Özal bu 2 sebepten mi öldürüldü?
Abone olEski Devlet Bakanı Salim Ensarioğlu, 8. Cumhurbaşkanı Turgut Özal'ın zehirlenerek öldürüldüğünü iddia etti.
Eski Devlet Bakanı Salim Ensarioğlu, zehirleme sürecenin
bir yılda mı yoksa iki yılda mı başladığını bilemeyeceğini ifade
etti. Ensarioğlu, Özal'ın Kürt sorunu ve
demokrasi adımları nedeniyle öldürüldüğünü savundu.
Eşref Bitlis, Uğur Mumcu, Jandarma Albay Kazım Çillioğlu ve
Özal'ın birbiri ardına ölmesinin tesadüf olamayacağını vurgulayan
Ensarioğlu, Özal'ın, Türkiye'de özgürlük ve demokrasi alanında
büyük atılımlar yaptığını hatırlatarak, "Bundan rahatsız olan kim?
İhtilali yapanlar. Eğer bu olaylarda Ergenekon içinde görev almış
suçlu insanlar varsa başta Özal'ı yok etmişlerdir." dedi.
Cihan Haber Ajansı (Cihan) muhabirine konuşan Ensarioğlu, 12 Eylül
ihtilalinden sonra Özal'ın, başbakan ve cumhurbaşkanı oluşunun
Türkiye için büyük bir şans olduğunu ifade etti. Askere karşı
direnmeyen, el pençe duran birisi olsaydı Türkiye'nin bugün
geleceğe noktayı, belki 50 sene sonra dahi yakalamayacağını dile
getiren Ensarioğlu, o dönemi Özal'ın atlattığını ifade etti.
"HAYATIMDA EN ÜZGÜN OLDUĞUM OLAYLARDAN BİRİ ÖZAL'I
TANIYAMAMAKTI"
Rahmetli Özal ile o dönem ayrı partilerde olduklarını hatırlatan
Ensarioğlu, şöyle devam etti: "O zaman bizim genel başkanımız ha
bire Özal'ın aleyhinde konuşmamızı istemesinden dolayı, doğru
dürüst tanıma imkanı bulamadım. Bugün hayatımda en üzgün olduğum
olaylardan biri, o zaman Özal'ı iyi tanımadık. Ayrı partideydim ve
sürekli aleyhinde konuşmak zorunda hissettiriyordu parti. Bu bir
suçlama değil. Ülkenin cumhurbaşkanını, başbakanını tanıyamadık.
Ben o zaman milletvekiliydim."
Ensarioğlu; Özal'ın halk ve millet için demokrasi için siyaset için
bir şans olduğunu söyledi. "Bundan rahatsız olan kim? İhtilali
yapanlar." diyen Ensarioğlu, "Bugün içerde; ben kimseyi
suçlamıyorum, içerdeki insanlardan beraat edenler de olur, ceza
alanlar da olur, eğer bu olaylarda Ergenekon içinde görev almış
suçlu insanlar varsa başta Özal'ı yok etmişlerdir herhalde. Netice
olarak işin başında bir yerde demokrasinin o dönem başını çeken
Türkiye'nin önünü açan, dünyaya kapılarımızı açan Özal'dı. Bir
malbora bile o dönem Türkiye'de yasaktı. Kürtçe konuşmak yasaktı.
Onun önünü açan oydu. Netice olarak mantıklı düşünüyorum; evet,
doktorlar kalp değil diyor. O zaman zehirlemeden öldürmedir. Ama bu
zehirlemenin süreci bir yılda mı başladı, iki yılda mı başladı,
bilemem. Eşref Bitlis'in ölümü, bir iki albayın intihar denilen
ölümü, Özal'ın ölümü, bunların hepsi tesadüf olamaz. Türkiye'de
hala bir cumhurbaşkanının ölümü, kafalarda faili meçhul olarak
kalıyorsa vah halimize. Türkiye, demek daha çok çok mesafe alması
lazım. Bir iki yerde okudum; Çankaya'da görev yapan birkaç
personel, yurt dışına kaçtı, iadesi olmayan ülkelere kaçmış.
Doğruysa, artık bundan şüphe etmek yanlıştır. Evet, bu bir
suikasttır, zehirlemedir. İsmi ne olursa olsun. Netice olarak o
dönemin yetkilileriyle konuşmak lazım." diye konuştu.
"MESUT YILMAZ ZEHİRLENMEDİĞİNİ NEREDEN
BİLİYOR?"
Eski başbakanlardan Mesut Yılmaz'ın açıklamalarını dinlediğini ve
Özal'ın zehirlenmediğini söylediğini aktaran Ensarioğlu, "Mesut
Yılmaz, Özal'ı hayatımda en yorgun gördüğüm haliydi, bitkin ve
yorgundu diyor. Bu normal ölümdür diyor. Peki bitkin ve yorgun
haliydi; zehirlenmediğini nerden biliyorsun? Bunun
zehirlenmediğini, bir süreç içinde o noktaya getirilmediğini
nereden biliyorsun. Hayır, normal ölüm diyor, çünkü çok bitkin
gördüm diyor. Herhalde zehirlendiği zaman kalkıp dans edecek hali
yok. Bitkin olur." şeklinde konuştu.
"YÜZDE 50 KÜRT SORUNU İÇİN ÖLDÜRÜLDÜ"
"Çok kişinin nasırına bastığı için öldürülmüş olabilir mi?"
sorusuna ise Ensarioğlu, "Hepsi olabilir ama başında ben
açıklıyorum; Ergenekon denilen derin devletlerin varsa; bugün yarın
yargı kararını verecek, göreceğiz delilleriyle. Çünkü burada gizli
tanık çok var. Gizli tanık ifadelerini biz bilmiyoruz. Ben
dosyaları incelemedim. Onlar açıklansaydı bugün rahat bir yorum
yapardım. Var mı dersen, evet var. Kontra gerilla olduğuna
inanıyorum, faili meçhuller hem örgüt tarafından hem devlet
tarafından yapıldığını, çoğunun devlet tarafından yapıldığına
inanıyorum. Ama delil ver desen, veremem. Gizli tanıklar içinde
belki paşalar vardır, belki emniyet genel müdürleri vardır. Çünkü
onlar işin içindedir. Gizli tanık, ben yapacak halim yok. İşin
içinde olanlar yapacak. Onları görseydim daha net konuşurdum. Eğer
Türkiye'de bir cumhurbaşkanı ölüyor, helikopter gelmiyor, ambulans
yok, bir arabanın arkasına atılıyor önce Gülhane mi deniyor. Sonra
ben Diyarbakır'da bırak burayı, il başkanım benden önce, Dicle'de
oturuyordum. Bir kazam olurdu, üniversiteyi arardım; benim bir
hastam geliyor, hastanedeki doktorlardan rica ederdim hazır olurdu.
En azından hasta girdiğinde, giriş kolay olurdu. Burada bir
cumhurbaşkanı neredeyse iki üç saat dolaştırıldı." karşılığını
verdi.
"Özal'ın Kürt sorununun çözümüne yönelik adımları da vardı. Bu
sebepten olabilir mi?" sorusuna da Ensarioğlu, "Yüzde 50 bu yüzden;
yüzde 50 demokrasi açısından. İhtilalden sonraki açılımlar, yurt
içi ve yurt dışındaki demokrasi adımları, açılımlar. Kürt sorunu,
evet, yüzde 50 onun içindir." dedi.