Osman Yıldırım çarpmışa döndü
Abone olDanıştay davasının sanığı Osman Yıldırım, davanın Ergenekon"la birleştirilmesiyle cezadan kurtulacağını düşünüyordu ama...
Danıştay davasında müebbet ve 43 yıl hapis cezası alan
Osman Yıldırım, davanın Ergenekon’la birleştirilmesiyle cezadan
kurtulacağını düşünerek umutlanmıştı. Yıldırım, durumun öyle
olmadığını bir avukatın uyarısıyla öğrendi.
Alparslan Arslan ve Osman Yıldırım, Danıştay saldırısı nedeniyle
Ankara 11. Ağır Ceza Mahkemesi’nde yargılandı. Arslan 2 kez
ağırlaştırılmış müebbet ile 68 yıl hapis, Osman Yıldırım, bir kez
müebbet ve 43 yıl hapis cezası aldı. Ancak karar Yargıtay
tarafından bozuldu, davanın Ergenekon ile birleştirilmesine karar
verildi. 9 Kasım 2009 tarihinde yapılan 120. duruşmada çok ilginç
bir diyalog yaşandı. Danıştay saldırısının sanıklarından Osman
Yıldırım’ın çapraz sorgusunun yapıldığı sırada, Yıldırım ceza
isteminin artırıldığını şaşkınlık içinde öğrendi. Bir avukatın
uyarısıyla 2 kez ağırlaştırılmış müebbet ve 76 yıl hapis cezası ile
yargılandığını öğrendi. Yıldırım, çapraz sorgu sırasında sanık
avukatı Vural Ergül’ün Yıldırım’a “Gizli tanık olup olmadğını”
sormasıyla öğrendi.
İşte 120. celsede yaşanan ilginç diyalog:
Ergül: Sana acaba gizli tanıklık önerildi mi?
Yıldırım: Şimdi gizli tanık önerilmedi,
anlatımlarım zaten gizli tanık oluyor mu olmuyor mu bilmiyorum.
Buyurun ifadem bu, somut kanıtlar bu, devletin kendi tanıkları
bu... Cumhuriyete (Danıştay saldırısını kastediyor) yapılan
saldırıyı üzerime yıktırmışlar, alenen faili meçhule götürüyorlar.
Ben işlemediğim bir suçu üstlenmek istemiyorum. Onlar da bana bir
şey vaat etmedi. Ben de kendilerine bir talepte bulunmadım.
Cumhuriyet’e attırdığım iki el bombasından dolayı en ağır şekilde
beni cezalandırın. Ama ilgim olmayan bir konuyu, bir saldırıyı
kabul etmiyorum.
Ergül: Ankara’da bir müebbet ve 43 yıl iken, burda
savcılar iki ağırlaştırılmış müebbet ve 76 yıl ceza istiyor. Bu
çelişkiyi nasıl açıklayacaksın bize?
Yıldırım: Yağmurdan kaçarken doluya tutulmuşum
demek ki.
Ergül: Öyle olmuş Osman.
Yıldırım: Yani öyle bir şey algılamadım bunu siz
çıkarıyorsunuz yani.
Ergül: Yoo iddianameye bak avukatınla da bir
konuş.
Mahkeme Başkanı: İddianamede var.
Yıldırım: Ben bilmiyorum. Sayın savcılar nasıl?
Ben burada bütün somut kanıtlarla ortaya koyuyorum. Şimdi ilgim
olmayan suikast ile ilgili.
Ergül: Osman (Ergenekon Tearör Örgütü Şeması’nı
kastederek) orada sen, ’Osman Yıldırım’adında hücre lideri olarak
görünüyorsun. Hatta, hatta oraya bakıldığında Alparslan Arslan da
senin altında görünüyor. Sana bağlı ve tabi görünüyor. Sen buna
bakılırsa yağmurdan kaçarken doluya tutulmak değil bir de yıldırım
çarpmışa dönmüşsün.
Yıldırım: Şimdi ben iddianamede o şekilde
okumadım. Sayın başkan da diyor doğrudur öyledir.
Ergül: Ama öyle.
Yıldırım: Ceza önemli değil, isterse beş yüz sene müebbet verilsin;
hiç umurumda değil. Ancak bu suikast ile uzaktan yakından ilgim
yok. Şimdi buradaki saygıdeğer Cumhuriyet savcıları nasıl böyle bir
iddiada bulunmuşlar bunu anlamış değilim.
Örgüt şeması 2 yıldır değişmedi
Osman Yıldırım’ın sorgusu sırasında gündeme gelen 1.İddianamedeki
“Ergenekon Terör Örgütü” şemasının 2 yıldır yapılan soruşturmaya
rağmen yenilenmediği ortaya çıktı. 29 Aralık 2009 tarihinde
Zekeriya Öztürk’ün, çapraz sorgusu sırasında yaptığı konuşmada şu
ifadeleri kullanıyor: “Talebim üzerine mahkemeniz Savcılığa, 2.
iddianamenin eklerinde olmayan bu şema var mı, yok mu diye
sormuştu. 30.10. 2009 tarihinde savcılıktan, bir eklenti
yapılmadığı söylendi. Yani bu kadar mı? Örgütün baş tarafı yok,
liderler yok. Örgütün alt tarafı tetikçi esas eylemi yapacak kısmı
da yok. En lezzetli yerini yiyorsunuz göbeğini... Savcılar
hazırlamış bunu. Bilgi eksikliğimi? Kasıt mı? Sırf askeri bir örgüt
mü? Belirsizlik üzerine devam eden bir dava.”
1. İddianamedeki şemda sanıkların konumları açıklanıyor. Örgüt,
Gizli Yapılanma ve Lobi (Sivil) Yapılanması olmak üzere ikiye
ayrılıyor. Şemada, üst düzey yönetici kadrosunu İlhan Selçuk, Doğu
Perinçek, Kemal Yalçın Alemdaroğlu, Veli Küçük, Muzaffer Tekin,
Sevgi Erenerol ve Fikri Karadağ; Lobi (Sivil) yapılanmasının
yönetici kadrosunu ise Zekerriya Öztürk, Kemal Kerinçsiz, İsmail
Yıldız ve Erkut Ersoy oluşturuyor.