Osmanlı döneminin bize bırakmış olduğu kültür mirası olan Harem’in ne olduğunu -Muhteşem Yüzyıl sağolsun- az çok duyduk. Şimdi sorulsa aklınıza gelecek olan ilk iki şeyin kadınlar ve hadım edilmiş “adamlar” olması gayet doğal... Peki harem gerçekte nasıl bir yerdi? Yaşantısı kuralları nasıldı? Düzen nasıl işliyordu? Bu ve bunun gibi sorularınıza cevap bulup, kültürünüze kültür katacağınız 12 maddelik listeyi listelist.com derledi... “Harem” kelimesinin anlamı Arapça’daki “Haram” kelimesinden gelir ve “korkulması gereken” “yasak olan” anlamını taşır Harem girişinde ”Ey iman edenler, size ait olmayan evlere izinsiz girmeyiniz!” yazısı bulunuyordu. Hareme yalnızca cariyeler ve padişah ailesi girebiliyordu. İçeri erkek doktor bile kabul edilmiyordu. Harem 1299 yılından 1923 yılına kadar Osmanlı İmparatorluğu bünyesinde bulunmuştur Harem içerisinde padişahın eşlerini, kadın köleleri, hadım olmuş köleleri ve cariyeleri bulunduruluyordu Köleler ak köle ve siyah köle olmak üzere ikiye ayrılıyordu Topkapı Sarayı haremi 400′den fazla odaya sahipti 1853′te yapılan Dolmabahçe Sarayı’na neredeyse aynı büyüklükte bir harem daha yapıldı Harem yeni padişahın annesi olan Valide Sultan tarafından yürütülürdü Valide Sultan’lar imparatorluk içerisinde siyasi ve politik anlamda çok büyük güce sahiplerdi Harem içerisinde çıplak şekilde resmedilmiş olan bayanlar aslında batı edebiyatının bir ürünüdür Bugün dönemi anlatan kaynaklara bakıldığında veya halk arasında bu bilgiler paylaşıldığında haremin genel olarak kadınlar için çok rahat bir alan olarak tabir edilmesine sıkça rastlayabilirsiniz. Fakat işin aslı harem içerisinde zina gibi meselelere dikkat edildiği kadar adaba da dikkat ediliyormuş ve harem içerisindeki kılık kıyafet batılı tarihçilerin tasvir ettiği şekilden çok uzakmış. Padişah haremde gönlünce hovardalık yapma şansına sahip değildi Haremde görev alan cariyelerin içinde evli olanlar da bulunuyormuş ve padişah evli olan cariyeleri dışında herhangi bir cariye ile beraber olmak isterse onunla birlikteliği sonucunda bu cariyenin statü olarak padişah karısından farkı kalmıyordu ve bu nedenle padişahlar o dönemin kölelerini hanedan üyesi yapmak istemediklerinden bu konuya pek sıcak bakmıyorlardı. Harem kölelerinin çoğu sabah hareme gelip akşam evine dönen kadınlardı Tarihteki normal kölelik kavramının aksine bu köleler düzenli maaş alıyorlardı. Zenci köleler ile beyaz köleler arasında hadım edilme şekli bakımından fark vardı Zencilerin genital bölgelerindeki organlar tamamen kesilirken beyazlarda yalnızca testis kesiliyordu. Kimi beyaz kölelerin hiçbir organı kesilmiyordu.