Osman Müftüoğlu isyan etti: Yeni bir pandemi stratejisi paketi' önümüze konulamaz mı?
Abone olHürriyet köşe yazarı Prof.Dr. Osman Müftüoğlu, koronavirüs salgınında giderek ağırlaşan tablo sonrası isyan ederken 4 maddelik çözüm önerisi sundu.
Türkiye’de son 24 saatte 111 bin 193 Covid-19 testi yapıldı,
1673 kişiye hastalık tanısı konuldu. 55 kişi Covid-19 nedeniyle
hayatını kaybetti, ağır hasta sayısı 1181 oldu. 943 kişinin
Covid-19 tedavisinin tamamlanmasıyla, iyileşenlerin sayısı 254 bin
188’e yükseldi.
Hürriyet köşe yazarı Prof.Dr. Osman Müftüoğlu, koronavirüs salgınında giderek ağırlaşan tabloya ilişkin önemli değerlendirmelerde bulundu.
Vaka ve ölüm sayılarınına artmasına üzerine bugünkü köşesinde bir yazı kaleme alan Osman Müftüoğlu, şu ifadeleri kullandı; İtiraf edeyim ki ekranlarda her akşam o turkuvaz rengi zeminde önümüze konan yeni rakamlar sadece canımı sıkmıyor, içimi de yakıyor. Rakamlardaki hızlı artış trendi sadece beni değil, hepimizi de derinden yaralıyor. 40 yıllık bir hekim olarak beni en çok da “ağır vaka sayıları”ndaki o hızlı ve inatçı artış üzüyor, düşündürüyor.
“Biz bunu hak etmiyoruz!”
Dikkatinize sunarım: Temmuz ortalarında
600-700 civarında olan ağır vaka sayılarımız son günlerde 1200’lü
rakamları test etmeye başladı. Bu son derece önemli ve üzerinde
hassasiyetle durulması, düşünülmesi gereken bir ayrıntıdır. Ayrıca
başka itirazlarım da var. O itirazlar neler mi? Buyurun... Her
akşam içimiz ürpererek beklediğimiz o turkuvaz renkli rakamları
görünce, son günlerde hep şu cümleyi tekrarlayıp
duruyorum: “Biz bunu hak etmiyoruz!” Hak etmiyoruz
çünkü...
İLK 4
1) Pandemide 1’inci devreyi başarıyla tamamlamışken, 2’nci devredeki bu kötü performansı nasıl açıklayabiliriz? Nasıl içimize sindirebiliriz?
2) Tamam, AVM’leri erken açtık. Tamam, yeni normale fazlaca hızlı girdik, çok hızlı normalleştik. Tamam, virüsü sanki “Çekti gitti!” farz etme yanlışı yaptık. Tamam da sadece bu yanlışları her akşam ekranlarda tekrarlayıp durmak bize ne kazandıracak? Neden çözümler tartışılmaz? Anlamakta güçlük çekiyorum.
3) 9. Cumhurbaşkanı rahmetli Süleyman Demirel’in “Arkamıza bakarak önümüzü göremeyiz” şeklinde özetlediği o muhteşem görüşten neden, niçin vazgeçtik? Neden “Niye böyle olduk, bu hale nasıl geldik?” sorusu kadar, “İçine düştüğümüz bu tehlikeli çukurdan nasıl daha süratli ve daha az zayiatla çıkabiliriz?” sorusuna da odaklanmıyoruz.
4) “Salgın kontrolden çıktı!” diyen hocalarımız gerçekten haklı olabilirler mi? Eğer durum öyleyse ne yapacağımızı, işin içinden nasıl çıkacağımızı da madde madde açıklayamazlar mı?
İKİNCİ 4
1) Cumhurbaşkanımızın liderliğinde, Sağlık Bakanı’mızın ve İçişleri Bakanımızın mutlak katılımıyla pandemiyle mücadelede “yeni bir sayfa” açılamaz mı? “yeni bir pandemi stratejisi paketi” önümüze konulamaz mı?
2) Ayrıca Pandemi Bilim Kurulu’nda da bir kan değişikliği yapılıp kurula yeni oyuncular alınamaz mı?
3) Bilim Kurulu üyelerinin farklı ve hatta bazen birbirinin tersi olabilen açıklamalar yapmaları önlenemez mi? Tamam, tabii ki hocalarımızın görüşleri farklı olabilir. Ama bu görüşler neden Bilim Kurulu’nda değil de kamuoyu önünde paylaşılır?
4) Neden Bilim Kurulu’na bir sözcü atanmaz? Bilim Kurulu’nun görüşleri o sözcü tarafından açıklanmaz?