Öyle bir hastalığa yakalandı ki
Abone olBinlerce kot taşlama işçisinden biriydi İbrahim. 5 yıl çalıştıktan sonra o da diğer arkadaşlarıyla aynı kaderi paylaştı.
Bu öyle bir hastalık ki yakalandın mı kurtuluşun yok.
Hayatla bağın kalmıyor. Hastalar son günlerinde ailesini bile
tanımıyor. Yaşadıkları acı dayanılır gibi değil.
Birçok genç gibi iş bulmak umuduyla gurbetin yolunu tutmuştu. İş bulmuştu bulmasına ama iş hayatına mal oldu. Çünkü o kot taşlama atölyesinde çalışıyordu.
20 gün önce hayatını kaybeden slikozis (çöl akciğeri) hastası İbrahim Güloğlu'nun (30) cenazesi, ailesi tarafından 2 bin TL'lik hastane masrafları karşılığında taahhütname imzalanarak teslim alındı.
1 YIL ÖNCE KONUŞMUŞTU
İbrahim Güloğlu geçen yıl Mayıs ayında bu röportajı NTV'ye
verdiğinde silikosiz hastalığına yakalandığını yeni öğrenmişti.
Güloğlu o zaman "acısından duramıyorum 9 gündür öksürükten
dolayı uyuyamıyorum. Şimdi aşırı öksürme var. Göğsüme sanki bıçak
saplıyorlar" diyordu.
KOT TAŞLAMA ATÖLYESİNDE 5 YIL ÇALIŞTI
Güloğlu, Güneydoğu'da çok sayıda genç gibi bir akrabasının tavsiyesi üzerine kot taşlama atölyesinde çalışmak üzere Kırklareli'ye gitti. İbrahim Güloğlu, 5 yıl süresince kot taşlama atölyesinde çalıştıktan sonra Diyarbakır'a döndü ve yaklaşık 1.5 yıl sonra rahatsızlandı. Gittiği hastanede slikozis teşhisi konulan Güloğlu, teşhis konduktan bir yıl sonra da hayatını kaybetti.
Silikosiz nedir? |
Kot ve kumaşları ağartmak için uygulanan kum püskürtme işlemi silikozis hastalığına neden oluyor. Kotlara kumlama yapılırken yüksek oranda ''silika'' içeren ''kuvars kristallerinin'' kullanılması sonucu, solunum yoluyla işçilerin akciğerlerini kaplayan kum tanecikleri bir süre sonra solunum yetmezliğine neden oluyor. Hastalık, öksürük, nefes darlığı, gözlerde kızartı-kaşıntı, göğüs ağrısı şeklinde belirtilerle kendini gösteriyor. Bilim adamları, bu hastalığın tedavisinin bulunmadığını dile getiriyor |
''SLİKOZİS NEDİR? BİLMİYORDUK''
İbrahim Güloğlu'nun ağabeyi Fehmi Güloğlu, o güne kadar slikozis adında bir hastalığı hiç duymadıklarını belirterek, şöyle dedi:
''Doktorlar kardeşimin tıbben hiçbir tedavisi bulunmayan slikozis hastalığına yakalandığını söylediler. Çok şaşırdık. Kardeşime teşhisten hemen sonra yüzde 80 iş göremez raporu verdiler. O güne kadar slikozis nedir bilmiyorduk. Daha sonra televizyonda haberlerde gördük. Türkiye'de böyle yüzlerce hasta varmış. Bu hastalığı bilsek kardeşimi yollar mıydık hiç? 12 kardeşten en küçüğümüzdü o. Daha sonra belki bir çaresi olur diye Ankara'da ve İstanbul'da birçok hastaneye götürdük. Doktorlar 'tıbben yapılacak bir şey yok' dediler. Akciğerleri görevini yapamadığından beynine düzenli oksijen gidememiş. Slikozis hastalığı bir de menenjite çevirdi. Ateşi çok yükseliyordu. Beyni iltihaplanmıştı. Artık bizi tanıyamayacak hale gelmişti. Son günlerinde hayat destek ünitesine bağlı olarak yaşıyordu. Teşhis konulduktan bir yıl sonra yani 17 Ağustosta kardeşimi kaybettik.''
''BORCUMUZU DÜŞÜNMEKTEN ACIMIZI YAŞAYAMIYORUZ''
Güloğlu, kardeşinin cenazesini teslim almak için 2 bin TL tutan hastane masrafları karşılığında taahhütname imzaladığını ifade ederek, ödeyecek imkanı bulunmadığı için ancak bu şekilde kardeşinin cenazesini teslim alabildiğini söyledi. Acılı ağabey, şöyle devam etti:
"Borcumuzu düşünmekten acımızı yaşayamıyoruz. Ölümcül slikozis hastalarının hastane masraflarının karşılanması konusunda yetkililerden gereken bütün kolaylığı sağlamasını bekliyoruz. Sağlık ile Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığı'mız bu hastalara destek olsun. Bu insanlar zaten muhtaçlar ki gurbete çalışmaya gidiyorlar. Bu hastaların hayatla bir bağı kalmıyor. Bu hastalık geldi mi insanı öldürüyor. Hiçbir kurtuluşu yok. Sayılı günü kalan bu hastalara yapılan işlemler de zaten rahatlatmaya yönelik.''
REKTÖR YARDIMCISI VE İL SAĞLIK MÜDÜRLÜĞÜ'NÜN GÖRÜŞÜ
DÜ Rektör Yardımcısı Prof. Dr. Aytekin Sır, masrafları karşılanmayan hastalara taahhütname imzalatıldığını belirterek, ''Bu normal bir uygulamadır. Herhangi bir güvencesi bulunmuyorsa, uygulanan hukuki bir süreç. Bu tür hastaların tedavilerinin ücretsiz olarak yapılacağı konusunda, Sağlık Bakanlığı veya Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığı'ndan herhangi bir resmi yazı ulaşmadı'' dedi