Öymen:Türkiye uçurumun kenarında
Abone olCHP'li Onur Öymen, AKP Hükümeti’nin izlediği politikalarla ülkeyi sonu belirsiz bir uçuruma doğru sürüklediğini öne sürdü.
CHP Genel Başkan Yardımcısı Onur Öymen, AKP Hükümeti’nin
izlediği politikalarla ülkeyi sonu belirsiz bir uçuruma doğru
sürüklediğini öne sürerek, "Bu iktidarın sonu da hüsranla
bitecektir" dedi. Öymen, yaptığı yazılı açıklamada, iktidar olmanın
ve tek başına hükümet kurmanın AK Parti’ye yetmediğini, iktidarın
toplumun dokusunu değiştirmeye yönelik uygulamaları toplumun
gündemine taşıdığını savundu. "Bir yandan Türkiye’yi AB’ye taşıma
hedefini benimsemiş görünüyorlar, bir yandan da Avrupa değerleri
ile taban tabana zıt politikaları toplumumuza damardan şırınga
etmeye çalışıyorlar" diyen Öymen, şunları kaydetti: "AKP Hükümeti
izlediği politikalarla ülkemizi sonu belirsiz bir uçuruma doğru
sürüklemektedir. Bu iktidar ümmetçi anlayışını her vesile ile ön
plana çıkartmakta, şeriat özlemini fütursuzca dile getirmektedir.
Hedeflerinin ne olduğu, hala Başbakanlık Müsteşarlığı gibi devletin
en önemli makamında tutmaya devam ettikleri zatın makalelerinden
açıkça anlaşılıyor. Türkiye’nin gündemini sürekli olarak dini
içerikli konularla doldurmak istiyorlar. Bu parti iktidara
geldiğinden beri bir tek hafta geçmemiştir ki, Sayın Başbakan veya
partisinin yöneticileri dini bir konuyu Türkiye’nin gündemine
taşımasınlar. Hiçbir ülkenin başbakanı, bakanı, her Allah’ın günü
din alimi edasıyla fetva vermeye kalkışmaz." İktidarın birincil
hedefinin, laik eğitim düzenini yozlaştırmak ve din adamı
yetiştirmek amacı ile oluşturulmuş eğitim kurumlarından mezun
olanları devletin çeşitli kurumlarına yerleştirmek olduğunu ileri
süren Öymen, "İstiyorlar ki, yargı organları, güvenlik güçleri,
yüksek idare makamları, ekonomi bürokrasisi ve devlet yönetiminin
bütün kilit noktaları din eğitimi görmüş insanlarla doldurulsun. İş
başına geldiklerinden beri yaptıkları budur" dedi. Öymen, dinin çok
kutsal bir duygu olduğunu ve dini konuları siyasete alet etmenin
dine saygılı bir davranış olamayacağını vurgulayarak, şu görüşlere
yer verdi: "Dini giysileri siyaset sembolü haline getirmek bir
siyasi partinin yapabileceği en büyük yanlışlardan biridir. Bu,
Atatürk’ün 80 yıl önce gerçekleştirdiği büyük reformları inkar
etmektir. Adını açıkça koyalım, yapmaya çalıştıkları bir karşı
devrimdir. Türkiye’de geçmişte de dini siyasete alet etmek
isteyenler çıkmıştır. Kendi Meclis Grubunda, ’Siz isterseniz
hilafeti bile geri getirebilirsiniz’ diyenler olmuştur. Halkın din
duygularını sömürerek oy almak isteyenler olmuştur. Siyasi destek
sağlamak amacıyla tarikatlarla işbirliği yapanlar olmuştur ve
bunların hepsinin sonu hüsranla bitmiştir. Bu iktidarın sonu da
hüsranla bitecektir."