Osman Sınav'dan müthiş iddialar
Abone olKurtlar Vadisinin yapımcı ve yönetmeni Osman Sınav, Akşam Gazetesi'nden Barış Kocaoğlu'na, diziyi neden bıraktığını ve tarikat iddialarının ardındaki niyeti anlattı.
Akşam Gazetesinden Barış Kocaoğlu ve Yusuf İzel'in Osman Sınav
ile gerçekleştirdiği röportaj:
Söze sanırız son olaylarla başlamak gerekiyor. Ne oldu da
bir anda Vadi karıştı: Tarikat iddiaları, komplo teorileri...
Üstüne üstlük bir de sizin ani vedanız...
- Türkiye'de her yıl, devam eden ya da yeni 70 civarında dizi
başlar. Toplum tarafından konuşulan, sokağa taşan yapımın sayısı
ise 5'i geçmez. İşte 'Kurtlar Vadisi' ve 'Ekmek Teknesi' gibi bu
işi başarmış iki tanesinin yapımcısı benim. Böyle bir ortamda iki
işe birlikte imza attığım dostlarıma dedim ki, 'Arkadaşlar çok daha
farklı hayallerim, projelerim var. Bu işler bana engel oluyor. Alın
bunlara siz devam edin. Benim uluslararası bir sinema filmi projem
var. Yeni işim için bana bol zaman gerekli. Gelin içimizden bir
kardeş şirket çıkaralım ve bu işleri de size devredeyim. Ama ne
zaman bana ihtiyacınız olursa daima yanınızdayım.' Ardından da Raci
Bey'le tekrar görüşmek üzere ayrıldık ama iki gün sonra basında bu
olaylar yer aldı.
PARA DEĞİL HAYAL PEŞİNDEYİM
Yani ayrılık kararını bu haberlerin medyaya yansımasından önce mi
vermiştiniz?
- Dizinin bitiminden üç ay önce alınmış bir karardı bu... İnsanlar
işte bu noktayı anlamıyor. Herkes 'Böyle bir iş bırakılır mı,
altında başka bir neden mi var?' diyor... Bırakılır... Nasıl mı?
Ancak çok daha büyük hayaller için. Benim hayallerim var. Bu durumu
anlayacak adamın benim kadar geniş bir persfektifi olması lazım.
Çünkü kar marjının değil, hayallerin peşindeyim.
Gelelim Necati Şaşmaz'la başlayıp, bir anda tüm diziyi bir
tarikatın parçasıymış gibi gösteren haberlere?
- Haberin çıkacağını bir gün önce öğrendim. Hürriyet'ten böyle bir
haber var diye Necati Şaşmaz aranmış. Onlar da beni aradı. 'Olayın
içeriği nedir?' diye sordum. Onlar da, 1991'de Ahmet Yesevi'yi anma
törenleri sırasında devletin 100'üncü Yıl Kültür Merkezi'nde yine
devlet erkanının katıldığı, üstelik de devletin o dönemki Kültür
Bakanı Namık Kemal Zeybek'in desteklediği bir törene katıldıklarını
ve sema yaptıklarını söylediler.
POLAT YASAK BİR İŞ Mİ YAPMIŞ
Olay farklı mı yansıtıldı demek istiyorsunuz?
- Yani adamlar orada resmi törene katılmışlar. Ama haberi veren
gazete olayı o kadar ürkütücü bir halde yansıttı ki... Kötü mü
Türkiye'nin en sevilen dizisinin başrol oyuncusunun bir sema
gösterisinde yer alması...
Ama asıl vurgu tarikat bağlantısınaydı...
- Efendim bu nasıl bir tarikat. Biz düzgün bir insan bulmuş ve
başrol vermişiz. O adamın da maharetleri varmış, bu harika değil
mi? Böylesine değerlerine bağlı bir adamdan utanmak, kaçmak, onu
suçlamak mı gerekir, şeref duymak mı? Bizim kültürel
zenginliğimizde var olan, onu yansıtan bir gösterinin tarikatla,
şununla bununla ne alakası var. Olayı saptırmamak, sapkın bakmamak
gerekir. Ama bazılarının kafası yazık ki sapkın.
Necati Şaşmaz, haberlerin kendilerini karalamak adına
çıkarıldığını söyledi.....
- Olabilir. Ben ticari bir bağlantı adına bu durumu ahlaki
bulmuyorum, böyle bir şeye de ihtimal vermek istemiyorum. Ama
yakaladığımız reytingten birileri rahatsız olmuş olabilir. İşin
üzücü yanı ise bu tür bir haberin basın tarafından 'aaa ne
acayip bir şey buldum' mantığıyla araştırmadan
sürmanşetlere taşınmasıdır. Bunu vicdanlara bırakıyorum. Çünkü iş
vicdana kalırsa biliyorum ki bizi sevenlerin vicdanları bazılarının
tirajının bin kat üstündedir. Öyle bir durumda vicdan tirajında
boğulabilirler.
Onyargıları Baron'u bu noktaya getirdi
Tarikat iddialarının ardından Baron karakterini canlandıran Zafer
Ergin'in diziden ayrıldığını açıklaması, Sınav'ı kızdırmış:
Arkadaşlarını bile dinlemedi
Baron'un 'ben diziden ayrılıyorum' açıklamasını nasıl
değerlendiriyorsunuz?
- Kendisiyle telefonda konuştum. Maalesef önyargıların insanları
getirdiği nokta bu. Gazeteye bakıp, hiçbir araştırma yapmadan
kendisine uzatılan mikrofona 'Aaa ben bu karışık işlerin içinde
olmam' demek olmaz. Dedim ki kendisine 'Sen yıllardır Kültür
Bakanlığı'nın elemanısın. O gördüğün resim de senin hizmet ettiğin
kurumun bir etkinliği sırasında çekilmiş. Ve sen hiçbir açıklamaya
mahal bırakmadan böyle bir söz söylemişsin. Arkadaşlarını bile
dinlemedin... Biliyor musun bu bir provokasyondur. Üstelik bu ülke
ne çekiyorsa provokasyondan çekiyor. Ve sen bilmez misin ki 70'li
yıllarda bu provokasyonlar yüzünden her gün bir arkadaşımızı
kaybediyorduk.'
Ben hem Deli Yürek hem de Kurtlar Vadisi'ni sadece bu ülkenin
adalet duygusunun gelişmesi için yaptım. İkincisi insanlarımızın
provokasyonları okuma yeteneğini geliştirmek için çabaladım... Beni
en kızdıran da Baron'un kalem kırma sahnesinin altına 'Kurtlar
Vadisi'nin kalemini kırdı' şeklinde bir yazı yazılmasıydı. Yaratıcı
yeteneğimin kötü bir amaç için kullanılması beni çok üzdü, bunlar
küçük şeyler, basit hesaplar.
ŞAŞMAZLAR'I TANIMAK GURUR VERİCİ
Siz Şaşmaz Ailesi'ni yakından tanıyor musunuz?
- Elbette tanıyorum. Üstelik tanımaktan da şeref duyuyorum. Bundan
gocunacak bir şey yok ki.
Peki bu ayrılığın ardından Raci ve Necati Şaşmaz
kardeşlerle aranızda bir küslük ve kırgınlık da olmadı öyle
mi?
- Aynı durumu Kenan İmirzalıoğlu ile ayrıldığımda da yaşamıştım.
Herkes hala merak eder, 'sen bir star yarattın ama onunla yollarını
neden ayırdın?' diye. Kenan'la da aramda kötü bir şey yaşanmadı. O
benim kardeşim. Birisiyle yollarını ayırmak demek, illa kötü bir
nedene dayandırılmamalı. Ama konusu sadece para olanlar bunu
anlamazlar. Ne yapalım işte bu da benim farkım.
KURTLAR VADİSİ GERÇEĞİ
'Burası Kurtlar Vadisi. Burada sevdiği için ölür insan, yaşamak
için öldürür...' İşte bu sözlerle girdi hayatımıza Türkiye'nin kült
dizisi Kurtlar Vadisi.... Bir daha da hiç çıkmadı. Her hafta artan
bir heyecanla milyonlarca insanı içine alıp, maceradan maceraya
sürükledi. Ülkenin karanlık ve puslu vadisinde dönen dolaplardan,
kirli çıkar ilişkilerinden, masum insanlara kesilen haraçlardan
haber verdi.
Bu yarı sanal, yarı gerçek imparatorluğun izleyicisiyle buluşmasını
sağlayan kişi yapımcı ve yönetmen koltuklarının ikisine birden
oturan Osman Sınav'dı. Ancak çektiği dizi gibi onun kafasından
geçenler ve bağlantıları hep merak konusu oldu. Bazen çok gizli
belgelere sahip olduğu, bazen de yarattığı hayal dünyasının
kahramanlarının gerçek dünyadaki kişilikleri yansıttığı iddia
edildi. O ise hep susmayı tercih etti...
Osman Sınav ilk kez yüzünü gölgeleyen sır perdesini araladı
ve diziyle ilgili tüm merak edilenleri açıkladı.
Polat Baron'un oğlu mu?
Bundan sonra dizide ne olacak, mesela Baron ya da Aslan Bey
ölecek mi?
- Artık işlerine hiç karışmayacağım. Onlar profesyonelce ne
yapacaklarına karar verirler. Ama derler ki 'Usta biz burada
tıkandık. Senin tecrüben de bizden fazla, gel yardımcı ol' o zaman
görüşümü bildiririm...
Dizi Polat'ın Baron'un oğlu olduğu yolundaki bir ipucuyla
tatile girdi. Baron ayrılırsa ipucu çöpe mi
gidecek?
- Böyle bir yol yaratılıyorsa ordan bir şey çıkacak. Seyirci bazı
şeyleri tahmin edebilir ama ne çıkacağını, olayın nereye gideceğini
işin aslı ne ben ne de şu anki ekip biliyor. Sanırım dizinin
geleceği yapılacak tatilin ardından ekibin bir araya gelip karar
vermesiyle şekillenecek. Ama finaldeki düğüm boş yere atılmadı.
Belki de açılması 30 bölüm sürer, bunu ben de bilemem.
Tasavvufla ben de ilgileniyorum
Sizin tasavvufa bakışınız nasıl, ne kadar
ilgilisiniz?
- Kültür aidiyeti ile bir örgüt ya da oluşuma aidiyet ayrı
şeylerdir. Bu ülkenin kültürünü seviyorum, çünkü bu toprakların
çocuğuyum ben. Dolayısıyla aklım erdiği kadar yaptığım işlerde
bundan insanları istifade ettirmeye çalışıyorum. Bunun yanlış bir
tarafı var mı? Bu ülkeyi; bu kültürü yaratan insanlar kurmuş.
Hacı Bektaş-ı Veliler, Mevlanalar, Yunus Emreler kurmuş. Onları
insanlara tanıtmamalı mıyım... Şimdi kaç kişi bilir Hacı Bektaş-ı
Veli'nin Osmanlı'nın Yeniçerisi'ni kurduğunu. Bir köşeye oturmuş
pinpirikli, sadece şiirler okuyan bir adam değildi ki... Ben
böylesi bir deryanın zerresini ancak biliyorum.
İnanç konusuna gelince herkesin inancı kendinedir, en başta
Müslümanlık insanın kişisel gelişimini sağlama ve güzel ahlaklanma
seyridir. Bunun 'Siyasal İslam' diye yeni birtakım tanımlamalarla
kirletilmemesi lazım. Kaldı ki biz Türkler tarih boyunca şeriat
rejimiyle yöneltilmemişizdir.
Reytinglerin artacağını düşünüyorum
Neden tarikat haberleri dizinin ekrana veda ettiği günün hemen
arkasında yayınlandı?
- Tabii öncesinde yayınlamazlar, çünkü reytingler o zaman yüzde 100
olurdu. Belli ki önceden hazırlanmış ama bekletilmiş bir haberdi.
Bana 'dosya nereden geliyor?' diye soruyor medya, ama görüyorsunuz
bana değil galiba başkalarına dosya geliyor.
Medyaya yansıyan haberler dizinin reytingini olumsuz yönde
etkileyebilir mi?
-Bu asla olmaz. Hatta artırabilir. Çünkü haberin çıktığı gün Necati
Bey Ankara Havaalanı'nda hayranlarının akına uğramış. Üstelik o
izdihamda hayranları gazetenin üzerindeki fotoğrafına imza
attırmışlar. O da imzalamış... Bizim izleyicimiz doğruyla yanlışı
ayırabilir. Ve bu diziyi yürekten sevenler dış etkenlerden kolay
kolay etkilenmez.