Osmanlı gerçekleri neden saklandı?
Abone olTarihçi akademisyen Hakan Erdem'den çarpıcı tespitler: Osmanlı'yla ilgili bilinen gerçekler bizden hep saklandı...
İNTERNETHABER.COM - Kitab-ı Duvduvani, Osmanlı'da
Köleliğin Sonu, Tarih-Lenk ve Uno Mastica Alaturka gibi adından çok
söz ettiren kitaplara imza atan Sabancı Üniversitesi Öğretim üyesi
ve tarihçi Hakan Erdem'den Osmanlı'yla ilgili çok çarpıcı tezler
geldi...
Taraf Gazetesi'nden Neşe Düzel'e konuşan Hakan Erdem, Osmanlı'dan
bazı gerçeklerin Cumhuriyet kuşaklarnı saklandığını söyledi.
İşte konuyla ilgili sorular ve ilgi çekici yanıtlar:
Biz her lafa "şanlı tarihimiz" diye başlarız. Bu kadar
övündüğümüz tarihimizin yazılması niye gelişmedi?
Bu kadar övündüğümüz için gelişmedi. Tarihe ne kadar şanlı dersek,
tarihle ne kadar çok övünürsek, tarihin gelişmeme ihtimali de o
kadar yükseliyor zaten. Mesela ben Osmanlı köleliğini çalışmak
istediğimde, bana, "Osmanlı'da kölelik mi var! Niye çalışıyorsun
evladım!" diyen hocalarım oldu. Oysa yüz sene öncesine kadar,
yani Cumhuriyet dtönemine kadar burada kölelik vardı. İnsanların
bazısı köleydi, bazısı hürdü. Bunu söyleyen hocam, "Eee cariyeleri
de köle mi sayacağız?" dedi.
Harem'deki cariyeler köle değil midir?
Tabii köledir. Kafanızda köle modeli, plantasyonlarda çalışan pamuk
işçileri olursa, cariye o işi yapmadığı için öyle düşünürsünüz
tabii. Osmanlı ekonomisi eski Roma, Güney Amerika gibi köleci bir
ekonomi değildir ama, Osmanlı'da cariyeler, askeri köleler vardır,
kul sistemi vardır. Okullarda Osmanlı tarihindeki kölelikle ilgili
hiçbir şey anlatılmıyor. Mesela yeniçerilerin köle olduğu
söylenmiyor.
Neden Osmanlı'yla ilgili bilinen gerçekler bizden
saklandı?
Tarih ve ideoloji arasında bir ilişki her zaman her kültürde vardır
ama bizde devlet eliyle öyle çok ve ağır yalanlar söylendi ki...
İnsanların tarih algısına çok ağır ve ciddi müdahale edildi. Her
ülkede ders kitapları yazılır ve çocuklara "şunu şu kadar, bunu bu
kadar öğrenin, kafi" denir. Yani her tarih yazımcılığının
sessizlikleri olur. Bizde ise 1931'de hurafelerden oluşan kalın bir
kitap yazıldı ve insanların önüne ders kitabı diye kondu.
Bilimsellikle hiçbir ilgisi olmayan Türk tarih tezi
geliştirildi.
Türk tarih tezi hala eğitim sisteminde sürüyor
mu?
Azalmış da olsa çeşitli şekillerde sürüyor. Mesela Orta Asya'dan
göç haritasını tarih kitabı vermezse, coğrafya kitabı veriyor.
Mesela 16 Türk devleti hikayesi Cumhurbaşkanlığı forsunda sürüyor.
Sekizinci yüzyılda Orhun Kitabelerinde yer alan "kabile, boylar"
anlamına gelen "budun" sözcüğünü "millet-ulus" diye çeviriyorsunuz
ve böylece küçük bir kelimeyle oynayıp, altınca veya yedinci
yüzyılda bir Türk ulusu yaratmış oluyorsunuz. Sonra da, "Biz
muhteşem bir milletiz. Biz hep millettik, ulustuk. Biz hiç öyle
etnik kabile, konfederasyon olmadık" diyorsunuz. Tarihi t ahrif
eden, bozan öyle tarihçiler var ki, "İstanbul'un alınışında kan
dökülmedi" diyebiliyorlar.
Neden böylesine büyük yalanlar söyleniyor?
Cumhuriyet döneminde, Osmanlıların hiçbir zaman sahip olmadıkları
kadar bir aşağılık duygusuna sahip insanlar.