ÖSYM'den yeni uygulama
Abone olÖSYM, sınav güvenliği konusunda hayata geçirdiği uygulamalara bir yenisini daha ekledi.
ÖSYM'nin, uygulamaya koyduğu düzenlemeyle, Merkez'in yaptığı sınavlara başvuracak adayların fotoğraflarının son 30 ay içerisinde çekilmiş olması gerekiyor.
Düzenlemeye göre, son 30 ay içerisinde ÖSYM tarafından yapılan bir sınava bir başvuru merkezi aracılığıyla başvuran ve fotoğraf başvuru merkezi görevlisi tarafından çekilerek kayıtlarına alınan adaylar ile son 30 ay içerisinde herhangi bir nedenle başvuru merkezinden fotoğraf güncellemesi gerçekleştiren adayların, ÖSYM kayıtlarındaki fotoğrafları geçerli kabul edilecek. Bunun dışındaki adayların, başvuru merkezleri aracılığıyla fotoğraflarını güncellemesi gerekiyor. Fotoğrafın, adayın kolaylıkla tanınmasını sagˆlayacak şekilde cepheden ve yüzü açık olarak çekilmesi ve sınav günü adayı tanımada önemli rol oynayacak, fotoğraftaki saç, bıyık, makyaj gibi görünüm özelliklerinde bir değişiklik bulunmaması gerekiyor. Düzenleme ilk kez ÖSYS süreciyle hayata geçirilecek.
'FOTOĞRAF KONUSUNDA ÇOK HASSASIZ'
ÖSYM Başkanı Ali Demir, AA muhabirine yaptığı açıklamada, göreve geldikleri günden beri en önemli gündem maddelerinin sınav güvenliği olduğunu belirtti. Aldıkları sınav güvenlik tedbirlerinin, pek çok kötü kullanımı sona erdirdiğini anlatan Demir, "Başkasının yerine sınava girme girişimi bir miktar öne çıkıyor gibi oldu. Onu engellemek için fotoğraf üzerinde çok hassas davranıyoruz" dedi.
ÖSYS sürecinde öncelikle adayların başvurularını okullarında yapmasını sağlamaya çalıştıklarını anlatan Demir, başka bir yerde başvuranların fotoğraflarının ise sadece ÖSYM görevlilerinin çalıştığı sınav koordinatörlüklerinde çekilmesini istediklerini söyledi. Adaylarının fotoğraflarının değişmemesi konusunda bir hassasiyetleri bulunduğunu dile getiren Demir, "Bir aday eğer bizim sistemdeki fotoğrafının değişmesini istiyorsa onun için ÖSYM'ye başvuracak, onun gerekçelerini bize anlatacak, bizim iznimiz doğrultusunda bunu yapacak. Kontrol dışında bir fotoğraf değişiminin olmasını istemiyoruz. Bu yine bizim sınav güvenliğini iyileştirici çalışmalarımızdan bir tanesi" ifadelerini kullandı.
'PEK ÇOK KÖTÜ KULLANIMI DURDURDUK'
Sınav güvenliğinin temel hedefleri olduğunu vurgulayan Demir, sözlerini şöyle sürdürdü: "Her adaya farklı soru kitapçığından, her salonda ve bina girişlerinde kamerayla kayıt altına alma, elektromekanik kilit dediğimiz evrağın matbaa çıkışından kilitlenip sınav günü açılıncaya kadar izlenmesi ve sadece ÖSYM'den gidecek sinyalle açılabilmesini sağlayan sistem dahil olmak üzere 30'a yakın tedbir sayesinde pek çok kötü kullanımı durdurmuş durumdayız. Hedefimiz sadece ve sadece hak ve adalet ölçüsüne göre sınav yapmak. Yani adayların bilgileri doğrultusunda ölçümlerini sağlamak. Bunun için elimizden gelen bütün tedbirleri alıyoruz. Çok şükür iyi bir noktaya geldik." YGS gibi sınavlarda yaklaşık 2 milyon adayın sınava girdiğini ve bunların farklı karakterleri olduğunu söyleyen Demir, halen bazı adayların sınavlara kol saatleri ve cep telefonlarıyla girmek istediğini ifade etti. Bu kişilerin tespit edildiğini ve sınavlarının iptal edildiğini aktaran Demir, adayların böyle bir girişimde bulunmalarını istemediklerini ifade etti. Yine sınav güvenliği açısından kişinin sınava girerken nüfus cüzdanının veya süresi geçerli pasaportunu ile sınava giriş belgelerini yanlarında bulundurmasını istediklerini belirten Demir, bu konuda ısrarcı olduklarının altını çizdi.
'ASIL OLAN BİZİM KAYITLARIMIZ'
Bazı adayların sınav belgelerini değiştirdiğini ve ailelerini yanlış yönlendirdiğini anlatan Demir, şunları kaydetti: "Adayların belgeleri değiştirme gibi kabul edemeyeceğimiz bazı davranışları olduğunu görüyoruz. Bu nedenle bilişim grubundaki arkadaşlarımızın çalışmasıyla bir sonuç belgesi doğrulama sistemi gerçekleştirdik. Şu anda ÖSYM sisteminden alınmış bir belgenin altında belge doğrulama kodu diye bir kod var. Bu belgedeki TC kimlik numarasıyla bu kod, ÖSYM'nin sonuç doğrulama sistemine girildiğinde bu belgenin aynısının burada görülebilmesi gerekir. Eğer bir farklılık varsa asıl olan bizim kayıtlarımızdakidir. Bu tür kötü kullanımları neredeyse yüzde 100'e varan bir durdurma işlevi gördü. Son derece başarılı oldu. Bu bizi de mutlu ediyor."