Öymen partikhaneyi eleştirdi
Abone olCHP Genel Başkan Yardımcısı Onur Öymen, Patrikhane'nin devlet içinde devlet gibi görülmesi veya kendisini öyle görmesinin son derece yanlış olacağını belirtti.
Öymen, yaptığı yazılı açıklamada, Türk-Yunan ilişkilerini
değerlendirdi. Türkiye'de görev yapacak kuruluşların ve Türk
yasalarına göre hareket etmesi gerekenlerin Türk devletinin
politikasını göz ardı edemeyeceklerini ifade eden Öymen,
''Patrikhanenin devlet içinde devlet gibi görülmesi veya kendisini
öyle görmesi son derece yanlış olur'' dedi. Öymen, Yunanistan'nın
Patrikhane meselesini öteden beri ön plana çıkarttığını kaydederek,
''Çünkü Yunanistan'da laiklik yok. Yunanistan bir din devletidir.
Devletin resmi dini Ortodoksluk. Yunanistan bu yolla Ortodoks
aleminin Yunanistan'ın siyasi nüfusunu yaymasını öngörüyor. Bunun
için çalışılıyor. Patrikhane etrafında Türkiye'ye karşı bir dış
baskı oluşturulmak isteniliyor'' dedi. Hükümetin ''her konuda
olduğu gibi'' bu konuda da AB'den baskı, dayatma geldiğinde hemen
kabul etmeye hazır bir izlenim verdiğini savunan Öymen, şöyle devam
etti: ''Mesela Patrikhane'nin isteklerinden biri olan Heybeliada
Ruhban okullarının açılması gündeme geldiğinde Milli Eğitim Bakanı
çıkıyor (bana kalsa yarın hemen açarım) diyor. Çünkü geçmişini
bilmiyor. İncelememiş. Uluslararası ilişkilerde karşılılık
ilkesinin gereğini bilmiyor. Batı Trakya'daki Türklerin dini
konularda ne büyük baskılar altında olduklarını bilmiyor. Onların
kendi işçilerini bile yasalara aykırı olarak seçme hakkından mahrum
bırakıldığını bilmiyor. Biz Batı Trakya'daki soydaşlarımızın dini,
kültürel ve eğitim haklarından söz etmeden bu konuları ele alırsak
çok eksik bir iş yapmış oluruz.'' Türkiye'nin bu noktada öncelikli
işinin Batı Trakya'daki Türklerin temel haklarının korunmasını
sağlamak olduğunu ifade eden Öymen, ''Bu hükümet, dini konularda
kimseye söz bırakmıyor fakat şunları görmüyor veya yok sayıyor.
Seçilmiş müftüler görev yapamaz halde. Onları hapse atıyorlar.
İskeçe Müftüsü 6.5 ay hapis yatmıştır. Hapisten çıkmıştır üzerine
biri salınmıştır ve 13 yerinden bıçaklanmıştır. Mevcut
derneklerden, içinde Türkiye ismi geçen dernekleri kapatılıyor''
dedi. İskeçe'nin Yenice bucağında Osmanlılar'dan kalma iki cami
olduğunu, bir tanesinin çalıştığını, diğerinin ise yıkık, dökük,
perişan durumda olduğunu ve tamirine izin verilmediğini ifade eden
Öymen, ''Hangi devirde yaşıyoruz? Yani bir caminin onarılmasına
izin vermemekle Yunanistan nasıl bir politika izliyor? Ve bunlar
hiç gündeme getirilmiyor'' dedi. Onur Öymen, Batı Trakya'daki
çocukların eğitimlerinin perişan olduğunu, öğretmenleri olmadığını,
Türkiye'den gönderilen öğretmenlerin sayısının 15'le kısıtlandığını
kaydederek, şunları kaydetti: ''Yetmiş civarında Türkiye'de
pedagoji eğitimi görmüş öğretmenimiz orada işsiz oturuyor evinde.
Buna karşılık doğru dürüst Türkçe eğitimi görmemiş Medrese eğitimli
bir takım öğretmenler göreve atanıyor. Bunlar çok ciddi sorunlar.
60 bin Türk asıllı Yunan vatandaşını Yunanistan Vatandaşlık
Yasası'nın 19. maddesine göre vatandaşlıktan atmış. Bir ara
Türkiye'nin baskısıyla bunu kaldırdılar ama eskiden attıklarını
geri almıyorlar. Buna benzer o kadar çok sorun varken Yunanistan
Türkiye'yle dostluk havası içinde gözüküyor. Bizim Hükümetimiz de
bu dostluğa toz kondurmuyor. Ama, Selanik'te sözde Pontus soykırımı
iddiasıyla bir anıt dikiliyor. Hükümetin buna tepkisi nedir? Hiçbir
tepkisini görmüyoruz. Uluslararası ilişkilerde ricada bulunulmaz.
Yani (ben rica ettim yapmadılar, ne yapayım) diye boynunuzu
bükemezsiniz. Elinizdeki kozlar neyse onları kullanırsınız. Siz
elinizdeki kozları uygulama iradesinden yoksunsanız, bunu
yapamazsınız. O zaman size ikinci sınıf devlet muamelesi yaparlar.
Kozları kullanmak için bunları yapabilecek cesaretli ve kararlı bir
hükümet olacak başta. Ne yazık ki biz hükümet de bu kararlılığı, bu
dirayeti, bu inancı göremiyoruz. O nedenle hükümeti sorumlu
davranmaya çağırıyoruz.''