Özal zehirlendi mi yoksa eceliyle mi öldü tartışmaları; yerini
Özal öldürüldü mü sorusuna bıraktı. Aslına bakarsanız bu aynı şey
değildir. Bu sadece bir yöne insanları odaklamaktır. Bir anlamda
psikolojik hava yaratma yöntemidir.
Özal eceliyle mi öldü diye sunulsa yaratacağı etki; Özal
öldürüldü mü diye sunulmasından çok daha etkisizdir çünkü.
Bu bakış açısı; olaylara olumsuz bakmayı seven bir toplum
olduğumuzun ince bir göstergesidir.
Bu bakış açısı; mutlu olmak üzerine değil mutsuz olmamak üzerine
yaşadığımızın ve yaşamımızı buna göre yönlendirdiğimizin bir
göstergesidir.
Belli ki rahmetli Özal’ın oğlu; babasının öldürüldüğü
konusundaki kişisel fikirlerini bazı insanları suçlayarak gündemde
sıcak tutmaya çalışmakta.
Bir evlat olarak babasının ölüm nedeninin araştırmak ve bu
konuda sonsuz tatmine ulaşmak elbette onun hakkıdır. Elbette iç
huzuru için bu gerekli olabilir. Ancak bunu yaparken konjonktürü
kullanmak ve bu konjonktüre uygun olarak suçlamalarda bulunmak; çok
da iyi veya ahlaklı bir yaklaşım olmasa gerek.
Varsa ciddi bir delil; bunları gerekli mercilerle paylaşarak
araştırılmasını sağlamak onun için çok zor olmasa gerek.
Bu ülkede anasının babasının ölüm nedenleri yüzünden huzursuz
yaşamlara mahkûm insanların çok olduğunu tahmin etmek herhalde zor
değildir.
O insanlar ellerinde ne kadar güçlü şüpheli listesi olursa
olsunlar; bunların hızla değerlendirilmesi hususunda Sayın Özal’dan
çok daha şanssızlardır.
O yüzden Sayın Özal’ın babası ile ilgili şüphelerini bazı
insanları töhmet altında bırakacak şekilde basınla paylaşması; en
azından insani olarak çok etik değildir.
Yakışmamıştır.
Hele hele bunları Amerikan filmlerini aratmayacak komplo
teorileri ile süslemek hiç olmamıştır.
Sonuç olarak bu ülkenin değerlerinden birisi olan Sayın Özal’ın
ölümündeki şüphelerin üzerine yerleşen ya da bilmediğimiz bir
nedenle özellikle yerleştirilen sis perdesinin kaldırılması
hususundaki çalışmalara destek vermek ayrı bir şey, bu konuyu çorba
edip, içinden çıkılmaz hale getirmek ayrı bir şeydir.
Başlamış bir soruşturma ile ilgili tüm bilgileri, tüm şüpheleri
en ince ayrıntılarıyla yetkililerle paylaşıp, gereğinin yapılmasını
beklemenin yanında; sevgi ve hoşgörü konusunda rahmetli Özal’ı
hatırlamak; sanırım en çok evlatlarına yakışacaktır.