Özal suikastçısını susturan telefon!
Abone olÖzal suikastçısı Kartal Demirağ, Taraf muhabiriyle konuştuğu sırada gelen bir telefon üzerine hemen bulunduğu yerden ayrıldı.
Özal'a suikast girişiminde bulunan Kartal Demirağ'a
ulaşan Taraf muhabiri tam sorulara başlamıştı ki, o esnada gelen
esrarengiz bir telefon herşeyi altüst etti...
8. Cumhurbaşkanı Turgut Özal'ın oğlu Ahmet Özal'ın açıklamaları ve
Taraf'ın "Özal suikastında Simavi'nin adı" manşetinin ardından
harakete geçen Taraf muhabiri Mustafa Ünlü, Özal'a
suikast girişiminde bulunan Kartal Demirağ'ın yaşadığı
Afyonkarahisar'ın Dazkırı ilçesine gitmek üzere yola koyuldu.
Hikayenin gerisini Mustafa Ünlü'nün kaleminden okuyalım:
Dazkırı İlçesi'ndeki haber kaynaklarıma ulaştım. Bana biraz
beklememi, Demirağ'a ulaşıp röportaj talebimi ileteceklerini
söylediler. Bir süre sonra Kartal Demirağ'ın röportaj talebini
kabul ettiğini söyleyip beni Dazkırı'ya çağırdılar.
SİMAVİ KİM Kİ BANA EMİR VERSİN
Dazkırı'ya gittiğimde aracılık yapan kişilerin söylediği adrese
gittim. Bir süre sonra Kartal Demirağ geldi. Yüzü çok gergindi.
Sinirli olduğu her hareketinden belli oluyordu. "Elini fotoğrafı
makinesine bile götürürsen iyi olmaz" dedi ve "Kimsin, kime
çalışıyorsun" diye bağırdı.
Taraf muhabiri olduğumu söyleyip o günkü Erol Simavi manşetimize ilişkin konuşmak istediğimi söyledim. Bir anda sinirlendi. "Biz ülkücülükten gelmeyiz. Simavi kim ki bana talimat versin" diye bağırdı. Ben onu sakinleştirmeye çalışırken cep telefonundan aradılar. Hemen geleceğini söyleyip kalktı yanımdan.
Uzun bir süre buluştuğumuz yerde geri dönmesini bekledim.
Aracılık yapanlar da ortada yoktu. Bunun üzerine kalkıp Dazkırı
içinde gezmeye, Kartal Demirağ hakkında biraz bilgi toplamaya
başladım. Cezaevine girmeden önce ve girdikten sonra yabancı
plakalı araçlarla gelenler olurmuş yanına. Onu tanıyanlara göre
psikolojisi iyice bozulan Demirağ, kısa bir süre önce de hesap
vermek istemediği birahanede dayak yemiş.
Dazkırı'da bilgi toplayıp demirağ'ın yeniden görüşmek için haber
göndermesini umut ederken Özal döneminin önemli isimlerinden eski
bakan Cengiz Altınkaya ile görüştüm. Altınkaya "Kartal Demirağ'ın
bu suikastta kesinlikle yalnız olamayacağını düşünüyorum. Bu
suikastı kendisi tek başına gerçekleştiremez. Arkasında muhakkak
birileri vardır" dedi.
FOTOĞRAF MAKİNEMİN KARTI UÇTU GİTTİ
Bütün gün ve geceyi Demirağ'ın yeniden ortaya
çıkmasını umut ederek Dazkırı'da geçirdim. Sonra gazetenin
merkezinden elimizdekileri yazmam için Dazkırı'dan ayrılmam
söylendi. Tam bu sırada ilk gödrüşmeyi ayarlayan kişiler ikinci bir
görüşme olacağını söyleyip yeni bir adres verdiler. Tekrar söylenen
yere gittim. Kısa bir bekleyişin ardından Demirağ değil tanımadığım
birkaç kişi geldi. Bana bu konuyla daha fazla ilgilenmememi,
Demirağ'ın kesinlikle konuşmayacağını daha fazla kurcalarsam
tatsızşeyler yaşanabileceğini söylediller. Bunun üzerine notlarımın
alınabileceği endişesiyle tuvalete gitmek için izin isteyip masadan
ayrıldım. Aracıma atlayıp haberimi yazmak, fotoğrafları geçmek için
uygun bir yerde mola verdiğimde ise çok tatsız bir sürprizle
karşılaştım. Fotoğraf makinemin kartı kaybolmuştu. Ya ben işin
heyecanıyla düşürmüştüm ya da birilerinin eli çok uzundu.