Otomobilde pil kiralama dönemi
Abone olDünya elektrikli otomobile alışıyor. Renault Mais Genel Müdürü İbrahim Aybar, planlarını 2020'ye göre yaptı.
Renault Mais Genel Müdürü İbrahim Aybar, 2020'de toplam
satışların yüzde 10'u kadar elektrikli otomobil satacaklarını
umduklarını belirterek, ''Yani 2020'de dünyada otomotiv sektöründe
yüz milyon satış olsa 10 milyon kadar bu otomobillerden olacağını
öngörüyoruz. Bütün hesabımızı buna göre yaptık''
dedi.
MÜSİAD Genel Merkezinde, MÜSİAD Otomotiv Sektör Kurulu'nca
düzenlenen ''Yerli Üretimde Elektrikli Araç'' konulu panelde
konuşan Aybar, geçen mayıs ayından itibaren satışa sunulan elektrik
motorlu otomobillerden bahsetmekten büyük mutluluk duyduğunu
söyledi.
Aybar, elektrikli otomobillerde yakıt, yanma, egzoz, kirli gaz ve
karbondioksit olmadığını belirterek, şöyle devam etti:
''Öncelikli olarak, herkes için sürdürebilir bir ulaşım
amaçlıyoruz. Dünya şehirleşiyor. Kırsal alanlardan şehre doğru bir
akış var. Teknoloji gelişirken bir taraftan da çevre sorunlarını
beraberinde getiriyor. Bu sorunları bir şekilde çözmemiz lazım.
Dünya sağlık örgütünün raporuna göre, her yıl hava kirliliğinden
çok sayıda insanı kaybediyoruz. İstanbul, dünyanın hava kirliliği
anlamında en kirli 7. kenti durumunda. Dolayısıyla otomotiv sektörü
olarak, bu konuya eğilmemiz gerekiyor.
Bu nedenle elektrikli araçlar, 2011'den bu yana piyasada görünmeye
başladı. Yılbaşından itibaren de satışa çıktı. Elektrikli
otomobilde ilk olarak hibrit çözümler başladı. Elektrik motorlu
otomobilleri dünyanın gündemine getiren bir diğer konu da lityum
pil oldu. Lityum çok büyük bir avantaj sağladı. Dünyada
lityumun 17 milyon tona kadar rezervi var ve çoğu Çin'de bulunuyor.
Bir aracın 2,5-3 kilo kadar lityuma ihtiyacı var. Çarpışma anında
koruma nedeniyle pil ağır olmalı. Ama içindeki lityum oldukça az.
Avrupa'da araçların yüzde 87'si günde 60 kilometreden fazla yol
yapmıyor şehir içinde. Onun için elektrikli motorlu araçlara
geçildi.''
Elektrikli otomobillerin menzilini 182 kilometre olarak
ölçtüklerini vurgulayan, Aybar, ''Otomobiller kullanılırken, ani
sollamalar yapılmaması lazım ki bu da bize menzil avantajı veriyor.
'Fiyatı, içten yanmalı otomobilin seviyesinde olsun' dedik. Bunun
için hükümetler de çeşitli destekler uyguluyor. Hükümetimize bu
konudaki çalışmalarından dolayı minnettarız. ÖTV yüzde 3 oldu ve 59
bin TL ye kampanya başlattık'' diye konuştu.
Aybar, aracın yüksek ivmeli kalkış yaptığını belirterek, sürücülere
kalkış anında dikkatli olmaları konusunda uyarı yaptı. Aybar,
aracın çok güvenli olduğunu vurgulayarak, şunları ifade etti:
''Hiç güvenlik problemimiz kalmadı. Birçok testler yapıldı. Pilin
etrafında ciddi bir koruma var. Yüzde 100 güvenliği sağlandı.
Kazalarda insanların nasıl çıkarılacağı konusunda itfaiyecilere
eğitim verildi. Çarpma testleri yapıldı. Eksi 20 ve artı 60
dereceye kadar arabanın pilinden maksimum verim alınabiliyor.
Evinizde 16 amper monofaze priz varsa otomobiliniz şarj edilebilir.
gelecekte 1 saatte şarj etme metodunu da hayata geçireceğiz.
Araçların navigasyonu da bulunuyor. Nerelerde şarj imkanı var
müşterilerimize gösteriyoruz. Bir çağrı merkeziyle de yönlendirme
yapılacak yılbaşından itibaren. Cep telefonundan aracın pil
seviyesi görülebiliyor. Aracınızı önceden programlamanız ise size
tasarruf sağlayacaktır. Bu arada, bayilerimize özel eğitimler
veriyoruz ve bilgilendiriyoruz.''
Aybar, elektrikli otomobillerde ÖTV'nin sadece yüzde 3
olduğunu vurgulayarak, '' 2020'de toplam satışların yüzde 10'u
kadar elektrikli otomobil satacağımızı umuyoruz. Yani 2020'de
dünyada otomotiv sektöründe yüz milyon satış olsa 10 milyon kadar
bu otomobillerden olacağını öngörüyoruz. Bütün hesabımızı buna göre
yaptık'' dedi.
''Piller gelişmeye devam ediyor''
İbrahim Aybar, ''Aküden neden para alınıyor?'' sorusu üzerine,
akünün yaklaşık 8-10 bin avro civarında yüksek bir fiyata sahip
olduğunu söyledi.
Akünün fiyatının aracın fiyatına eklenmesi halinde otomobillerin
kolay satına alınamayacağını dile getiren Aybar, bu yüzden aküyü
satmayı hiç düşünmediklerini kaydetti.
Bu konuda başka sebepleri de olduğunu belirten Aybar, sözlerini
şöyle sürdürdü:
''Piller gelişmeye devam ediyor. Cep telefonlarını
düşünelim. 10 yıl önceki cep telefonları ile bugünkü cep
telefonları arasında fark var. O zaman pillerin ömrü neydi, bugün
ne? Ve telefonlar da küçüldü, fiyatlar da ucuzladı. Elektrikli
otomobillerde de bu olacak. Biz şimdi müşterimize pili satarsak,
ilerde pil küçülüp daha fazla yüksek menziller vermeye başlayınca
pilin değeri kalmayacak. O zaman müşterimizin pil sıkıntısı olacak.
O yüzden ayda 83 avroya pili kiralayarak, müşterimiz araçla
birlikte olduğu sürece pili garanti altına alıyoruz. Pilin ömrü de
aracın ömrü kadar garanti oluyor. Pilin bir sorunu olmuyor. Üçüncü
sebep de çevre bilinci. Lityum çok kıymetli. Pillerin kiralanması,
yüzde 100 geri dönüşümünün sağlanması için de önemli. Hem global
olarak çevreye, hem de vatandaşlar olarak cebimize katkı
sağlayacağı için kiralama yöntemini seçtik.''
''Elektrikli otomobillerin geliştirilmesi için 4 milyar
avronun üzerinde harcama gerçekleştirdik''
Elektrikli otomobillerin geliştirilmesi için 4 milyar avronun
üzerinde harcama gerçekleştirdiklerini belirten İbrahim Aybar, bu
konudaki çalışmaların halen devam ettiğini kaydetti.
Sadece 2 bin kişinin bu konular üzerine çalıştığı bilgisini veren
Aybar, pillerin montajını artık fabrikada yapmaya başladıklarını
vurguladı.
Türkiye'de pil yatırımlarının artmasıyla birlikte, elektrikli
otomobilde yerlileşme oranının da artacağına işaret eden Aybar,
''Bu iş bir şekilde olacak. Lityuma dayalı pil teknolojisinin
gelişeceğini ve yerli pilin yapılacağını kısa sürede göreceğimizi
düşünüyoruz'' dedi.
''Evin dışındaki şarj konusuyla ilgili akaryakıt istasyonları ile
bir çalışma yapılıyor mu?'' sorusu üzerine ise şunları söyledi:
''Petrol istasyonu işletmecileri bir enerji işi yapıyor. Bu enerji
ticareti petrolden olduğu gibi elektrikten de olabilir. Kendileri
elektrik enerjisini de bu teknolojinin yardımıyla ticaret hayatına
sokabilir. Ama Türkiye'deki mevcut yapılanma, EPDK'nın koymuş
olduğu sistem, elektrik dağıtım şirketleri dışında elektrik
satışını şu anda mümkün kılmıyor. O yüzden petrol istasyonu sahibi
olan arkadaşlar bunu bir hizmet bedeli olarak değerlendirebilir.
Zaten bedel o kadar düşük ki, sıfırdan bir pili şarj etmek 5 lira.
Petrol istasyonları şarj üniteleri tedarik ederek bu şekilde hizmet
vermeye başlayabilirler.''
''Araçlardaki piller insan sağlığına zararlı
değil''
Pilin ağırlığının 280 kilogram olduğunu ve yedek pilin araçla
taşınmasının şimdilik mümkün olmadığına dikkati çeken Aybar,
araçlar çoğalırsa ve piller her araç için standart hale
getirilebilirse devreye girecek başka bir sistem olduğunu dile
getirdi. Şu anda İsrail'in bunu denediğini aktaran Aybar, bunun
pilin değiştirilmesi olduğunu, bu değişimin 3 dakikada
gerçekleştirilebileceğini ifade etti.
Elektrikli otomobillerin şehir içi ulaşımda ve sık kullanımlarda
ekonomik çözüm getirdiğini bildiren Aybar, ''Zaten şehir içi
kullanımda hava kirliliği çok daha büyük bir problem. Şehir içi
kullanımda ekonomiyi aramak çok daha fazla önemli. Şehir dışına da
gidilir, ama Ankara'ya giderken aracınızı 3 defa şarj etmeniz
gerekiyor. Zaten otomobillerin yüzde 80'i şehir içinde ve 60
kilometrelik menzille kullanılıyor. Bu da gösteriyor ki otomobilin
şehir içinde kullanılması gerekiyor'' şeklinde konuştu.
Pilin üzerinde yapılan her yeni değişikliğin müşterilerin
araçlarına da uygulanacağını kaydeden Aybar, araçlardaki pillerin
insan sağlığına zararlı olmadığını söyledi.
Bununla ilgili gerekli raporların alındığını dile getiren Aybar,
sözlerini şöyle sürdürdü:
''Avrupa Birliği'nde başka çalışmalar da yapıldı. Fosil yakıtların
aşağı yukarı 6-7 yıl ömrü var. Bugün bunların etrafa bıraktığı
kirliliğin temizleme maliyetini hesapladılar. Maalesef 8 bin 492
avro gibi bir rakam çıktı, yani 20 bin lira. İşte bunu ortadan
kaldıracak çözüm, bu çözüm.'
''Bu bizim teknolojimiz, size öğretelim' diyecek noktaya
gelmeliyiz''
Okan Üniversitesi Mühendislik-Mimarlık Fakültesi Dekanı Prof. Dr.
Nejat Tunçay ise gelecek dönemde içten yanmalı araçların
satışlarının azalacağını, hibrit araçların satışlarının artacağını
söyledi.
Tüketicilerin artık akıllı bir dünya istediğini, Avrupalılar'ın
akıllı şebeke işine önem verdiğini kaydeden Tunçay, ''Üretilen
elektriğin temiz olup olmadığına bakmak lazım. Enerjiyi ucuz olduğu
zamanlarda harcamalı, pahalı olduğu zamanlarda da satabilmek lazım.
Bunun için yazılım altyapısı gerekiyor. Yürüyebiliyorsak yürüyelim,
bisiklete binebiliyorsak bisiklete binelim. Menzilimize göre
elektrikli araba kullanalım'' dedi.
Japonya ve İngiltere'nin bu konuda planlamaları olduğuna dikkati
çeken Tunçay, Türkiye'nin de boş durmadığını, kendisinin
Bakanlıktaki çalışmaları yakından takip ettiğini bildirdi.
21. yüzyılda daha çok elektrikli, daha çok hibrit aracın
kullanılacağını belirten Tunçay, Türkiye'nin tasarım kabiliyetinde
daha fazla ilerlemesi gerektiğini vurguladı.
Şarj dolum istasyonları yapılması ve bunların yurt dışına satılması
gerektiğini aktaran Tunçay, Okan Üniversitesi'nde sürücüsüz giden
bir araç geliştirdiklerini hatırlattı.
Otomotiv teknolojisinde kırılma olduğuna işaret eden Tunçay,
sözlerini şöyle sürdürdü:
''Elektrikli araç teknolojisi geliyor. Bunun fırsatları ve
tehditleri var. Fırsatları iyi değerlendirip, teknolojik altyapıyı
kullanabilirsek tehditleri bertaraf edebiliriz. Birilerinin bize
'bak bu teknoloji böyle, sen bunu böyle yapacaksın' demesine izin
vermeden biz, 'bu bizim teknolojimizdir, buyurun size biz
öğretelim' diyecek noktaya gelmeliyiz.''
Akaryakıt firmalarının elektrikli araç üreticilerine bakışı
hakkında konuşan Prof. Dr. Nejat Tunçay ise BP ve Shell'in güneş
teknolojisiyle ilgili çalışma yaptığını belirterek, iş dünyasında
değişim varsa ve tüketiciler bunu görebiliyorsa, şirketlerinde bu
değişime ayak uydurduğunu vurguladı.