Osmanlı arşivleri basına tanıtıldı
Abone olBaşbakanlık Devlet Arşivleri bir toplantıyla basına tanıtıldı. Arşivler Genel Müdürü Yusuf Sarınay, sözde soykırım iddialarına ilişkin belgeli cevap verileceğini söyledi.
Başbakanlık Devlet Arşivleri Genel Müdürü Yusuf Sarınay,
arşivlerde Ermeni soykırım iddialarına ilişkin, olayları objektif
temelde değerlendirecek ve bütün açıklığıyla ortaya koyacak
onbinlerce belge bulunduğunu söyledi. Sarınay, Sultanahmet'teki
Osmanlı Arşivi Daire Başkanlığı'nda düzenlediği basın
toplantısında, Ermeniler'in uzun zamandır Türkiye aleyhine
propaganda yaptığını ve asılsız soykırım iddialarında
bulunduklarını belirterek, belgeleri açma işinin en az 10-15 yıllık
uzun soluklu bir çalışmanın sonucu olduğunu kaydetti. Arşivlerde
1870'lerden 1922'ye kadar Ermenilerle ilgili dolaylı ve doğrudan 1
milyonun üzerinde belge bulunduğunu, bunların bilim adamlarının
araştırmasını beklediğini ifade eden Sarınay, şöyle devam etti:
''İddiaların aksine belgeleri değerlendirdiğimiz zaman şöyle bir
manzarayla karşılaşıyoruz: Ermeni sevk ve iskan kararı, olması
muhtemel bir isyanı önlemek veya büyük bir yabancı ülkeyle
işbirliğini engellemek amacıyla alınmış bir karar değildir. Alınan
karar, tamamıyla fiilen ortaya çıkan bir isyanı bastırmak ve Rus
ordusuyla yapılmış işbirliğini engellemeye yöneliktir.''
Ermeniler'in iddialarına karşın, Devlet Arşivleri Genel
Müdürlüğü'nde olayları objektif temelde değerlendirecek, günahıyla
sevabıyla bütün açıklığıyla ortaya koyacak onbinlerce belge
bulunduğuna işaret eden Sarınay, ''Bizim temel amacımız, tarihin
objektif bir şekilde yazılmasıdır. Bu belgeleri bütün dünya
kamuoyuna, yerli-yabancı bütün bilim adamlarının hizmetine açmış
bulunmaktayız'' dedi. ''24 NİSAN, ERMENİ KOMİTACILARIN TUTUKLANDIĞI
TARİH...'' Ermeniler'in ''soykırım günü'' diye ilan ettikleri 24
Nisan'ın aslında Ermeni komitacıların ileri gelenlerinin
tutuklandığı tarih olduğunu ifade eden Sarınay, şunları kaydetti:
''Mesela İstanbul'da 235 Ermeni komitacı tutuklanmıştır. Bunların
içinde gerek sürgünde, gerek ağır ceza alıp ölüme mahkum edilen
dahi yoktur. Bugün Fransa'da 'soykırımdan öldü' diye iddia edilen
Ermeni sanatçı Comidas, ki Fransa'da 2 yıl önce heykeli dikildi,
İstanbul'da tutuklanan Çankırı Cezaevi'nde 14 gün hapis yattıktan
sonra tekrar İstanbul'a dönen bir komitacıdır. İstanbul'a döndükten
sonra Paris'e gitmiş ve Paris'te ölmüştür. Karşımızdaki Ermeniler,
suni bir tarih yaratmışlardır. Cumhuriyet'in başından 1990'ların
başına kadar Türkiye'nin suskunluğu, olaya çözüm olmamıştır.
Türkiye, büyük devlet edasıyla eski düşmanlıkları tekrar
canlandırmamak adına susmuş, hep iyi ilişkiler içinde olmak için
büyük gayret sarfetmiş. Ancak yıllarca suskunluğumuz birçok çevre
tarafından suçluluğumuz olarak algılanmıştır.'' ''HAYALİ RAKAMLAR
UÇUŞMAKTADIR'' Belgelerin bütün olarak değerlendirilmesi halinde
Osmanlı Devleti'nin aldığı tehcir kararının hukuka uygun olduğunun
görüldüğünü belirten Sarınay, Ermeniler'in menkul ve
gayrimenkullerine ilişkin düzenleme getirildiğini, hatta geri
döndüklerinde bunların nasıl iade edileceğiyle ilgili kanun
çıkarıldığını söyledi. Yusuf Sarınay, ''Çünkü Osmanlı Devleti,
bazılarının iddia ettiği gibi bir katliam niyetinde değildir.
Tamamıyla siyasi ve askeri sebeple böyle geçici bir karar almıştır.
Batılı tarihçiler ve Ermeni diasporası, yarattıkları suni tarihin
yıkılmasından endişe ettikleri için bu belgeleri yok
saymaktadırlar'' dedi. İddialara ilişkin yıllarda Ermeniler'in
İstanbul'da hala üst düzeyde görev yaptığını anlatan Sarınay,
''Katliam niyetinde olan devletin, öncelikle devlet kademelerindeki
Ermeniler'i temizlemesi gerekmez miydi?'' diye konuştu. Osmanlı
Devleti'nin 1. Dünya Savaşı'na katılmayan İspanya, Danimarka, İsveç
ve İsviçre'ye 1919'da bir nota göndererek 2'şer hukukçu
göndermelerini istediğini hatırlatan Sarınay, ''Eğer o hukukçular
gönderilseydi, bugün tartışılan mesele daha o günlerde tarihin
derinliklerine gömülecekti'' diye konuştu. ERİVAN ARŞİVLERİ'NE
İŞBİRLİĞİ ÇAĞRISI Sarınay, Ermeni soykırımı iddialarına ilişkin
somut gerçekleri ortaya koyan belgelerin kullanılmadığını, hayali
rakamların uçuştuğunu ifade ederek, konuşmasını şöyle sürdürdü:
''Önceden Erivan Arşivleri'ne defalarca çağrıda bulunduk. Yine aynı
çağrıyı tekrarlıyoruz: Bilimsel araştırmanın yollarını açalım,
tarihin objektif temelde aydınlatılması için işbirliği yapalım.
Ayrıca Amerika'da bulunan Ermeni, özellikle Ermeni diasporası
arşivlerinin, patrikhane arşivlerinin açılması gerekiyor.'' Devlet
Arşivleri Genel Müdürlüğü olarak açıklık politikası izlediklerini
ve bu konuda kararlı olduklarını dile getiren Sarınay, ''Ancak
yabancılar içinde, buradaki arşivler arasında Ermeni konusunu
inceleyenlerin sayısı bir elin parmaklarını geçmez'' dedi.
''ARŞİVLERDE ERMENİLERLE İLGİLİ 17 YAYIN VAR'' Sarınay, şu anda
Devlet Arşivleri Genel Müdürlüğü'nde Ermeni olayıyla ilgili 17
yayın bulunduğunu, bu yayınların bir kısmının İngilizce'ye
çevrilmesi çalışmasına başladıklarını bildirdi. Basın mensuplarının
sorularını da yanıtlayan Sarınay, Genelkurmay Başkanlığı'nın,
Ermeni konusuyla ilgili kendi arşivlerindeki belgeleri ortaya
çıkarıp yayınlama politikası benimsediklerini öğrendiğini söyledi.
Sarınay, arşivleri bilim adamlarına açık olan Genelkurmay
Başkanlığı'nın 24 Nisan'dan önce konuyla ilgili bir kitap
yayınlayacakları yönünde duyum aldığını bildirdi. Bir soru üzerine
Osmanlı'da en son nüfus sayımında Ermeniler'in sayısının 1 milyon
161 bin olarak belirlendiğine işaret eden Sarınay, kaynakların 400
bin civarında Ermeni'nin Rusya'ya gittiğini ortaya koyduğunu,
450-750 bin arasında kişinin sevke tabi tutulduğunun belirtildiğini
söyledi. Sarınay, ''Ancak savaş şartlarının getirdiği ortam ve
salgın hastalık nedeniyle tam tespit zorlaşmıştır. Somut rakama
hiçbir zaman ulaşamadık'' dedi. Toplantının ardından, Başbakanlık
Devlet Arşivleri Genel Müdürlüğü'nde bilgisayar yardımıyla arşiv
taraması yapılan bölüm ile arşivlerin dijital ortama aktarıldığı
mikro film üniteleri basın mensuplarına gezdirildi.