Öymen de o tartışmaya katıldı
Abone olCHP Genel Başkan Yardımcısı Onur Öymen de Vahdettin tartışmalarına katıldı. "Bir Vahdettin tartışması gidiyor" diyen Öymen konuyla ilgili şunları söyledi:
CHP Genel Başkan Yardımcısı Onur Öymen, Türkiye Cumhuriyeti’nin
bugün dış baskılar altında ezildiğini öne sürerek, AB İlerleme
Raporu’nun, Türkiye’nin Lozan Antlaşması ile elde ettiği dengeleri
yok saydığını söyledi. Öymen, partisinin Antalya İl Başkanlığı’nca
Antalya Kültür Merkezi’nde düzenlenen "Günümüzde Lozan" konulu
konferansa konuşmacı olarak katıldı. Lozan Antlaşması’nın 1. Dünya
Savaşı’ndan sonra imzalanan anlaşmalar arasında yaşayan tek
antlaşma olduğunu belirten Öymen, "Lozan Antlaşması diğer
sözleşmelerden çok farklıdır. 1. Dünya Savaşı’ndan sonra yaşayan
tek antlaşmadır. Şerefli barış imzalayan Türkiye’nin onuru olan bir
anlaşmasıdır. Lozan Barış Antlaşması, Türkiye Cumhuriyeti’nin
omurgasıdır. Lozan’da elde ettiğimiz kazanımları korumalıyız" dedi.
PADİŞAH VAHDETTİN TARTIŞMALARI Bugünlerde "Padişah Vahdettin vatan
haini değildi" tartışmalarının başlatıldığını kaydeden Öymen, şöyle
konuştu: "Osmanlı teslimiyetçi bir politika izliyordu. Savaş
meydanlarında kazandığımız büyük zaferleri siyasi alanda kaybettik.
Girit’i verdik. Kıbrıs’ta da aynı duruma düşmeyelim. Hükümet,
Kıbrıs konusunda tavizler veriyor. Türkiye Cumhuriyeti’nin bir
Başbakanı, devlet yöneticisi, dış baskılar karşısında (Eğer taviz
vermezsek kuzu kuzu yaptırırlar) diyor. Bunu hiçbir devlet
yöneticisi, başbakanı söylememiştir. Siz Lozan’ları yapanların
koltuğunda oturuyorsunuz. Bir Vahdettin tartışması gidiyor.
Vahdettin’i Atatürk’ten daha iyi tanıyan olamaz. İstanbul’un işgali
sırasında İngiliz Muhipleri Derneği vardı. Bunun Türkçe adı İngiliz
Dostları Derneği. Bu derneğin bir numaralı üyesi Padişah Vahdettin,
ikincisi Damat Ferit, Üçüncüsü İçişleri Bakanı Ali Kemal ve diğeri
de Sait Molla. Vahdettin, ülkeyi İngiliz himayesine sokmak
istiyordu. Atatürk’ün idam edilmesini isteyen fermanın altında
Vahdettin’in imzası var." Bugün Türkiye’de, hesapsız, kitapsız,
plansız birçok yatırım yapıldığını, bu nedenlerle birçok yatırımın
atıl durumda, birçok havaalanının da çalışamaz olduğunu iddia eden
Öymen, Atatürk ve İsmet İnönü’den sonra Türkiye’nin kötü
yönetildiğini, batağa sokulduğunu, dış borçların arttığını anlattı.
"TÜRKİYE BUGÜN DE KÖTÜ YÖNETİLİYOR" Öymen, konuşmasını şöyle
sürdürdü: "Türkiye bugün de kötü yönetiliyor. Ülkemiz bugün dış
baskılar altında ezilmektedir. Dış baskılara karşı direnç
gösterilmiyor. Bir takım basın, ’mütareke basını’ gibi Türkiye’ye
ne kadar baskı yapan varsa onları savunuyor. Lozan Antlaşması,
sadece ülkeyi parçalamak isteyen dış güçlere karşı kazanılan bir
zafer değil, aynı zamanda ülke içindeki işgalcileri destekleyenlere
karşı da yapılmış bir anlaşmadır." AB’nin, Vakıflar ve azınlıklar
konusundaki taleplerinin, Türkiye’nin Lozan’da kazanmış hakları yok
saymaya çalışmak olduğunu öne süren Onur Öymen, şunları kaydetti:
"Ruhban Okulu’nun yeniden açılması isteniyor. Ama okulun İstanbul
Üniversitesi’ne bağlanması istenmiyor. Rum patrikliğinin ekümenik
olmasını kabul etmemiz isteniyor. Ama Lozan Antlaşması ile
kazanılan Türk azınlığının hakları, Yunanistan’da Batı Trakya’da
korunmuyor. AB İlerleme Raporu, Lozan’da sağladığımız dengeleri yok
sayıyor. Bu hem Yunanistan hem de üyesi olduğu AB için utanç
kaynağıdır. Hükümet vakıf ve azınlıklar konusunda direnç
gösteremiyor. Atatürk ve İsmet İnönü’nün tırnaklarıyla kazandıkları
Lozan’daki haklarımızı dışarıda koruyamamışız. 1930’lu yılları
kimsenin küçümsemeye hakkı yoktur. Lozan’da direnç gösterilmeseydi,
sömürge ülke olacaktık. Ülkeyi borç batağına sokanlardan, Lozan
Antlaşması sayesinde kurtulduk. Kararlar ve yasalar dış baskılarla,
IMF’nin, AB’nin ve Dünya Bankası’nın baskılarıyla alınıyor. Son
yılların en büyük borçlanması bu hükümet döneminde oluştu.
Avrupa’da en fazla borçlanan ülkelerden biri olduk. Dış borçları
ödemek içinde ne var ne yok tüm tesisleri ve toprakları satıyorlar.
İşte böyle bir batağa girdik." Küreselleşme konusunda da
görüşlerini açıklayan CHP Genel Başkan Yardımcısı Öymen, "CHP
küreselleşmenin en iyisini yapar. Ancak, küreselleşme demek
teslimiyetçi olmak değildir. Küreselleşme başka, teslimiyetçi olmak
başka. Küreselleşmeyi ayrı bir din olarak görmeyin. Ulusal
çıkarımızı, hakkımızı elbette koruyacağız" dedi.