Otomotivin duayeni Yüce 50 yaşında
Abone olYedek parça ticareti ile otomobil dünyasına atılan Yüce Auto, 50. yılını kutluyor. Yüce Auto, Skoda ve Seat markalarında Doğuş Grubu ile yüzde 50 ortak çalışıyor.
Çalışma hayatına 1954 yılında yedekparça ticaretiyle başlayan
Orhan Yüce, bugün otomotiv sektöründe 50'inci yılını kutluyor.
Skoda ve Seat markalarının Doğuş Grubu ile yüzde 50 ortak olarak
distribütörlüğünü yürüten Yüce, otomotivin Türkiye'de 1 numaralı
sektör olmaya aday olduğunu söylüyor. Yüce Auto Yönetim Kurulu
Başkanı ve Otomobil Distribütörleri Derneği Onursal Başkanı Orhan
Yüce, otomotiv sektöründe 50'inci yılını kutluyor. Çalışma hayatına
1954 yılında otomotiv yedekparça ticaretiyle başlayan sektörün
duayeni Orhan Yüce, 1959 yılında NSU marka motosikletlerin ve
otomobillerin distribütörlüğünü aldı. Yüce, daha sonra ise Alfa
Romeo ve Skoda marka otomobillerin distribütörlüğünü alarak
otomotiv sektöründe ki ağırlığını artırdı. Skoda'dan sonra 1998
yılında Volkswagen Grubu'na ait Seat otomobillerinin Türkiye
mümessiliğini Doğuş Grubu ile birlikte alan Orhan Yüce, bugün Skoda
ve Seat markalarında Doğuş Grubu ile yüzde 50 ortak olarak çalışma
hayatını sürdürüyor. Yüce, otomotivin büyük ve önemli bir sektör
olduğunun altını çizerek, 'Bu sektöre 50 yılını vermiş bir kişi
olarak şunu açıkça ifade edebilirim ki, otomotiv sektörü ülkemizde
1 numara olmaya namzettir. Yeter ki, hükümetler zamanında ve
isabetli kararlar alsınlar ve kararlarından üç gün sonra
dönmesinler' dedi. Otomotiv sektörünün yıllar boyunca inişler ve
çıkışlar yaşadığını söyleyen Yüce ile otomotiv sektöründe geçen 50
yılını konuştuk: Otomotiv sektöründe 50 yıl geçirdiniz. Bu 50 yıl
içinde, hatıralarınızdan silinmeyen önemli olayları anlatır
mısınız? Mesleğimle ilgili olarak hatıralarımdan silinmeyen bir çok
önemli olay oldu. Yüksek enflasyonlara şahit olduk, ekonomik
krizler gördük. Askeri müdahaleler yaşadık. Bunların yanında,
otomobil ithalatının serbest bırakıldığı günlerin mutluluğunu da
hissettik. Türkiye'de otomobil ithalatının serbest kalması ile
başlayan rekabet bugün övündüğümüz 6 otomobil fabrikasının ihracata
başlamasına neden olmuştur. Bu gözardı edilemez. Aynı çerçevede
benim Otomobil İthalatçıları Derneği'ni kurmam da ben de unutulmaz
hatıralar bırakmıştır. Halen bu derneğin Onursal Başkanı'yım. İş
hayatınız boyunca otomotiv dışında çalışmadınız. Otomotiv sektörüne
girişinizi ve bugüne kadar neler yaptığınızı anlatır mısınız?
Otomobil ile yaşantım çocukluk yıllarıma dayanır. Henüz 14 yaşında
iken babamın otomobilini kaçırdığımı dün gibi hatırlatırım.
Ehliyetsiz araba kullanırken Kadıköy'de bir kahvehanenin içine
daldığımı hiç unutamam. Neyse ki ölen, yaralanan olmadı. Babam bir
inşaat müteahhidi olduğundan, benim de inşaat sektöründe çalışmamı
istiyordu. Ama benim otomobile karşı olan tutkum, bunu engelledi.
Askerliğimi bitirdikten sonra, 1954 ‘te otomobil yedek parçası
ticaretine başladım. Demokrat Parti'nin dövizleri tükettiği yıl;
otomobil ithalatı yapılamıyordu. Yedekparça ithalatı da ancak
tahsislerle mümkün oluyordu. Fakat bu şekilde para kazanmak beni
mutlu etmedi. Hedefim bir otomobil markasının Türkiye
mümessilliğini almaktı. 1959’da buna mukavvaf oldum ve NSU marka
motosikletlerin ve otomobillerin mümessilliğini elde ettim. Fakat
maalesef sadece motosiklet ithal etmek mümkün oldu zira otomobil
ithalatına bedelsiz permi yolu ile müsaade ediyorlardı ve bu sistem
1983 yılına kadar devam etti. Buna rağmen ben şevkimi kaybetmedim
ve 1975’te yedekparça ticaretimi sürdürürken, Alfa Romeo’nun
mümessiliğini de aldım. Bana en ziyade mutluluk veren an, 1983’te
Özal Hükümeti'nin otomobil ithalatını serbest bırakması oldu. Alfa
Romeo ithalatını ise 1991’e dek sürdürdüm. Bütün gayem Türk
halkının otomobil sahibi olması idi. Bu duygularla, halkımızın orta
gelirli sınıfına hitap edeceğini düşündüğüm ve daha sonra
Volkswagen'in devraldığı Skoda otomobillerinin mümessilliğini
1989’da almayı başardım. Bu yolla 100 binden fazla ailenin otomobil
sahibi olmasına imkan sağladığım için mutluyum. Bir yabancı
otomobil fabrikasının mümessili olmak ve bunu başarı ile sürdürmek
kolay bir iş değildir. Mesleki yeteneklere ve düzgün bir maziye
sahip olmayı gerektirir. Skoda'dan sonra 1998 yılında yine VW
Grubu'na ait olan Seat otomobillerinin Türkiye mümessiliğini bu
defa Doğuş Grubu ile birlikte aldık. Daha sonra Skoda ve Seat
markalarında yüzde 50 Doğuş Otomotiv ve yüzde 50 Yüce Auto olarak
gerçekleştirdiğimiz ortaklık 6 yıldır devam ediyor. Bu ortaklıktan
fevkalade memnunum. Özellikle Sayın Ferit Şahenk ile ahenk
içerisinde çalışmak beni çok mutlu ediyor. Bütün dünyada satabilen
20 markadan ikisinin mümessili olmak bir işadamı için iftihar
vesilesi olmalıdır. Oto hayata renk katar Otomobil sizin için bir
hobi mi, yoksa bir ihtiyaç mı? Otomobil insanların adeta
vazgeçilmez bir parçası oldu. Kısacası, bir ihtiyaç ve insanları
mutlu eden bir araçtır. Otomobil aile hayatına renk katar. Çocuklar
otomobille gezebiliyorlarsa ve eşler kapılarının önünde bir
otomobilleri varsa, kendilerini daha da mutlu hissederler. 19'uncu
yüzyıl başında, sanayileşmiş ülkeler aile otomobili yapımına önem
verdiler. Almanlar Volkswagen'i, Fransızlar Citroen'i, Çekler
Skoda'yı, İtalyanlar Fiat Topolino'yu halk kitlelerinin hizmetine
sundular. İkinci Dünya Savaşı'ndan yıkılmış olarak çıkan
Almanya'nın ilk yaptığı işlerden biri NSU-Gogomobil adlı
otomobillleri üretmek oldu. Türk halkı ise otomobil sahibi olma
mutluluğundan uzun süre mahrum kaldı. Sık karar değişikliği
otomotivin önünü kesiyor Otomotiv sektörü yıllar boyu krizlerle
inişler ve çıkışlar yaşadı. Bugün de benzer bir manzara var.
Otomotiv sektörünün hakettiği konuma gelebilmesi için yapılması
gerekenler nelerdir. Hükümetlerin, otomobilin insanlar için çok
önemli olduğunun bilincine artık varmaları gerekir. Otomobil
satışlarında peşin olarak aldığı vergiye her vesile ile zam
yapmaktan vazgeçmelidir ve vergi oranını Avrupa ülkelerinin
düzeyine indirilmelidir. Her markanın ülke çapında büyük bir
istihdam yarattığını ve yan sanayiye sürekli iş imkanı yarattığı
unutulmamalıdır. Hükümetlerimiz, otomotiv alanında alacakları
kararların en az 3 ay sonra yürürlüğe girmesi konusunda prensip
kararı almalıdırlar. Tüm otomotiv sektörünün arzu ettiği bir
husustur bu. Hükümetlerin sık sık karar değiştirmedikleri taktirde
ihracatta da büyük yol alınır. İhracatımız 10 milyar doları aşar.
Dahili satışlar da bir iki yıl içinde 1 milyon adet sayısına
ulaşır. Kaynak: Hürriyet