29 Nisan, Osmanlı İmparatorluğu’nun son büyük askeri zaferi, Kut’ül Amare’nin 100. yıldönümü. İngiltere, bu savaşta tarihinin en büyük mağlubiyetlerinden birini yaşadı. Kutülammare’de mağlup olarak geri çekilen Türk birlikleri Bağdat’ın güneyinde Selmanıpak mevkiini tahkim ederek savunmaya geçmişti. Türk kuvvetlerini takip eden Townshend, 22 Kasım’da Selmanıpak’ta muharebeye tutuştu. Bu muharebede Irak cephesi komutanı Albay Nureddin Bey (Sakallı Nureddin Paşa) tarafından ağır kayıplara uğratılan Townshend, Türk ordusunun takibi altında muhtemel bir savunma için tahkim edilmiş olan Kutülammare’ye kadar çekildi. 3 Aralık’ta Kutülammare’ye ulaşan Townshend, daha güneye çekilmek için vakti ve şansı varken, genel karargâhtan takviye geleceğini umarak burada kalıp savunma hazırlıklarına girişti. Kutülammare’deki İngiliz ordusunun mevcudu yardımcı sınıflar da dâhil 13-14 bin civarındaydı. Türk ordusu İngilizleri sıkı bir şekilde takip ederek 7 Aralık’ta Kutülammare’yi kuşattı. Dicle nehrinin bir dirsek yaptığı yerde kurulmuş olan Kutülammare kasabasında savunma yapmak nispeten kolaydı. Kasabayı üç taraftan saran Dicle nehri doğal bir engel teşkil ediyordu. Açık olan tarafta siperler kazılarak tahkim edildi. Kutülammare’de kuşatılan İngiliz ordusunun üç ay yetecek erzak ve mühimmatı vardı. Türk ordusu 25 Aralık 1915’e kadar birkaç taarruz denediyse de Kutülammare’nin kolayca ele geçmeyeceği anlaşıldığından, kasabanın her taraftan kuşatılarak teslime zorlanmasına karar verilmişti. General Aylmer komutasında gönderilen kurtarma ordusu, Kutülammare yolunu kesen Türk birliklerine üstünlük sağlayamadı. Yaptığı taarruzlar kendisine ağır zayiattan başka bir sonuç vermedi. Nisan ayında Nixon’un yerine General Percy Lake atandı. O da kurtarma ordusu kumandanı Aylmer’i görevden alıp yerine General Gorringe’i atadı ancak bu değişiklikler de kuşatmayı yarmaya çare olmadı. İngilizlerin Irak cephesine takviye olarak gönderdikleri kuvvetler arasında Çanakkale’de Anzak bölgesinde ve Anafartalar’da Türk ordusuna karşı savaşmış olan 13. Tümen de vardı. Bu tümen Mısır’da iken Nisan ayı başında Irak’a nakledilmişti. Kuşatmanın yarılamaması üzerine İngiliz uçakları tarafından 15 Nisan’dan itibaren açlık çeken 6. Tümen’e havadan çuvallarla erzak atılmaya başlandı. Bu çuvallarda un, şeker vardı. Ancak girişim Kutülammare’deki binlerce nüfusu beslemeye yetecek kadar geniş kapsamlı değildi. Açlık etkisini iyice hissettirmeye başlamış, çoğu Hintli asker birer iskelet haline gelmişti. Kuşatmanın son haftasına gelindiğinde açlıktan 8 İngiliz ve 21 Hintli asker ölmüştü. Karadan yardım yapılamayan 25 Nisan’da Kutülammare’ye nehir yolundan bir vapurla 270 ton erzak gönderilmesine teşebbüs edildi. Bu vapurun Türk askerleri tarafından ele geçirilmesi ile son kurtarma teşebbüsü de akamete uğradı. Ele geçirilen Julnar isimli bu vapura, “Kendi Gelen” ismi verilmiş ve nehir üzerinde taşımacılıkta kullanılmıştı. Ümitleri tükenen Townshend 26 Nisan’da son çare olarak Halil Paşa’ya; İngiliz askerlerinin silahlarını bırakarak serbest bırakılmalarına karşılık kendisinin ve maiyetinin savaş devam ettiği sürece Türklere karşı savaşmayacakları sözünü veriyor; bu şartlar kabul edildiği takdirde, adına yazılmış bir milyon İngiliz liralık çek verileceği vaadinde bulunuyor yani açıkça rüşvet teklif ediyordu. Halil Paşa’ya teklif edilen para hakkında Tasvir-i Efkâr Gazetesinde çıkan bir haberde; “Kutülammare’nin teslim şartlarından biri olarak General Townshend tarafından teklif olunan bir milyon lira generalin yanında olmayıp kabul edildiği takdirde İngiltere’den getirtileceği tahkikat neticesinde anlaşılmıştır” diye yazmaktaydı Başka çaresi kalmayan Townshend, İngiliz genel karargâhından aldığı onay üzerine teslim oldu. Kutülammare muhasarası, 7 Aralık 1915’ten, İngiliz ordusunun teslim olduğu 29 Nisan 1916’ya kadar 4 ay 23 gün sürdü. Kutülammare’de teslim olan İngiliz kuvveti; 5 General, 272 İngiliz subayı, 2592 İngiliz eri, 204 Hint subayı, 6988 Hint eri, 3.248 muharip olmayan yardımcı sınıflardan hizmet erleri, toplam: 13.309’dur. Bu sayının 1.306’sı hasta ve yaralı askerlerden oluşuyordu. Kutülammare’deki 6. Hint Tümeni’ni kurtarmak için 6 Ocak-22 Nisan 1916 tarihleri arasında kuşatmayı yarma teşebbüsünde bulunan İngiliz kurtarma ordusu, yardıma gittiği 6. Tümenin neredeyse iki katı, yaklaşık 22 bin zayiat vermişti. General Townshend, kılıç ve tabancasını kendisini esir alan Türk ordusu kumandanı Halil Paşa’ya teslim eder. Buna mukabil Halil Paşa, tıpkı Plevne’de Osman Paşa’ya gösterilen itibarı ve tavrı İngiliz generaline gösterip silahlarını iade ederek, kendisini harp esiri değil misafir olarak gördüğünü söyler Esir olan tümenin komutanı Townshend İstanbul’a nakledilecekti. Kutülammare’den Bağdat’a nakli için bir motorbot tahsis edildi. Townshend beraberinde Yarbay Paar ve Yüzbaşı Morland olduğu halde Türk ordusundan Yarbay İshak Bey’in refakatinde vapura bindi. Esir alınmış 6. Tümen’in tutulduğu ordugâhın yakınından geçerken subay ve erler sahil bolunca dizilerek vapur uzaklaşıncaya kadar komutanlarını alkışladılar. Townshend da vapurun güvertesinde, selam vaziyetinde eski tümenine veda etti. General Townshend, Kutülammare’den ayrılırken son olarak bir de özel talepte bulunmuştu. Çok sevdiği Spot isimli köpeğinin, İngiltere’deki evine gönderilmesine izin verilmesini Halil Paşa’dan rica etti. Spot, Basra’daki İngiliz kuvvetleri vasıtasıyla İngiltere’ye sağlam olarak ulaştı. Townshend mütarekeden sonra Norlfolk’taki evine döndüğünde köpeğine tekrar kavuşmuştu.