Osman Müftüoğlu tüm detayları anlattı! Mutasyondan korkalım mı?
Abone olMutasyon ortaya çıkan yeni verilerle can sıkıcı bir sürece girdi. Hepimiz “Ne olacak bu mutasyonların sonucu?” sorusuna yanıt arıyor ve korkuyoruz! Mutasyon meselesi ciddiye alınmalı mı? Osman Müftüoğlu tüm detayları bugünkü yazısında kaleme aldı.
Koronavirüs bitti bitecek derken şimdi de mutasyon kabusu
başladı. Hürriyet yazarı Osman Müftüoğlu da bugünkü yazısında
'Mutasyondan korkalım mı?' sorusuna yanıt verdi. İşte Osman
Hoca'nın herkesi yakından ilgilendiren açıklamaları:
Mutasyon nedir? Neden olur?
Şunu iyi
bilelim: Mutasyon virüslerde oluşan ve beklenen bir yapısal
değişim. Değişime uğramak, virüslerin vazgeçilmez karakterlerinden
biri. Özellikle içinde yeni koronavirüsün de yer aldığı RNA
virüsleri için ise neredeyse vazgeçilmez ve önlenemez bir netice.
Mutasyon her virüste meydana gelebiliyor. DNA virüsleri de (hepatit
virüsü) RNA virüsleri de (influenza/grip, MERS ve SARS virüsleri)
mutasyona uğrayabiliyor. Hatırlayalım, COVID-19 pandemisinin etkeni
yeni koronavirüs de bir RNA virüsü. Ve üzülerek belirtelim:
Mutasyona RNA virüslerinde daha sık rastlanıyor. Bunun nedeni
olarak da RNA virüslerinde çoğalma/kopyalama sürecinde görev alan
“RNA polimeraz” enziminin “geriye yönelik düzeltme mekanizmasının
bulunmaması” gösteriliyor. Bu mekanizmanın yokluğu, virüs
çoğalırken oluşan üretim hatalarının düzeltilememesine yol açıyor.
Kısacası, mutasyona uğramak her virüs, özellikle de RNA virüsleri
için beklenen hatta vazgeçilmez bir gelişme. İsterseniz şimdi gelin
aklımızdaki diğer sorulara yanıt arayalım.
Mutasyonlar nasıl oluşuyor?
Virüsler
hücrelerimize girdikten sonra kendilerini trilyonlarca defa
kopyalamak suretiyle çoğalıyor. Bir süre sonra sayıları inanılmaz
boyutlara varınca hücreye sığamıyor, onu adeta patlatarak dışarı
çıkıp diğer hücrelerimize, doku, organ ve sistemlerimize yayılıyor.
Çoğalma/kopyalama bir anlamda virüsteki genetik kodun da
kopyalanması, iç ve dış yapının hatasız tekrarlanması demek. Ama
trilyonları bulan bu kopyalamalar, her zaman “aslına uygun
kopyalar”, yani aslı ile birebir uyumlu yeni virüsler
üretemeyebiliyor, kopyalama sürecinde virüsteki bazı protein
yapıları değişime uğruyor. Neticede virüs değişiyor, farklılaşmalar
ortaya çıkıyor. Kısacası mutasyon demek, hatalı ve farklı yeni bir
virüs demek. Bu süreci çok hızlı basımla üretilen kitap, dergi
ya da gazetelerdeki “baskı hatalarına” da benzetebiliriz.
Mutasyon aşıları güçsüz kılar mı?
Üzülerek
belirteyim: Birkaç cılız ses dışında aşı üreticilerinde aşılarının
mutasyonlu virüslere etkisi konusunda net ve nihai bir açıklama
henüz yapılmış değil. Moderna ve Pfizer ürettikleri aşıları şimdiye
kadar oluşan pek çok mutasyonda zaten denediklerini ve hepsinde de
aşılarını etkili bulduklarını açıkladılar. Ancak ne İngiltere ve
Güney Afrika’da ne de Brezilya’da tespit edilen mutasyonlu
virüslere karşı başlattıkları antikor çalışmalarının sonuçlarını
henüz açıklamadılar. SinoVac/Çin ve Sputnik/Rus aşı üreticilerinden
ise henüz bir açıklama yapılmadı.
Yeni virüs daha mı tehlikeli?
Bu soruya
cevap verebilecek düzeyde kanıtlanmış bir bilgi birikimine henüz
sahip değiliz. Ama mevcut veriler yeni virüsün daha bulaşıcı
olduğunu düşündürüyor. Mesela Kasım 2020’de Londra’da belirlenen
vakaların dörtte biri yeni virüs ile bağlantılıyken bu rakam bir ay
sonra aralık 2020’de üçte ikiye yükseliverdi. Bu veri bile yeni
türün öncekinden daha hızlı yayıldığını gösteren mühim bir
kanıt. Uzmanlar mutasyonlu virüsün bulaştırma kat sayısını,
yani R değerini 0.4 oranında arttırabileceğini düşünüyor.