Oy ve Ötesi: Oyunu seven saydı
Abone olTürkiye’nin 13 yıllık tek başına iktidar dönemini kapatan ve koalisyon arayışlarının gündeme yerleştiği 7 Haziran seçimleri bir ilke tanıklık etti. Rekor düzeyde bir gönüllü ordusu Oy ve Ötesi’nin parçası olarak oyları saydı, sonuçların takipçisi oldu.
Türkiye’nin 13 yıllık tek başına iktidar dönemini kapatan ve koalisyon arayışlarının gündeme yerleştiği 7 Haziran seçimleri bir ilke tanıklık etti. Rekor düzeyde bir gönüllü ordusu Oy ve Ötesi’nin bir parçası olarak oyları saydı, sayım tutanaklarını bir merkeze ulaştırdı ve sonuçların takipçisi oldu.
Daha önceki seçimlerde de sandık başlarında gönüllü olarak oy verme ve sayım süreçlerini takip eden gönüllülerin sayısı bu kez tam 55 bin oldu.
Oy ve Ötesi’nin ilk ortaya çıktığı 14 Mart yerel seçimlerinde bu
sayı 26 bin 500 olmuştu. Bu gönüllü ağını, partilerin kendi
müşahitlerinden ayıran ise, bütün partilere eşit mesafede durarak,
her partinin oyuna sahip çıkmaları.
Girişimin, seçimlerden sonra yayımladıkları rapora göre hem gönüllüleri hem de siyasi partiler aracılığıyla elde ettiği 180 bin seçim tutanağını kendi oluşturdukları bir yazılıma yükledi ve sandıkların yaklaşık 128 binin kendi sistemlerindeki sonuçlarını resmi sonuçlarıyla karşılaştırdı.
Buna göre toplam sandık sayısının yüzde 74’ündeki sonuçlar resmi sonuçlarla kıyaslandı. Bu Türkiye’de bugüne kadar hiç gerçekleşmemiş bir sivil toplum ağı başarısı olarak görünüyor.
Oy ve Ötesi’nden Sercan Çelebi’ye hem bu seçimlerdeki organizasyona olan yoğun gönüllü ilgisini hem de bundan sonra ne yapacaklarını sordum.
“Sistemin birkaç yumuşak karnı var”
Çelebi, “Oy ve Ötesi 7 Haziran’da yayılma ve potansiyel anlamında çok etkili bir organizasyon gerçekleşti” diyor.
Sandık başına giden gönüllü sayısını ise seçimler öncesinde yapılan bir ankete atıfla açıklıyor ve bu anketin, seçmenin yüzde 40’ından fazlasının “oyların şeffaf ve dürüst bir ortamda sayılmayacağını” gösterdiğini belirtiyor.
Bunun yanında seçim sisteminin altyapı ve yasal zemin açısından iyi olduğunu ancak birkaç yumuşak karnı olduğunu belirten Çelebi, “En önemlisi siyasi partiler veya sürece sahip çıkacak kişiler tarafından seçim günü sandık çevrelerinin kontrol edilmesi gerekiyor” diyor.
Ayrıca seçimlere ilişkin bir gözlemini de paylaşıyor: “Süreçle ilgili bilinçli kişiler tarafından sahip çıkıldığında fark yaratılabileceğini, daha şeffaf bir ortamda seçime gidileceğini gördük” diyor.
“İnsanlar söylenmenin ötesine geçti”
İlk kez 14 Mart yerel seçimlerinde harekete geçen Oy ve Ötesi bu seçimlerde “Oyunu seven saysın” sloganıyla binlerce gönüllüye eğitimler verdi. Sercan Çelebi bunun kişilerin süreçlere katılımı açısından önemli olduğunu belirtiyor.
Çelebi, “İnsanlar eksik gördükleri şeyle ilgili bu kez söylenmenin ötesine geçtiler. O endişeler aksiyona geçti ve ben bu sürecin nasıl parçası olabilirim sorusuna döndü. Türkiye’deki demokrasi adına, farkındalık adına, aktif vatandaşlık adına çok önemli bir şey Oy ve Ötesi’nin yaptığı” diye özetliyor bu süreci.
Ayrıca hem seçmenin hem de seçim günü görevli olan sandık kurullarının haklarını, görev çerçevesini bilmesinin önemine dikkat çekiyor.
Peki bundan sonra ne yapacaklar? Bunu gönüllülerle yapacakları toplantılar belirleyecek. Sandıktan çıkan seçenekler şimdilik ibreyi koalisyondan yana gösterdiği Türkiye’nin yakın geleceğinde seçim görünmüyor.
Ancak Oy ve Ötesi’ne gönüllü yazılan ve onun da ötesinde kendi oyuna sahip çıkan kişilerin yarattığı bilgi birikimi ve bilinç önümüzdeki seçimlerde de sandık başında olacak gibi görünüyor. Çelebi de şöyle özetliyor gelecek beklentilerini: “İhtiyaç kaybolmadığı sürece Oy ve Ötesi’nin bir yere gittiği yok.”