ÖSS stresi öğrencileri ‘hap’a itt
Abone ol1 milyon 730 bin öğrenci, önümüzdeki ay Öğrenci Seçme Sınavı’na (ÖSS) girecek. Birçoğu bu sınava ‘hayatlarının dönüm noktası’ olarak bakıyor.
1 milyon 730 bin öğrenci, önümüzdeki ay Öğrenci Seçme Sınavı’na (ÖSS) girecek. Birçoğu bu sınava ‘hayatlarının dönüm noktası’ olarak bakıyor.
Hepsinin kafasında tek soru var: Hedefe nasıl ulaşabilirim? Gençlerin tedirginliğine ailelerin beklentisi ve ‘çevre ne der’ endişesi de eklenince baskı daha da artıyor. Sonuçta binlerce öğrenci daha çok çalışmak için gece yarılarına kadar uykusuz kalıyor. Psikiyatristlerin “sınav kaygısı” olarak tanımladıkları bu durum, öğrencilerin ve ailelerin yanlış yöntemlere başvurmasına sebep oluyor. Bazı gençler yorgunluk giderdiğine ve rahatlattığına inandığı uyarıcı bitkisel haplar kullanıyor.
Bu hapların çoğunun ne reçetesi ne de imalat izni var. Sokaklarda kutusu 20-60 milyon lira arasında değişen fiyatlarla satılıyor. Gençlerin, uyuşturucu madde bağımlılığının ilk ayağını oluşturan bu tür hapları şeker gibi tüketmesi sağlık ve eğitim camiasını endişelendiriyor. Esrar, eroin gibi maddelerin bitkisel kökenli olduğunu hatırlatan Prof. Dr. Arif Verimli, masum niyetlerle içilen 1-2 hapın dahi bağımlılık yapacağına dikkat çekiyor.
Esra K., ÖSS’ye girecek milyonlarca gençten biri. Masasının üstü test kitaplarıyla dolu. Çöpe buruşturulup atılmış kağıtlarda dahi geometri ve fizik soruları çözülmüş. Geceleri uykusuz kaldığı için uyarıcı haplardan kullanmayı düşünüyor. Annesi tarafından kendisine uyarıcı hap verildiğini anlatan lise son sınıf öğrencisi Tufan U. ise içtiği süre içerisinde hiçbir değişiklik hissetmediğini vurguluyor.
Türkiye’den başka hiçbir ülkede ÖSS sınavının bir benzeri yok. Bu yıl 1 milyon 730 bin 850 aday 19 Haziran’daki sınava girecek. Geçen yıl 1 milyon 728 bin 76 adaydan 977 bin 382’si lisans programlarını tercih edebilme hakkı kazanmıştı. Her geçen yıl zorlaşan sınavda bir öğrencinin istediği yeri kazanabilmesi için en az 15 öğrenciyi geride bırakması gerekiyor. Bu baskı altında ne yapacaklarını bilemeyen öğrenciler, ailelerinin beklentilerine cevap verebilmek için uyuşturucu madde içeren ilaçlara yöneliyor. El altından piyasaya sürülen çoğunluğu Uzakdoğu kökenli ilaçlar, ‘tamamen bitkisel ve zararsızdır’, ‘zindelik kazandırır’ şeklindeki reklamlarla göz boyuyor. Ancak, bu hapların içinde ne olduğuna dair kimsenin bilgisi yok. Eğitim Bir-Sen Genel Teşkilatlandırma Sekreteri Erol Battal, çarpık sınav sisteminin sonucu öğrencilerin bağımlılık yapan haplarda çare aradıklarını vurguluyor. Yeniden Eğitim ve Sağlık Derneği tarafından lise 2. sınıflar arasında yapılan araştırma, tehlike çanlarının çaldığını açıkça gösteriyor. Araştırmaya göre esrar kullanımı 2001 yılına göre yüzde 75 artış göstermiş. Ayrıca uçucu madde kullanımının yüzde 40,5, yeşil reçete ile satılan yatıştırıcı hap kullanımının yüzde 15,8, uyuşturucu hap kullanımının yüzde 184,6, sentetik hap kullanımının yüzde 287,5, eroinin de yüzde 100 artış gösterdiği saptanmış. 2001’de en kolay bulunabilen zararlı madde uçucu maddeler iken, 2004’te esrar olmuş. Bulunabilirliği en fazla olan madde ise ecstasy.
Özellikle maddi durumu iyi olmayan ailelerin çocukları üniversite sınavını, hayata atılabilmenin anahtarı olarak görüyor. ÖSS’yi kazanmaktan başka çaresi olmayan bu gençler deneme sınavlarında ne kadar iyi net çıkarırlarsa çıkarsınlar yine de sınav kaygısı yaşıyor. Okul birincisi Pelin Öztürk, Boğaziçi Edebiyat’ı kazanmayı çok istiyor. Yıllarca psikolojik destek alan Pelin, 30 kişilik kontenjan içinde kendisini hayal ettiğini belirtirken, “Bir ay kaldı; ama benim pilim bitti. Şarj olabilmek için sınav kağıdına odaklandım.” diyor. Sınav stresini yaşayan Nihan Kaynar, psikolog yardımıyla rahatladığını anlatıyor. Nihan, bazı arkadaşlarının bitkisel haplarla rahatlamaya çalıştığını söylüyor. Uzman desteği alamayan öğrenciler, dersanelerdeki rehberlik servislerini dolduruyor. FEM Dersaneleri Rehberlik Servisi Başkanı Adem Durmuş, öğrencilerde stresin hakim olduğunu vurguluyor. Potansiyel ilaç bağımlılığına doğru giden öğrenciler, sınava hazırlanırken su içer gibi ilaç yutuyor. Psikolojik olarak rahatlasalar dahi bir süre sonra vücut dirençleri kırılıyor, performansları düşüyor.
Doç. Dr. Kültegin Ögel, ailelere çok iş düştüğünü vurguluyor. “Aileler, çocukların sorunlarını dinlemiyor. Anneler bulaşık yıkamak yerine evlatlarının derdini dinleseler çok daha faydalı olacaklar.” diyor. Sosyal hizmet uzmanı Kemal Gökcan da ailelerin bilinçsizliğinden şikayetçi. Özellikle eğitim düzeyi yüksek ailelerin büyük beklenti içine girdiklerini anlatan Gökcan, “Üniversite mezunu anne-babalar çocuğu yarış atı gibi görüyor. Öğrenciler de bu beklentiye karşılık verebilmek için türlü türlü yollara başvuruyor.” diye konuşuyor.
Türkiye’de sınavla yaşanıyor
Çocuklar okumayı öğrenir öğrenmez sınavlarla tanışıyor. İlkokuldan sonra Anadolu liseleri, devlet parasız yatılı ve özel okullar için ilk tur başlıyor. Ortaokuldan sonra fen liseleri, özel kolejler için maraton sürüyor. Ardından üniversite sınavı geliyor. Üniversiteyi kazanmakla da iş bitmiyor. Eğitimini ileriye götürmek isteyenler, Lisansüstü Eğitim Sınavı’na hazırlanıyor. Eğitimin tamamlanmasından sonra ise Kamu Personeli Seçme Sınavı, Tıpta Uzmanlık Sınavı, Avukatlık Sınavı, Hakimlik Sınavı.. sırada bekliyor.
Sınav kaygısını gidermek için neler yapmalıyız?
Prof. Dr. Arif Verimli, sınav kaygısını hafifletmek için öğrencilere şu tavsiyelerde bulunuyor: “Önünüzde çok zaman varmış gibi sakin, yarın sınav olacakmış gibi hazırlıklı olun. Planlı olun. Günde 5 saat ders çalışıyorsanız, her bir saatini 45 dakika ders, 5 dakika dinlenme, 10 dakika da tekrar yaparak değerlendirin. Kimseye aldırış etmeyin. Kendinizi aşmaya çalışın. Bu sınavın her şeyin sonu olmadığına inanın. Kendinize güvenin. Bir kişi yapabiliyorsa herkes yapar.”
Temel nefes egzersizleri
İyi nefes almak iyi nefes vermekle başlar. Derin ve sessiz olun. Sağ elinizi göbeğinizin hemen altına, sol elinizi göğsünüzün üzerine koyun ve gözlerinizi kapatın. Ciğerinizi iyice boşaltın. Yeni bir nefes almak için birkaç saniye bekleyin. Art arda iki derin nefes aldıktan sonra 4-5 kez de normal nefes alın. Bu işlemleri günde 40 kez yapın ve alışkanlık haline getirin.
Fiziksel egzersizler
Düzenli fiziksel egzersiz beyinde öğrenmeyi kolaylaştırır. Yaptığınız ders tekrarları zihninize daha kolay yerleşir. Bilinç gelişir. Beyin uyaranlara daha kolay açılır. Refleksler hızlanır. Reaksiyon zamanı kısalır. Düzenli fiziksel egzersiz, ders çalışmak ve öğrenmek için son derece elverişli bir zihinsel ortam hazırlar. Sınavlara daha dinç ve verimli hazırlanabilirsiniz.
Gevşeme teknikleri
Günün belli bir kısmında zihninizi boşaltarak geleceğinizi hayal edin. Güzel bir üniversiteyi kazanmayı, mutlu bir geleceği hayal edin. Başarabildiğinizi hayal edin. Bu, sizi kamçılayacaktır. Otojenik gevşemede hiç durmadan arka arkaya şunları tekrar edin: Kolum ağır-elim sıcak-nefesim sakin ve düzenli-kalbim sakin ve düzenli-karnım sıcak-alnım serin.
Kaynak: