Özal suikastında kritik bağlantılar
Abone olTBMM Susurluk Araştırma Komisyonu Üyesi Fikri Sağlar, zehir iddiasından çok Özal suikastının araştırılmasını istedi
TBMM Susurluk Araştırma Komisyonu Üyesi Fikri Sağlar,
Anadolu Bankası'nın dolandırılmasıyla ilgili kurulan Horzum
Araştırma Komisyonu'nun, Turgut Özal'ın suikastına kadar ulaştığını
söyledi.
Kemal Horzum'un Kartal Demirağ'a para gönderdiğinin
tespit edildiğini dile getiren Sağlar, Demirağ'ın nerelerde eğitim
aldığını o zaman gayet iyi gördüklerini ifade etti. Sağlar, Özal'ın
ölümünden daha ziyade suikastın araştırılması gerektiğini
vurguladı.
Cihan Haber Ajansı (Cihan) muhabirine konuşan CHP Parti Meclisi
Üyesi Fikri Sağlar, Türkiye'de asıl önemli olanın devlet sırrı,
kapsamı ve kavramı olduğunu ifade etti. Türkiye'de şimdiye kadar
bütün olayların arkasında bir derin egemenlik mülkiyetinin
kendisinde olduğunu gören devletin sivil bürokrat yapısı olduğuna
dikkat çeken Sağlar, şöyle devam etti: "Derin devlet dediğimiz bu
ilişki ağı, 'halkın seçmiş olduğu siyasilerin beceremeyeceği veya
devletin âli menfaatlerini yeterince koruyamayacağı, kendi kurmuş
oldukları statünün devam etmesi adına onların işine mutlaka
karışılması gerekeceği' anlayışı yerleşmiş. Bu anlayış, zaman zaman
hukuk tanımaz, devletin hukukun evrensel üstünlüklerine ya da
evrensel kurallarına, devletin hukukun üstünlüğüne inanmayan
yapılar. Susurluk'ta gördüğümüz gibi Kürt sorununu çözmek üzere
yargısız infazların yapıldığı, devletin resmi organları içerisinde
gayri resmi kurumlar oluşturarak onların üzerinden ya da yapmak
istediklerinin üzerine gidildiği bir dönem yaşanıyor. JİTEM ve
benzeri yapılar bunların bilinen örneklerinden bir tanesi. Bunları
zaman zaman meşru organların dışında gayri meşru güçler de
kullanıyor. Mafya, çete oluşturuyorlar. O nedenle Susurluk'ta en
önemli nokta, Türkiye tarihi açısından devletin çete kurduğu ve
çetenin de yakalanarak hüküm giydiğini açıkça gördük. Mahkeme
kararıyla bunu gördük. Bence en önemli noktalardan bir tanesi. Ama
bu büyük baskının toplumsal demokratikleşme ve hukukun üstünlüğüne
inanan yapının yıkılmış olduğu bir sonuçtur. Bunun altını çizmek
isterim."
"DEVLET SIRRI KAPSAMI ÇOK İYİ KULLANILIYOR"
Araştırma komisyonlarına iç tüzük anlamında ticari ve devlet
sırlarının verilmesinin söz konusu olmadığını hatırlatan Sağlar,
araştırma komisyonlarının yaptırımının da bulunmadığını ifade etti.
"Meclis'te kurulmuş olan Darbeleri Araştırma Komisyonu da aynı,
devletin bu dirence ya da bu oluşumu, tırnak içerisinde devlet
sırrı kapsamı arkasında saklı olan noktasını çok iyi kullanıyor,
bilgi vermiyor." diyen Sağlar, "MİT bugün gazetelerde görüyorsunuz;
1996-1997 yılında Susurluk Komisyonu'nun ortaya çıkardığı, komisyon
raporuna da yazdığı bayat bilgileri yeniymiş gibi topluma aktarmaya
çalışıyor ve MİT bir şey yapmış görüntüsü içerisinde sunmaya
çalışıyor. MİT'in Hizbullah ile ilgili gönderdiği bilgi ne kadar
yeterli, ne kadar doğruyu anlatıyor, ne kadar yanlış istihbarat
vererek insanları farklı yönlere yönlendiriyor; o da ayrı bir
mesele. MİT, başbakana bağlı olan bir kuruluş, ama başbakan MİT'in
başkanını yargıdan kaçırmaya çalışıyor. Dolayısıyla zaten devletin
kurumları arasında hukuka uyup uymama noktasında çelişkiler var. Bu
çelişkiler daha sonra çatışmayı oluşturuyor. Çatışmaların
sonrasında ortaya çıkan bilgilerin doğruluğu ya da kirliliği
insanların kafasında kuşku yaratıyor. O nedenledir ki bir yere
varamıyorsunuz. Çünkü hangi bilgi doğru, hangi bilgi kirli,
hangisinden yönleniyorsunuz, hangisinden doğruya varıyorsunuz,
gerçek adaletin oluşması doğrultusunda kararlar verebiliyorsunuz;
bunu göremiyorsunuz." sözlerini kaydetti.
"ÖZAL SUİKASTI BAŞLI BAŞINA ARAŞTIRILMALI"
1998 yılında Turgut Özal ile Eşref Bitlis'in öldürülmeleriyle
ilgili Meclis Araştırma Önergesi verdiğini hatırlatan Sağlar,
bunların hepsinde kuşkular olduğunu ifade etti. Özal'ın ölmesinden
daha önemlisi öldürülme teşebbüsü olduğuna dikkat çeken Sağlar,
şunları söyledi: "Asıl araştırılması gereken bir kontgerilla, bir
ülkenin başbakanına, Türkiye Cumhuriyeti'nin tarihi içerisinde
ender rastlanan başbakanlara yapılan suikaste muhatap olmuş olan
Özal'ın bu suikastı başlı başına araştırılması gerekendir; ölümünün
sorgulanmasından daha önce. Ama nedense ölümü üzerinde daha çok
duruluyor. Adli Tıp Kurumu'nun verdiği raporla insanların kafası
daha çok karışıyor. Kimilerine göre böyle bir şey yoktur deniyor,
kimilerine göre saklanıyor deniyor; aile böyle iddia ediyor. Ama
ölümünden daha ziyade suikastının araştırılması gerektiğine
inanıyorum. Bu suikastın araştırılmasıyla ilgili ben, Bülent
Şemiler ve Kemal Horzum Araştırma Komisyonu sırasında bu çalışmayı
iki yıl boyunca yaptım. Ulaştığımız yer çok ciddi yerdir. Kartal
Demirağ'ın nerelerde eğitim aldıklarını o zaman gayet iyi
görmüştük. Asıl üzerine gidilmesi gereken mesele odur. Anadolu
Bankası'nın dolandırılması dolayısıyla komisyon kuruldu. Fakat
burdan Turgut Özal'ın suikastına kadar ulaşıldı. Çünkü Kemal
Horzum'un, Kartal Demirağ'a para gönderdiği tespit edildi. Özal'ın
oluşturduğu araştırma komisyonu; devlette, Başbakanlıkta
oluşturulan bir komisyon tarafından tespit edildi. Dolayısıyla
komisyon o tarafa doğru çalışmalarını sürdürdü."