Osman Baydemir'i cezaevi korkusu sardı!

Abone ol

Diyarbakır Büyükşehir Belediye Başkanı Osman Baydemir bir anda konuşma metnini kapattı ve sözü bakın nereye getirdi...

Diyarbakır Büyükşehir Belediye Başkanı Osman Baydemir, KCK/TM soruşturması kapsamında BDP'li belediye başkanlarının da tutuklanmasına değinirken, "Belki de yakında, bir haftaya kadar D Tipi Cezaevi'ne gidebilirim. Zulme boyun eğmektense orayı tercih ediyorum" dedi.

Diyarbakır 3'üncü İnşaat ve 2'inci Belediye İhtiyaçları Fuarı, bugün düzenlenen törenle açıldı. Açılışa katılan Diyarbakır Büyükşehir Belediye Başkanı BDP'li Osman Baydemir, fuar ve belediyecelik ile ilgili daha önce hazırladığı metni okuduğu sırada aniden önündeki metni kapatarak, "Eğer siz beni bağışlarsanız, daha fazla yapamayacağım. Hakikaten daha fazla yapamıyorum. Arkadaşlarım sağolsun bana konuşma metni hazırlamışlar. Valahi yapamayacağım, okuyamayacağım. Ben size bu konuşma metnini kapatayım, kendi yüreğimden geçenleri söyleyeyim arkadaşlar. Valahi olmuyor, olmuyor, böyle gitmiyor. Ortadoğu 3'üncü inşaat fuarı, 2"nci Ortadoğu Belediye İhtiyaçları Fuarı. Ve biz bizeyiz. Yabancı kimse de yok aramızda" diyerek sözü KCK/TM davasında tutuklu BDP'li belediye başkanlarına getirdi.

'98 BELEDİYE BAŞKANI CEZAEVİNDE'

İnşaat ve belediye sözlerinin kendisinde tutuklu başkanları çağrıştırdığını ifade eden Baydemir şunları söyledi:

"İnşaat ve belediye denince acaba bir çağrışım mı yapıyor? Belediye başkanları, inşaat, cezaevi, belediye başkanları, cezaevi. Şırnak'tan geliyorum. Şu anda Şırnak'ta dışarda kalan belediye başkanı yok. Şırnak'ın bütün belediye başkanları cezaevine konulmuştur. Ve biz burada yerindenliği ve burada ekonomik, sosyal kalkınmayı ve burada barışı konuşmaya çalışıyoruz. Şu anda 98 belediye başkanı arkadaşım, seçilmiş arkadaşım cezaevinde. Açık ve net söylüyorum; Tek bir belediye başkanı arkadaşım, siyasetçi arkadaşım cezaevinde kaldığı müddetçe ben kendimi özgür hissetmeyeceğim. Biz kendimizi özgür hissetmeyeceğiz."

'ZULME BOYUN EĞMEKTENSE CEZAEVİNİ TERCİH EDERİM'

Cezaevlerinedeki belediye başkanlarının sadece şahıslarıyla sınırlı olmadığına dikkat çeken Baydemir, şöyle konuştu:

"Cezaevine konulan her belediye başkanı, sadece kendi şahsıyla sınırlı değildir. Onu seçen bütün halkın cezaevine konulduğunun anlamını çıkarmamız lazım. 1998'li yıllarda insan hakları hareketindeyken söylediğim bir sözü burada da tekrarlamak istiyorum. Öyle bir cendereden geçiyoruz ki şunu söylemimiz lazım; 'susma sustukça sıra sana gelecek'. Biz sustukça açık söylüyorum sıra başkasına da gelecek. Elbetteki bugün halen umudum dipdiridir. Umudum dipdiri olmazsa valla bu kentte bir gün yaşanmaz, bir saniye yaşanmaz. Ama daha fazla ortak çaba sarfetmemiz lazım. Yanlışa daha fazla yekvücut karşı çıkmamız lazım. Çözüm sadece ve sadece müzakere yöntemindedir. Çözüm sadece ve sadece diyalogdadır. Çözüm sadece sadece ekonomik ve sosyal kalkınmadadır. Türkiye'nin batı yakasının vicdanının da artık harekete geçmesinin zamanıdır burada olup bitenlere. Ey Türk halkı, size iddia edildiği ve yansıtıldığı gibi değildir. Burada yaşanan bir zulümdür. Ve zulme karşı çıkmak, en azından 'kabul etmiyorum' demek bana göre hepimizin boynunun borcudur. Belki de yakında bir haftaya kadar şurda D tipine gidebilirim. Benim başım ve gözüm üstüne. Zulme boyun eğmektense orayı tercih ediyorum."

VE SÖZÜ AK PARTİ'Lİ VEKİL ALDI...

AK Parti Diyarbakır Milletvekili Galip Ensarioğlu da yaptığı konuşmada, Diyarbakır'da siyaset ve ticaretin birbirinden ayırt etmenin mümkün olmadığını belirterek, Baydemir'in söylediklerine katıldığını söyledi. Diyarbakır'da siyaset, ticaret, üretim, sanayi gelişmenin içiçe olduğunu kaydeden Ensarioğlu, şöyle dedi:

"Sayın başkanım siyasi konulara değindi. Diyarbakır'da malesef siyasetle ticareti çok ayırdetmek mümkün değil. Siyaset, ticaret, üretim, sanayi gelişmeler hepsi iç içe. Sayın başkana katılıyorum. Gerçekten siyasi alanı özgürleştirmek gerek. Siyasi alanı özgürleştirdiğimiz gibi biraz da müsamahakar olmak gerekir. Evet hiç kimsenin suç işleme imtiyazı yok. Mutlaka alınanlar bir dellilere dayandırılarak içeri alınıyordur. Ama bunu yaparken biraz daha özen göstermek gerekir. Siyasaseti yöntem olarak tercih edenlere biraz daha musmahakar, biraz daha hoşgörüyle bakmak gerekir. Bir takım ilişkileri de doğal süreci içinde belki bir realite olarak görmek gerekir."

'ÇÖZÜME EN YAKIN OLAN ANDAYIZ, SANCILARI OLACAK'

Türkiye'nin önemli bir süreçten geçtiğini hatırlatan Ensarioğlu, barış için halen umutlu olduğunu dile getirerek konuşmasını şöyle sürdürdü:

"Ben asla umutsuz değilim. Hatta bugün belki çözüme en yakın olduğumuz bir andayız. Türkiye'de hem halkın 'yeter' dediği ve çözüm istediği, hem de yeni parlamentoda herkesin bildiği gibi yüzde 95 halkın iradesi parlamentoya yansımıştır. Ciddi bir fırsat önümüzde duruyor. Ve yeni bir anayasayla belki varolan bütün sorunlarımızı çözeceğiz. Böylesi bir süreçten geçiyoruz. Bunun da sancıları mutlaka vardır ve olacaktır. Ama kimse moralini bozmasın, bütün bu olumsuzluklara rağmen, çözüme de en yakın olduğumuz bir andayız. Hepimizin belki ortak diyalogla katkı sunması çaba sarfetmesi gerekir."

'SİYASETÇİLER DE CESARETLE RİSK ALMALI'

Siyaset yapanlara hoş görü ile bakılması gerektiğine işaret eden Ensarioğlu, siyasetçilerin de cesaretle risk alıp özgür siyaset yapması çağrısında bulundu. Ensarioğlu sözlerini şöyle tamamladı:

"Bir tarafta siyaset yapanlara daha hoş bakmak gerekir dedik. Ve siyaset yapanların sadece halka hesap vermesi gerekir. Yargıçlara değil. Ama diğer tarafta siyaset yapanların da biraz daha cesaretle risk alıp, özgür siyaset yapması gerekir ki bu diyalogu sağlayabilelim. Ve buradan bir çözüm üretebilelim. İnanıyorum ki Diyarbakır'da ve bölgemizde eğer bu sorunu çözebilirsek, bu süreci atlatabilirsek, bölgemizde hem sanayileşme, hem istihdam, her türlü sorun da beraberinde çözeceğiz. Bu anlamda inşallah ben bu yeni anayasa sürecinin çok ciddi fırsat yarattığı kanaatindeyim."

Günün Önemli Haberleri