Osmanlıya para gönderen Uygurlar
Abone olÇinliler atları evcilleştirmeyi bile onlardan öğrendiler. Beyaz piramitler de onların eseri. Uygur Türklerine dair ilginç notlar
Sincan Uygur Özerk Bölgesi'nin asli unsuru olan Uygur
Türklerinin, tarih içinde Çin medeniyetinin gelişmesine önemli
katkılar sunduğu bildirildi.
Atatürk Üniversitesi (A.Ü) Edebiyat Fakültesi Tarih Bölü Öğretim
Üyesi Yrd. Doç. Dr. Savaş Eğilmez, 9. yüzyılın başlarında
Kırgızların baskısından kaçan Uygur boylarının önemli bir kısmının
Doğu Türkistan'a göç ettiklerini,burada Turfan ve Karaşar
şehirlerinin civarına yerleştiklerini anlatıyor...
Eğilmez'in anlattığına göre; ''Uygurlar, 856 yılında
kağanlıklarını ilan etmişlerdir. Çin yönetimi, bu Uygur
devletini Tibet tehlikesine karşı desteklemiştir. Uygurlar da Doğu
Türkistan'da etkinliklerini artırmış olan Tibetlileri bu bölgeden
çıkarmışlardır. Böylece batıdaki sınırlarını Urumçi şehrine kadar
uzatmışlardır.''
UYGURLAR'DAN OSMANLIYA YARDIM ELİ
Uygurların kültürlerini, dinlerini ve dillerini yaşamak istedikleri
için yıllardır büyük baskılara, katliamlara, işkencelere,
tecavüzlere maruz kaldığını ve dünya kamuoyunun buna sessiz
kaldığını savunan Eğilmez, şöyle devam etti:
''Uygur Türklerinin bu var olma mücadelesinde bizden başka
kimseleri yok. Bizler tüm imkanlarımızla onlara destek vermeliyiz.
Osmanlı Devleti, Balkan Savaşı'ndan yenik çıkınca İstanbul, yaralı
askerler ve Balkanlar'dan göç eden insanlarla dolmuştu. Osmanlı
Devleti'nin bu ağır günlerinde, Doğu Türkistan Türkleri de işgal
altında bulunmalarına rağmen İstanbul'a yardım göndermişlerdir.
Doğu Türkistan Türklerinin, Hilal-i Ahmer (Kızılay)
yararına beş bin Sum para gönderdiği de
unutmamalıdır.''
ÇİNLİLERİN İFADESİYLE UYGURLAR
Uygurların ön plana çıktıkları en önemli özelliğin gerek dinsel
gerekse kültürel açıdan zengin bir bölgede uyguladıkları hoşgörülü
ve adaletli yönetim politikası olduğunu vurgulayan Yrd. Doç. Dr.
Eğilmez, şöyle devam etti:
''Çin, Moğol ve Tibet yönetimi altında büyük baskı ve zulüm
politikaları altında ezilen halk, Uygur devlet ve hükümetleriyle
huzurlu ve rahat bir yaşama kavuşmuşlardır. Bunun en önemli kanıtı
ise 10. yüzyılda Çin Devleti tarafından Uygur topraklarına
gönderilen Wang Yen-Te'nin tuttuğu seyahat notlarıdır. Bu notlarda
Uygurların zengin kültürleri yanında uyguladıkları hoşgörülü ve
adaletli yönetiminden örneklerle bahsedilmiştir.
Bu günlüklere göre, Çinliler, at evcileştirmeyi öğrenmek için
Uygurların yanına geldiklerini ve bir müddet onların hanelerine
misafir olduklarına yer verilir. Ayrıca bu süre içerisinde,
Türklerin Çinlilere büyük bir misafirperverlik örneği
gösterdiklerini yazar. Seyyah notlarındaki 'Öyle ki, Çinliler bir
şeyler öğrenmek maksadıyla bile gelmiş olsalar, Uygurlar onları
misafir olarak kabul eder, en iyi sofralarda ağırlar en güzel
odalarda yatırırlar. Ayrıca, Çinliler, Türklerden demirden silah
yapmayı öğrenirler, çok sayıda silah, evcilleştirilmiş at satın
alırlardı. Türklerin devlet ve askeri teşkilat yapısını öğrenir ve
devlet organizasyonlarını ve ordularını bu yapıya göre
düzenlerlerdi' ifadeleri çok önemlidir.''
''BEYAZ PİRAMİTLERİ YAPANLAR DA UYGURLAR''
Yrd. Doç. Dr. Eğilmez, Uygurların Türk-İslam medeniyetinin yanı
sıra dünya medeniyetine de çok önemli eserler bıraktıklarını
belirterek, bu eserlerden en önemlisinin yıllarca Çin hükümetleri
tarafından saklanan piramitler olduğunu öne sürdü.
Eğilmez, sözlerini şöyle sürdürdü:
''Çin Halk Cumhuriyeti'nin sınırları içerisinde yer alan ve tarihi
İpek Yolu'nun başlangıç şehri olan Xi'an şehrine 100 km uzaklıktaki
Qin Ling Shan Dağları'nda Büyük Uygur Türk İmparatorluğu döneminden
kaldığı düşünülen irili ufaklı 100 kadar piramit bulunmakta.
Bunların içindeki 'Beyaz Piramit' adı verilen ve Keops'tan bile
daha büyük ve yüksek bir piramit bulunuyor. Yıllarca insanlıktan
saklanmaya çalışılan bu eserler, üzerlerinde araştırma yapılmasının
halen yasak olmasına rağmen artık gün ışığına çıkmıştır. Bilim
adamları ve uzmanların ortak görüşü bu piramitlerin Uygur
Türklerinin eseri olduğudur.''