Osmanlıcanın zorunlu ders olmasına gelen tepkilere
anlam vermek mümkün değil. Her bir kesim ayrı bir hezeyan
içinde...
Hani konuya vakıf olmasanız, iktidarın Türkçe'yi kökten yasaklayıp
yerine Osmanlıcayı getirmeye çalıştığını sanırsınız.
Osmanlıca sadece seçmeli ders olacak oysa ki...
İnanın pek çoğu konunun ne olduğunu dahi bilmiyor. Söyledikleri tek
şey var: "Ben Osmanlıca dilini istemiyorum"
"Osmanlıca dediğin ayrı bir dil değil, bozulmamış haliyle
has Türkçedir. Alfabesi Osmanlıcadır. Biz Cumhuriyet kurulduğunda
dilimizi değiştirmedik, alfabemizi değiştirdik" diye
saatlerce anlatıyorsun, verdiği tek cevap şu:
"Ben Arapça konuşmak ve yazmak istemiyorum"
İşin komik olan tarafı ne biliyor musunuz? "Osmanlıcayı
istemiyorum" diyenler, içinden Osmanlıcanın çıkarıldığı
Nutuk'u görse nutku tutulur! İstiklal Marşı'nı içindeki Osmanlıca
cümleleri çıkararak önüne koysan, "Abi ben Çince
bilmiyorum" der, kalır!
İşte bizim eğitim sistemimizin temeli bu!
Türkiye hariç, dünyanın hiç bir yerinde çocuklar geçmişine
küfretmek için yetiştirilmiyor. 90 yıldır bu ülkenin çocukları,
"Osmanlı İmparatorluğu şöyle berbattı, böyle kötüydü. Onlar
bizim ecdadımız değil" denilerek yetiştirildi.
Ondan dolayıdır ki bugün Türkiye'nin tanıdığı yazarlar ve
sanatçılar bile Osmanlı dendiğinde Fatih Sultan Mehmed'i gören
Büyük İskender'in torunları gibi irkiliyor. Duvarlara
"Zulüm 1453 yılında başladı" demelerinin temelinde
bu eğitim sistemi var.
Bir ülkenin dilini değiştirmek, o ülkeye yapılacak en büyük zulümdü
ve o zulüm bundan 90 yıl önce yapıldı.
Çin'de tarihin en büyük devrimine imza atan ve eski Çin adına ne
varsa tarihe gömen Mao, bir tek Çin yazısının değişmesine müsade
etmedi.
Çin'in geldiği yer belli...
Bir Japon çocuğu küçük yaşta hem standart formların toplamı olan
Bopomofo, hem de latin harflerini kullanabiliyor. Çünkü Meiji
herşeyi yaptı ama, Japon yazısını değiştirmedi.
Onların geldikleri nokta da belli...
Dünyada modernleşme rüzgarına kapılan hiçbir millet kendi geçmişini
ve özellikle dilini terketmedi. Türkiye bu anlamda dil soykırımına
uğrayan tek ülkedir.
Şuna adım gibi eminim ki AK Parti iktidarı "Kısa sürede
Türkçe'den vazgeçiyor, Osmanlıcaya geçiyoruz" dese, bugün
kendisine oy veren bütün kitleler karşısına dikilip,
"Yapamazsın, izin vermiyorum" der. Bu ve buna
benzer konuları siyasete meze edecek hiçbir iktidar milletten geçer
oy alamaz.
Bunu yapan AK Parti olsa dahi...
Zaten amaç latin harflerini rövanşist bir tutum sonucu kaldırmak
değil, bu ülkenin gelecek nesillerini her iki alfabeyi de
rahatlıkla kullanabilecek yeteneğe kavuşturmak. Kimse
Türkiye'ye geçmişte yaşatılan dil soykırımını yeniden yaşatmak gibi
bir heves içinde değil.
Benimsediğimiz rejimin adı demokrasiyse, o demokrasi içinde hiçbir
devlet vatandaşına birşeyi zorla dayatamaz. Ama Ahmet'in Bertan'a,
"Ben istemiyorum, sen de bunu öğrenemezsin" deme
hakkı da olamaz.
Kürt halkının kendi dilini okullarda seçmeli ders olarak seçebilme
hakkı olmasını yıllardır savunan biri olarak, Osmanlıca ile gelecek
bu yeni dil zenginliğini de sonuna kadar savunuyorum.
"Kanki önce maridana buluşuyoruz, sonra gece bup clupda
coşuyoruz. Çok cool bir gece olacak. yes Okey? Iz ı haaa?"
diyerek yıllardır Türkçe'nin ırzına geçenlerin "Türkçe'mi
seviyorum" adıyla başlattıkları kampanyalara da aldırış
etmiyorum.