuki
takip ve gözetim için avukatı Abdullah Egeli tarafından yürütülen,
3 Aralık günü çıkacak kitabında bu işlemi şöyle anlatıyor: YAĞ VE
KAS DOKULARINA ‘FORMOL’ DOLDURULDU ‘Kefenli olarak rahmetli
Cumhurbaşkanı Turgut Özal sedye ile otopsi masasına yatırıldı ve
kefeni açıldı. Görevliler formol solüsyonları ve büyük enjektörler
hazırlamışlardı. Prof. Albay Rıfkı Finci, Doç. Yarbay Ömer Günhan
ve otopsi teknisyeni Mustafa Okumuş gerekli tahnit işlemini
gerçekleştirdi. Bu işlemde vücut boşluklarına, yağ ve kas
dokularının yoğun bulunduğu bölgelere formol dolduruldu veya 50-100
cc.lik enjektörlerle enjekte edildi. Yüzeysel kokuşmayı önlemek
için de vücut yüzeyine, deriye formalin sürüldü ve tekrar
kefenlendi. Sonraki günlerde rahmetli Özal için yapılan törenlerde,
İstanbul’a uçakla nakledilişinde ve İstanbul’da mezarına konulması
esnasında yakınındakiler formol kokusunu yoğun olarak
hissettiklerini ifade ettiler.’ Bir ayakta terlik diğerinde tokyo
Ömer Şarlak Paşa’yı arayan telefonun ucunda Özal vardır, ‘Şarlak
Paşam, dünden beri sağ ayağım ağrıyor. Epey de rahatsız ediyor.
Size zahmet olacak, buraya kadar gelirseniz memnun olacağım’ der.
Paşa, şöyle devam ediyor: ‘Üzerinde eşofman vardı. Sol ayağına
terlik, sağ ayağına da tokyo giymişti. Daha uzaktan sağ ayak baş
parmağının kızarık ve şiş olduğunu görmüştüm. ‘Sayın
Cumhurbaşkanım. Uzaktan bile kolayca fark ediliyor. Ayak baş
parmağınız şişmiş. Haklısınız çok da ağrıyordur. Sizde gut
hastalığı var. Mutlaka ürik asidiniz de çok yüksektir’ dedim ve bir
koltuğa oturan Cumhurbaşkanımızın ayağını muayene ettim.’ ‘Yetişin’
feryadı ve son 4 saat Tarih 17 Nisan 1993 Cumartesi, saat 10.00.
Köşk’ten gelen telefondaki ses, telaş ve heyecan içinde, ‘Şarlak
Paşam, acele yanınıza kardiyoloji uzmanı da alarak Köşk’e yetişin.
Lütfen çabuk olunuz’ der. İşte son saatler: ‘Hacettepe Ácil
Servisi’ne ulaştığımızda saat 11.15’ti. Merdivenleri koşarak
çıktık. Yoğun bakım odasının kapısına geldiğimde, odanın sağ köşe
yatağında, Turgut Özal’ı gördüm. Çıplak bir durumda yatıyordu ve
karın bölgesi ile alt tarafı bir çarşafla örtülüydü. Yüzünde
gülümseyen bir ifade vardı. Üzerine eğilmiş iki genç doktor
gayretle kalp masajı yapıyorlardı. Genç doktorların göğüs bölgesine
her basışlarında, hastaya bağlı olan ve hayati fonksiyonları
gösteren monitörde sivri bir dalga oluşuyordu. Kalp masajı yapan el
göğüsten kalkınca monitörde sadece düz bir çizgi ortaya çıkıyordu.’
Konsültasyona yarım saat ayırsa yaşardı Özal, Türk cumhuriyetleri
gezisinin arifesindedir. Şarlak Paşa, ‘Sayın Cumhurbaşkanım. Uzak
yerlere uzun sürecek bir geziniz olduğunu biliyorum. Bu seyahatten
önce, böylesi bir gut nöbetinden sonra size bir konsültasyon
yapılması gereklidir. İzniniz olursa arkadaşlarımı yarım saat
içinde toplayabilirim. Köşk’te veya bizim akademimizde bu
konsültasyonu gerçekleştirebiliriz. Sizin ayıracağınız zaman yarım
saati geçmeyecektir’ der. Özal, ‘Biz bu konsültasyon işini
yurtdışından döndükten sonra yapalım. Okuyacağım çok rapor,
inceleyeceğim pek çok konu var. Hiç zamanım yok’ yanıtını verir.
Paşa, ısrarlarından sonuç alamaz ve Özal’a diyet listesi ve bazı
ilaçlar gönderir. ‘Bütün çabalarım boşa gitmişti ve
Cumhurbaşkanımızı yapılması gereken bir konsültasyon için ikna
edememiştim’ diyor Şarlak Paşa. HURRİYETİM