ÖSS sınavına 'doğru' hazırlık
Abone olUzmanlar normal düzeydeki kaygının başarıyı artıracağını belirtirken, aşırı kaygıya karşı ise uyarılarda bulunuyorlur.
Üniversiteye girmeyi hedefleyen yüz binlerce öğrenci, uzun bir
hazırlık sürecinin son 1.5 aylık döneminde. Bu hazırlık dönemi
nasıl geçmiş olursa olsun, hemen hemen bütün adaylar stres,
yorgunluk, isteksizlik, sinirlilik, karamsarlık, durgunluk, kendine
güvende azalma ve çalışma temposunun düşmesi gibi durumlar
yaşıyorlar. Bütün bunların altında ise, beklentilere ulaşamama
düşüncesinin doğurduğu kaygı yatıyor. Normal düzeydeki kaygı,
kişiye istek duyma, karar alma, alınan kararlar doğrultusunda
enerji üretme ve bu enerjiyi kullanarak performansını yükseltme
açısından yardımcı oluyor. Ancak, yaşanan kaygı çok yoğun ise,
kişinin enerjisini verimli şekilde kullanması, dikkatini ve gücünü
yapacağı işe yönlendirmesi engelleniyor. Bu durumda kişi
potansiyelini tümüyle kullanamıyor ve istenen performansa
ulaşamıyor. Kaygının zihinsel süreci olan 'endişe' ile başa çıkmak
için gerçekçi ve olumlu düşünme biçimi benimsenmeye çalışılırken,
bedensel süreci olan 'yoğun uyarılma' ile başa çıkmak için de
gevşeme egzersizleri yapılması öneriliyor. Final Dergisi
Dershaneleri Rehberlik Koordinatörü Celil Vardar, İHA muhabirine
yaptığı açıklamada, Öğrenci Seçme Sınavı'na (ÖSS) hazırlık
döneminde öğrencilerin, çalışmalarını en olumsuz etkileyen ve en
çok dile getirdikleri faktörün, yaşadıkları kaygı durumu olduğunu
vurgulayarak, 'Bu sınavda başarılı olamayacağım. Herkes benden daha
zeki, hiçbir şey bilmiyorum. Kendimi yetersiz ve eksik görüyorum.
Evdekilerin yüzüne nasıl bakarım?' gibi, gerçekçi olmayan düşünce
biçimine sahip olmanın, kişinin kendine duyduğu güveni azalttığını
ve kaygıyı arttırdığını bildirdi. 'DİKKATİNİZİ SORULARA YÖNELTİN'
Sınavda potansiyelin tam olarak kullanılabilmesi için de, dikkatin
sorulara yöneltilmesi gerektiğini ifade eden Vardar, "Sınav kaygısı
yüksek olan kişilerin yaşadığı endişe, dikkatin bölünmesine ve
sınavla ilgili olmayan düşüncelere yönelmelerine neden olur.
Öğrencinin dikkati, sınav soruları ile kendi performansına ilişkin
yorum ve değerlendirmeleri arasında bölünür. Öğrenci, dikkatinin
çoğunu, akademik başarıyla ilgili olumsuz yorum ve
değerlendirmelere yönelttiği için dikkatini sınava vermekte güçlük
çeker. Başarısından kuşku duyar, herkesin kendisinden daha başarılı
olduğunu düşünmeye başlar. Böylece sınava odaklanması gereken
zihinsel enerji, hedefinden uzaklaşıp dağılır ve öğrencinin
performansı potansiyelinin altına düşer" dedi. Rehberlik
Koordinatörü Celil Vardar, kaygı düzeyi normal olan kişiler,
sınavı, bilgi ve beceri açısından, performanslarının test edileceği
bir fırsat olarak değerlendirirken, kaygısı yüksek olan kişilerin
ise bu durumu geleceklerine yönelik bir tehdit olarak
algıladıklarını belirterek, "Sınavla ilgili durumlarda kendileriyle
olumsuz diyaloga girerek, gerçek dışı ve karamsar bir düşünce
tarzını seçerler. Araştırmalar, sınav kaygısı yüksek olan kişilerin
en büyük sorununun, daha önce öğrendiklerini sınavda hatırlayamamak
olduğunu göstermektedir. Ayrıca, yüksek kaygı yaşayan kişilerin,
kaygısı düşük olanlara oranla ders çalışmaya daha fazla vakit
ayırdıkları görülmektedir. Bu bulgular, performans düşüklüğünün
ders çalışma sürelerindeki yetersizliğe değil, olumsuz düşüncelerin
doğurduğu yüksek kaygıya bağlanabileceğini göstermektedir" diye
konuştu. 'SINAVA OLUMSUZ ANLAM YÜKLEMEYİN' Sınava yüklenen anlamın
gerginliğe, karamsarlığa ve çatışmalara yol açmaması, problemi
çözmeye yardımcı olması ve hedefe yöneltmesi gerektiğini kaydeden
Vardar, "(Başaramayacağım ve herkes aptal olduğumu düşünecek,
çalışmalarımı yetiştiremeyeceğim) gibi düşünceler, duruma uygun
şekilde çalışmalar yapan bir kişi için gerçekçi değildir ve
hedefinize ulaşmanız için sizi desteklemez. Bunun yerine, 'Kalan
zamanı programlı çalışmalarla değerlendirir ve enerjimi
eksikliklerimin kapatılması için kullanırsam başarılı olabilirim',
şeklindeki bir düşünce, beklentilerin gerçekleşmesi için daha iyi
sonuç verecektir" dedi. Vardar, başarılı olmanın ilk aşamasının,
kişinin kendi potansiyelini doğru değerlendirmesi olduğunu
vurgulayarak, "Eksik olan noktaların neler olduğu ve bunları
gidermek için nasıl bir yol izlenmesi gerektiğine ancak gerçekçi
bir değerlendirme sonucunda karar verebilirsiniz" şeklinde konuştu.
Kaygının zihinsel süreci olan 'endişe' ile başa çıkmak için
gerçekçi ve olumlu düşünme biçimini benimsemeye çalışırken,
bedensel süreci olan 'yoğun uyarılma' ile başa çıkmak için de
gevşeme egzersizleri yapılabileceğini ifade eden Vardar, "Olumsuz
düşüncelerden kurtulursanız, endişelerinizin azaldığını ve
bedeninizden gelen sinyallerin eskisi kadar olumsuz
yorumlanmadığını göreceksiniz" dedi. 'EKSİKLERİNİZİ KAPATIN' Final
Dergisi Dershaneleri Rehberlik Koordinatörü Celil Vardar, bu
dönemde yapılması gereken diğer bir işin de durum tespiti olduğunu
belirterek, "Eksik olduğu düşünülen konular tespit edilmeli ve
çalışma verimini düşüren sebepler belirlenmelidir. Duruma uygun,
son altı haftalık zaman planı çıkarmalı ve yapılacak çalışmalar
kalan zamana uygun şekilde bölünmelidir" diye konuştu. Her ders ve
konunun hangi gün ele alınacağını gösteren haftalık programların
oluşturulması, bu program içinde düzenli tekrarların da yer alması
gerektiğini kaydeden Vardar, "Program oluşturulurken çalışılacak
dersler, programa, verimli olunan zamana göre yerleştirilmeli,
tekrarlar da her bölümün özelliğine ve zamana göre
programlanmalıdır. Bu dönemde ilgili alana yönelik en yüksek puanı
alabilmek için, uygun sınav taktiklerinin oluşturulması, zamanı iyi
kullanma, becerilerinin geliştirilmesi ve yapılan çalışmaların
sonuçlarının değerlendirilerek, eksikliklerin belirlenmesi için
deneme sınavlarına katılmak gereklidir. Yapılan hataların ve
belirlenen eksikliklerin giderilmesi, geçmişteki hatalardan
yararlanarak, uygun yöntemlerle ertelemeden gerçekleştirilmelidir"
ifadelerini kullandı. Vardar, çalışmalarda süre kontrollü soru
çözümüne ağırlık verilmesi gerektiğini vurgulayarak,
"Hazırlandığınız sınava benzer sınavlara bir çok kez girdiğinizi
unutmayın. Eksikleriniz olsa bile önemli olan bunları azaltmak için
çaba göstermektir" uyarısında bulundu.