ÖSS’zede Ali’nin yol hikayeleri..
Abone olÜniversite sınav sistemini protesto için, Ankara’ya yürüyen Ali İlik, üçüncü günde İzmit’e kavuştu. Ali'nin yolda yaşadıklarını kendi kaleminden yayınlıyoruz.
Üniversite sınav sistemini protesto için, İstanbul’dan Ankara’ya
yürüyen Ali İlik, üçüncü günde İzmit’e kavuştu. Yazarımız
Bahri Kayaoğlu’na, yolda yaşadıklarını e-maille
geçen İlik’in ‘yol Hikayeleri’ni kendi kaleminden
yayınlıyoruz.
“Tarih: 23 Haziran 2004
Dilovası pazarından yeni çıkmıştım. Bir yandan sürekli çalan cep
telefonuma bakmaya çalışıyor, bir yandan da en az 80 km ile giden
araçların geçmesini bekliyordum. Yolun karşısına geçtim. Önümdeki
uzun iniş, hemen ardındaki uzun bir rampanın habercisiydi. İnişli
yokuşlu bu yolda ilerliyordum.
Sahile yaklaşırken alt yola geçmeyi tercih ettim, çünkü üst yola
göre çok daha az yoğundu. Damperli kamyonların yavaş yavaş
ilerlediği bu yolda korktuğum başıma gelmek üzereydi, epeydir
benzin istasyonuna rastlamamıştım. Hızımı arttırmalıydım. Üstelik
hava da kararmaya başlamıştı. O an çok hafif yağmur çiseledi, neyse
ki fazla sürmedi ve ben de hızımı arttırdım. Üst yolda istasyon var
ama yürümesi tehlikeli, alt yolda yürümesi kolay ama istasyon yok.
Yolda kendimle sohbet ediyorum ve canım hiç sıkılmıyordu.
Hava epey kararmıştı. Ve hala bir istasyon bulamamıştım.
Gökyüzünde, çok ilerlerdeki kara bulutlar İzmit civarında kuvvetli
bir yağmurun yağdığını düşündürdü bana. Nitekim öylede olmuş,
izmit’i sel götürmüş, ertesi gün yerel gazetelere manşet olmuştu.
Ama izmit’e daha en az 30 km vardı. İlerlemeye devam ettim, fakat
ne hikmetse 5-6 dakikadır kamyon geçmemişti. Kendimi bir tuhaf
hissettim ve bu tuhaflığı çözdüm. Aslında kamyonlar, bana yol
arkadaş oluyorlardı! Zira yolda pekte ışık yoktu, hem hava hem de
yol karanlıktı. Epey aradan sonra geçen bir kamyon.. Yüzümde bir
çocuk gülümsemesi... Ancak taa ötelerdeki fabrikaların gökyüzüne
yansıyan ışıkları çok az da olsa bana yardımcı oluyordu, zifiri
karanlık değildi.
Yokuşu inerken apansızın karşımda denizi görüvermiştim. Evet İzmit
körfezinin soğuk sularıyla selamlaştık. Az ilerde bir şantiye vardı
ve girişindeki barakanın penceresinden ışık geliyordu. Genç nişanlı
bir arkadaş. Beni görünce dışarı çıktı.-Şşş hoşt oğlum hoşt!
Isırmaz abı ısırmaz sen öle gözüktüğüne bakma.. Kırıkkaleliydi.
Televizyon seyrediyordu. "Beni tanıyor musun?" dedim. "Yoo", dedi.
Durumu anlattım. O da inanamadı. "Buralarda yiyecek satın
alabileceğim bir bakkal falan var mı" diye sorduğumda, yanıt
olumsuzdu. 15 dakika yürümem gerekiyordu. Bu sohbetimiz esnasında
arada bir televizyondaki maça bakıyordu. " Hollanda nasıl gol
kaçırdı baksana abı" dedi bir ara. Pek bakacak halim yoktu.
Teşekkür edip, ayrıldım. Aşağıda dil iskelesi ve çarşı ya vardım.
Bir çorbacı da çorba içip, bir İnternet bulup, ınternethaber.com’a
girip hakkımda Bahri Kayaoğlu’nun yazdıklarını okudum. Banka da
bulabilmiştim, biraz para çekip erzak depoladım. Yulaflı bisküvi ve
iki tane 1.5 litrelik su aldım. Saat gece 10 civarıydı..
... Bir benzin istasyonu bulup geceyi orada geçirdim. Sabah
erkenden İzmit’e doğru yola çıktım.. Anadolu Ajansı cep
telefonumdan arayıp beni buldu.. Ropörtaj yaptılar..
...Şu an merkezdeyim. Valiliğe gidip, bana yolda eşlik edecek ‘es
kort’ verilmesini talep ettim. Dilekçemi Emniyet Müdürlüğüne
faksladılar. Cevap olumsuz geldi. Burada biraz dinleneceğim. Bu
arada gazeteleri aldım okudum.
İnternethaber’den başka yürüyüşüm haber olarak hiçbirinde yer
almamış... Bu arada İstanbul ve Ankara’da bombalamaların
patladığını duydum, internetten haberleri okudum..
Hakkımda çıkan haberlerle ilgili yorum yapan bazı arkadaşlara cevap
vermek istiyorum.
1-"Git baban sana üniversite açsın" diyen arkadaşa cevabım şu: Ben
burslu okuyorum. Üniversiteye babam herhangi bir ücret
ödemiyor..
2-Bana çalış diyenlere: 7 yaşından beri çalışıyorum ve yaşım yirmi
dört..
3-Bu eylemin çıkış noktasında kıvılcımlar olabilir ama söylemlerim
doğrudur. Şu anki durumum önemli değildir..
4-Meslek lisesi olaylarına girmem. Bu konuyu şu aşamada tekrar ülke
gündemine getirmenin hiçbir anlamı yoktur diye düşünüyorum.
5-oturduğumuz sıcacık yerlerden mesaj atmakla olmuyor bu işler..
İcraat lazım icraat.. Bu konuyu NATO, meslek lisesi, imam hatip,
muhalefet-hükümet tartışmasına kesinlikle dönüştürme amacını
taşımıyorum.. Sadece insanca bir eğitim istiyorum ve onun için
yürüyorum..”
Bu arada Ali’nin protesto yürüyüşüne yurt içinden ve yurtdışından
destek yağıyor. Yazarımız Bahri Kayaoğlu’nun e-mail adresine mesaj
gönderen bir çok öğrenci, destek amacıyla yürüyüşe katılacaklarını
bildirdiler.
Bursa’da oturan ailesi, dün akşam üzeri kendisini İzmit’te
karşıladı. Dün geceyi anne ve babasıyla bir araç içinde dinlenerek
geçiren Ali İlik, Ankara’ya doğru yürüyüşüne bugün devam
edecek.