Osman Can, 'Yılın Hukukçusu' ödülünü aldı
Abone olDemokrat Yargı Derneği Eşbaşkanı Doç. Dr. Osman Can Hukukçular Derneği'nce 'yılın hukukçusu' seçildi.
Demokrat Yargı Derneği Eşbaşkanı Doç. Dr. Osman Can, ''Bir
devrim süreci içerisindeyiz. Türkiye, tarihinde ilk defa 1789
sürecini başlatmış durumdadır'' dedi.
Hukukçular Derneğince Ensar Vakfında düzenlenen ''Hukuk Ödülleri''
töreninde, Türkiye'nin gerçek anlamda demokratik bir hukuk devleti
olması için yaptığı hukuk mücadelesi ve özgün akademik
çalışmalarıyla ''Yılın Hukukçusu'' ödülüne layık görülen Can'a,
Hukukçular Derneği Başkanı Kamil Uğur Yaralı tarafından ödülü
verildi.
Törende konuşan Can, ''Yılın Hukukçusu'' ödülünü
almayı hak edip etmediğini bilmediğini, ancak bundan yıllar önce
Türkiye'de cesur adımlar atanlar bulunduğunu söyledi.
Türkiye'nin çok ciddi ve tarihi bir süreçten geçtiğini kaydeden
Can, sürecin, toplumsal dinamiklerin siyaseti belirlemeye başladığı
bir dönem olduğunu kaydetti. Toplumun tüm farklılıkları ve
renklerinin sürecin içinde bulunduğunu ve yer edinmeye çalıştığını
ifade eden Can, ''Bir devrim süreci içerisindeyiz. Türkiye,
tarihinde ilk defa 1789 sürecini başlatmış durumdadır. Biz
Türkiye'nin çok daha farklı bir gelecek üzerine inşa edildiğini
görmekteyiz. Bunu okumaktayız. Bunun aydınlık bir gelecek olması
için de mücadele etmekteyiz'' diye konuştu.
Can, bu mücadelede çok ortakları ve gönül verenleri bulunduğunu
ifade ederek, ''Türkiye'nin topyekun harekete geçmiş durumda
olduğunu, sadece Ankara'nın durduğunu'' ifade etti. Can, sözlerini
şöyle sürdürdü:
''Türkiye hareket ediyor. İşte devrimin adı bu. Bu devrimin
sahibi bütünüyle halk, sadece bir kesim değil. Ama, Ankara bu
devrimi okumaktan oldukça uzak bir durumda. Devrim sürecindeyiz. Bu
egemenliğin, sahipliğin el değiştirdiği anlamına geliyor.
Egemenliğin sahipliği el değiştiriyorsa, bu ülkede hukukun
sahipliği de el değiştirmeye başlamıştır. Hukuk ilk defa
efendilerin hukuku değil, halkın hukuku haline gelmeye başlamıştır.
Bu süreç artık durdurulamaz. Hukuk, efendilerin iradesinin bir
ürünü değil, halkın iradesinin bir ifadesi ve yansıması haline
gelmiştir.''
Demokrasi mücadelesinin kolay olmadığına, engellemelerle yürüyen
bir mücadele olduğuna işaret eden Can, bu mücadelenin bedeller
gerektirdiğini belirtti. Doç. Dr. Can, ''Bu ödülü, demokratik bir
hukuk devletinin inşası sürecinin dinamiği olan halk, Demokrat
Yargı Derneği mensupları, meslektaşlarım ile özgürlüğünden ve
kararlılığından taviz vermeyen, karşısına çıkan tüm engelleri
aşarak yıl kaybetmeksizin hukuk eğitimini tamamlayarak aramıza
meslektaşımız olarak katılan, verdiğim tüm sıkıntılara rağmen bana
destek sunan yaşam arkadaşım eşim ve şahsında onurlu tüm Türk
kadınları adına alıyorum'' diye konuştu.
Törende ayrıca, ''Cesaret Ödülü''ne layık görülen Sacit Kayasu,
''Kararlılık Ödülü''ne değer görülen avukat Fatma Benli ve ''Onur
Ödülü''ne layık görülen avukat Necati Ceylan'a plaketleri
verildi.
GÜLNUR CAN, SORULARI YANITLADI
Bu arada, Doç. Dr. Osman Can'ın eşi Gülnur Can, törenin sonunda bir
gazetecinin, ''üniversitede öğrenciyken aldığı iddia edilen
disiplin cezasına'' ilişkin haberle ilgili sorusu üzerine, eşinin
hedefte olduğunu ve bu durumun eşine karşı bir saldırı anlamını
taşıdığını savundu.
Kendisi için bu konunun kadına yönelik bir saldırı olduğunu
kaydeden Can, sözde ''modern kadının'' arkasında olduğunu söyleyen
medyanın bu haberle ''kadına karşı bakış açısını da gösterdiğini''
ifade etti.
Can, kadının medyada dahi bir birey olarak algılanmadığını, nesne
olarak görüldüğünü belirterek, böyle bir zihniyetin ürünü olan
haberler karşısında başka bir şey söylemeyeceğini kaydetti.
Bir gazetecinin, ''Konuyla ilgili hukuki girişimleriniz olacak
mı?'' sorusuna karşılık olarak da Can, şu anda adliye stajını
yaptığını, kendisinin ve Ankara Barosundaki bazı avukatların bu
konuda çalışmaları bulunduğunu söyledi.
Gerek haber, gerekse haberle ilgili yorumların bulunduğunu aktaran
Can, bunlarla ilgili yasal süreci başlatacaklarını kaydetti. Cezai
ve hukuki boyutlarıyla başvuru yapacaklarını ifade eden Gülnur Can,
''Kendi adıma ve çocuklarım adına hukuki olarak tazminat davaları
açmayı düşünüyorum. Kendi adıma açacağım davayı kazanırsam
tazminatı kadın derneklerine vereceğim. Çocuklarım için açacağım
davayı kazanmam halinde de kızlarımın kedileri çok sevmesinden
dolayı hayvan derneklerine bağışlayacağım. Hukuki olarak mücadele
edeceğim'' dedi.
Gülnur Can, haberle ilgili kendisinin aranmadığını ifade etti.
Osman Can ise bu konuda çok fazla spekülasyon yapıldığını, ancak bu
durumun kadına yönelik saldırı olduğunu söyledi.
''Törene birlikte gelişiniz bir cevap niteliğinde mi?'' sorusu
üzerine de Osman Can, birçok mekana ve etkinliğe birlikte
gittiklerini kaydetti.