Osmanlı Devleti'nin duraklama dönemine girmesi 1579 yılına denk gelir. Bu dönemden itibaren yaralar almaya başlar ve çöküşe gider. İngiltere’deki Devonshire Üniversitesi Osmanlı ve Yakın Doğu çalışmaları direktörü Lord Herbert Smith ise Osmanlı Devleti'nin yıkılışını patatese bağlıyor. İddia akıl almaz, kafaya yatmaz bir iddia. Ancak sunduğu örnekler 'Acaba olabilir mi?' sorusunu akıllara getiriyor. Peki bu iddianın kaynağı ne? “Ne zaman patates yesem hayranı olduğum Fatih, Kanuni gibi padişahların Amerika’nın keşfinden sonra dünyaya gelen bu lezzeti bir kez bile tadamamış olmasına üzülürdüm” diyen Lord Herbert Smith şöyle devam ediyor: “Bir gün bunu düşünürken zihnimde bir şimşek çaktı, belki Osmanlı'nın o dönemki başarılarının altında patatesle tanışmamış olması yatıyordu." Basit bir araştırma bu konudaki şüphelerimi daha da artırdı. Patatesin Avrupa’da yayılış haritası ile Osmanlı’nın sınırlarındaki küçülme neredeyse birebir aynıdır. Patates, Avrupa kıtasına ilk kez 1577’de getirilmiş. Osmanlı Devleti'nin "Duraklama dönemi"ne girmesi ise 1579. Tabi bu dönemde Osmanlı’da tüketilmiyor o yüzden de bu dönemde toprak kaybı yok. 1700’lerin başında yaşanan kıtlıktan sonra patates Fransa’dan başlayarak Avrupa içlerine yayılmış, 1770’ler civarında Osmanlı sınırına dayanmıştır. Nitekim 1800’lerden kalma askeri kayıtlarda bilhassa batı bölgelerinde karavanalarda patates yemeklerinin bulunduğu görülmektedir. Bu dönemden itibaren tüm yenileşme çabalarına, reformcu padişahlara hatta II. Abdülhamit gibi dirayetli bir hakana rağmen toprak kaybının durdurulamamasının ardındaki sebep patates tüketimi olabilirdi.” Lord Smith bu iddiasının altını doldurabilmek amacı ile araştırmalara başlamış botanik ve genetik alanındaki çalışmalar onu çok ilginç bir bulguya götürmüş. Kendisi de Navajo yerlilerinden olan Arizona Stimson üniversitesi genetikçilerinden Atekha Grimclaw 2010 yılında Amerikan yerlilerinin %82,4’ünde ortak olan bir genetik varyasyon saptamış. Bu varyasyona sahip yerlilerin kas yapılarında bir zayıflık bulan Grimclaw, araştırmayı derinleştirince bu zayıflığın yerlilerde patatesin içinde bulunan patatin maddesinin tüketiminden kaynaklandığını bulmuş. Üstelik patates tüketimi sınırlanan yerlilerin kas güçleri bir - iki ay içinde normale geliyormuş. Ancak bu çalışmanın yayınlanması engellenmiş. Lord Smith “Amerika yerlilerinin 250 ila 100 bin yıl kadar önce Orta Asya’dan Amerika’ya göçtükleri düşünülürse, başka bir Orta Asya kökenli halk olan Türklerde de benzer bir genetik varyasyon olması kuvvetle muhtemeldir.” diyor. “Patates tüketmeye başlayan Türk askerleri giderek güçsüz düşmüştür, bu da savaşlardaki yenilginin ve imparatorluğun çöküşünün başlıca nedenidir. Türklerin başarılı olduğu Çanakkale ve Kurtuluş Savaşlarında ekim dikim yapılamaması ve parasızlık dolayısı ile askere patates verilemediği, buğday, mercimek ve peksimetle beslenen askerlerin kuvvetlerini kazanarak başarılı olduğu görülecektir.”