Ortalığı karıştıracak müthiş iddia
Abone olErgenekon yazılarıyla tanınan Şamil Tayyar, yeni kitabında müthiş bir iddiada bulunuyor. Bu iddia Ergenekon'la igili değil;
ZÜBEYİR KINDIRA
İNTERNETHABER
ANKARA- Şamil Tayyar, ‘Kıt’a
Dur’ isimli son kitabında, son dönemin sivil-asker
ilişkisini derinliğine ve ayrıntılı bir şekilde inceliyor. 28 Şubat
ile 27 Nisan ilişkisini ve farklılıklarını anlatan Tayyar, bu
kitabında yakın geçmişin ayrıntılı bir fotoğrafını çekmiş.
Ergenekon yazıları ve kitaplarıyla gündeme oturan Star Gazetesi’nin Ankara temsilcisi Yazar Şamil Tayyar’ın yeni kitabı raflara çıkmadan İNTERNETHABER ele geçirdi…
Kitap başta son günlerdeki ilginç çalışmaları ile ilgili
ayrıntılı bir konuşma gerçekleştirdiğimiz Tayyar, “Bu kez Ergenekon
ile ilgili yazmadık. Ama ucundan kıyısından Ergenekon’a da ışık
tutabilecek sivil-asker ilişkisinin bilinmeyen yönlerini bu kitapta
bulabilirsiniz” dedi. Kitapta müthiş iddialar
var...
TAYYAR'DAN MÜTHİŞ İDDİA |
"HACI İLE BACI'YI HAPSEDİN" Şamil Tayyar’ın birkaç gün sonra raflara çıkacak kitabı
Kıt’a Dur’un sayfaları arasında müthiş iddialar
var. Bunlardan biri dönemin 28 Şubat’ta Başbakan olan
Necmettin Erbakan ve Başbakan Yardımcısı Tansu Çiller’in, hükümeti
devirdikten sonra hapse atılmalarına ilişkin. 28 Şubat’ın
ünlü askeri siması Çevik Bir’in, Mesut Yılmaz hükümetinden açık
açık talep ettiği ‘Hacı ile Bacı’nın hapsedilmesi’
ne ilişkin kitapta yer alan bilgileri Tayyar
İNTERNETHABER’e şöyle anlattı: NE BEKLİYORSUNUZ? “28 Şubat’tan sonraki dönemde dönemin Kara Kuvvetleri Komutanı Hüseyin Kıvrıkoğlu‘nun da katıldığı 1997 yılının Ekim ayında Kıbrıs’taki bir askeri tatbikatta bir albay hayatını yitirmişti. Yaygın kanaat Kıvrıkoğlu’na süikast girişimi olduğu yönündeydi. Olay duyulduktan sonra Devlet Bakanı Eyüp Aşık’ı arayan Başbakan Mesut Yılmaz, hükümetin geçmiş olsun dileklerini iletmek üzere Aşık’ı görevlendirdi. Aşık da Genelkurmay’ı arayıp randevu aldı. Aşık Genel Kurmay’a gittiğinde tatbikat ile ilgili harita üzerinde kendisine bilgi verildi. Aşık asıl şoku brifing sonrası yaşadı. DOSYA YOKSA VERELİM Toplantıdaki diğer askerlerin ayrılmasından sonra Aşık’la baş başa kalan Orgeneral Çevik Bir, kızgın bir üslupla Necmettin Erbakan ve Tansu Çiller’i niye hapse atmadıklarını sordu. Hacı ile Bacı olarak adlandırılan Erbakan ve Çiller ile ilgili isteğinde daha ileri gidip, fırçalarcasına ‘Bu Hacı ile Bacıyı hapse atmak için niye bekliyorsunuz? Eğer dosya yoksa size dosya verelim. Niye duruyorsunuz?” diye konuştuğunu öğrendim. Aslında bu görüşme bile 28 Şubat aktörlerinin nasıl bir ruh hali içinde olduğunu gösteriyor. YA 27 NİSAN SONRASI Tayyar, 28 Şubat sonrası sivil hükümet ile komuta kademesi arasındaki ilişkinin boyutunu gösteren bu müthiş iddiaya karşın, AKP hükümetine karşı yapılan 27 Nisan Bildirgesi sonrasında ise durumun farklı olduğunu belirterek, kitabında şunları söyledi: DOLMABAHÇE’NİN İÇİNİ BİLİYORUM “Askeri komuta kademesinin 27 Nisan sonrası da tıpkı 28 şubat sonrasında olduğu gibi sivil hükümeti hizaya getirdiği tezi ileri sürüldü. Bunun en somut kanıtı olarak da Dolmabahçe görüşmesi ileri sürülüyor. Ancak tersini söyleyenler de var. Sonraki gelişmelere baktığınızda hükümet lehine bir sürecin yaşandığını görürsünüz. SANTAJ DEĞİL ANLAMA VARDI Nitekim o görüşmeden sonra o güne kadar Yaşar Büyükanıt Paşa’ya övgüler dizen yazarlar ters çakmaya baladılar. Hatta Ergenekon tutuklusu Tuncay Özkan sahip olduğu TV kanalında; “Yaşar Paşa, Yaşar Paşa gerekirse bu millet 70 ordu kurar” diyerek, haddindi aşan tarzda Genelkurmay Başkanı’na yüklenmişti. Sonra kimi köşe yazarları Başbakan Erdoğan’ın Büyükanıt’ı elindeki gizli dosyalarla şantaj yaptığını ve susturduğunu iddia ettiler. Bu iddiaların hiç biri doğru değildir. Neler konuşulduğuna ilişkin bazı bilgi notlarına sahip olmakla birlikte yalanlanma riski nedeniyle açıklayamıyorum ama biliyorum ki, şantaj dosyası yoktur. Ancak ülkenin temel meseleleriyle ilgili çok kapsamlı bir görüşme olmuştur ve o görüşmede taraflar birbirlerini çok iyi anlamışlardır. |
Şamil Tayyar ile yeni kitabı kadar 1 Numara
isimli yeni dizi projesi hakkında da konuştuk. İşte o röportaj:
BU KEZ ERGENEKON DEĞİL
SORU: Yeni kitabınızda müthiş iddialar var. Tabii
okurlar yine Ergenekon ile ilgili bir kitap yazdığınızı sanabilir.
Öncelikle okuyucularımız için kitabın adı ve içeriğini kendiniz
anlatır mısınız?
TAYYAR: Hayır bu kez Ergenekon ile ilgili değil.
Tabii Ergenekon bağlantılarına da bir şekilde ipucu olabilecek
bilgiler vardır elbet. Kitap bu hafta raflarda olacak. 28 şubat ile
27 Nisan’a kadar, arada geçen 12 yıldaki sivil asker ilişkilerini
bu kitapta masaya yatırdık.
YENİ GİZLİ BELGELER VAR
28 Şubat ile ilgili daha önce 30 civarında kitap yayınlanmıştı.
Ancak bunların her biri belli bir perspektiften ve dar kapsamlı
konuları içeriyordu. Bir de sonraki yıllarda gazetelere dergilere
yansıyan 28 Şubat aktörlerinin önemli itirafları oldu. Bu itiraflar
o günkü şartlar altında kaybolup gitti. Biz, bu yeni kitapta hem bu
yaşanmış, olmuş bitmiş olayları yeniden harmanladık hem de
elimizdeki bazı gizli belgelerle takviye ettik. Bunu yaparken
sürece 27 Nisan’ı da dahil ettik. 27 Nisan öncesi ve sonrasında
yaşanan ve yakın tarihin kritik evreleri olarak kabul edilen önemli
görüşmelerle ilgili çok özel diyaloglara yer verdik.
TANKLAR MECLİS DUVARINA ÇARPTI
SORU: Bu kitap kaçıncı kitabınız ve adı ne ve neden böyle
bir isim seçtiniz?
TAYYAR: Yazdığmız ve yayımladığımız 5. kitap bu.
‘Kıt’a Dur’ diye belirledik kitabın ismini. Bu
ismin birden fazla anlamı var. Kitaba isim yaparken şu kaygıyla
hareket ettik. 27 Nisan sonrası siyasi otoritenin siyaset alanına
müdahale karşısında gösterdiği direnişi askeri terimle anlatmak
istedik. Yani Meclis’in tanklara ‘dur’ mesajıdır. 28 Şubat’ta
tanklar iktidarın üzerinden geçti. 27 Nisan’da Meclis duvarına
çarptı.
VE DİZİ PROJESİ
SORU : Kitabın ayrıntılarına yeniden döneceğiz ama
öncelikle sadece kitap yazmadığınız, yeni ve ilginç bir dizi
projeniz olduğunu da duyduk. Biraz o projenizden söz edebilir
misiniz?
TAYYAR: böyle bir dizi çalışmamız var. Adını
‘1 Numara’ olarak düşünüyoruz. Ancak Silivri’de
yargı önüne çıkartılan Ergenekon’u anlatmayacak. Türk tarihindeki
derin yapıları, ve iç çatışmaları deşifre etmeyi planlıyoruz. Bu
yönüyle eğitici ve öğretici olmasını planlıyoruz. Bugünkü
terminoloji ile tarif etmek gerekirse; Türk tarihindeki ilk
‘1 Numara’ olarak kabul ettiğimiz Hasan Sabbah’tan bu yana, değişik
dönemlerde sahne almış, görev almış ‘1 Numara’lara da gönderme
yapacağız. Tabii ki, ağırlık ve çekim merkezi, son 30
yılda yaşanan hadiseler olacaktır.
2 KANALLA GÖRÜŞÜYORUZ
SORU: Hazırlıklar ne aşamada, hangi kanalda
yayınlanacak?
TAYYAR: İki TV kanalı ile görüşmelerimiz devam
ediyor. İkisi de sıcak bakıyor. Hazırlıkları kısa sürede
tamamlayabilirsek ve uygun teklif de olursa Nisan ayından sonra
diziyi ekranlara taşıyabiliriz. Aksi halde Eylül de başlayacak yeni
yayın dönemine de kalabilir. Henüz senaryo aşamasındayız. Şu anda
hala İstanbul’da bir ekip ile çekim senaryoları da devam ediyor. Şu
anda bazı yönetmen adayları ve oyuncularla da temas kuruyoruz.
Elimizde 52 bölümlük bir sinopsis ve çekime hazır hale gelmiş üç
bölümlük senaryo var.
KURTLAR VADİSİ’NDEN FARKLI
SORU: Kurtlar Vadisi gibi bir dizi mi o diziye rakip
olarak mı çıkacak?
TAYYAR: Böyle bir niyetle yola çıkmadık. Kurtlar
Vadisi’ni taklit etmeyi düşünmedik. İlk bakışta bir paralellik
kurulsa bile dizi yayınlandığında izleyiciler birbirinden çok da
farklı olduğunu göreceklerdir. Kurtlar Vadisi bir
efsanedir. Bunu kabul etmek gerekir. Ancak
karşısında ciddi bir rakip olmadığı için zaman içinde mirasyedi
konumuna düşmüşlerdir. Söz gelişi son üç bölümü çok
zayıftı. Eğer yayın hayatına bu şekilde başlaşalardı, üçüncü
bölümden sonra yayından kaldırılırdı.
VADİ MEZARLIĞA KARIŞABİLİR
Bizim projenin hayata başlamasıyla rekabet şartları daha da
ağırlaşacaktır. Kurtlar Vadisi, ya başlangıçta
olduğu gibi kalitesini daha da arttırır ve efsane konumunu sürdürür
ya da 6 ay sonra dizi mezarlığına karışır.
AVNİ PAŞA’DAN SUNALP’E
SORU: 1 Numara, hangi 1 numaraları deşifre edecek?
TAYYAR: Biz mevcut Ergenekon’un İttihat ve Terakki
ye kadar uzandığını söylüyoruz. İttihat ve Terakki’nin uzandığı ana
damar ise 1876’da kanlı bir darbe ile Abdülaziz’in tahttan
indirilmesidir. 100 yıl önceki 1 Numara ise Abdülaziz’i tahtan
indiren Hüseyin Avni Paşa’dır. Bunun gibi günümüze
kadar gelen çok sayıda 1 Numara vardır. Bu dizi ile tüm 1
Numara’ları deşifre etmiş olacağız.
SORU: Açıklayabileceğiniz en son 1 numara
kimdir?
TAYYAR: Açıklayacağımız son 1 Numara
Turgut Sunalp’tir. Yakın tarih üzerindeki ambargo henüz
kalkmadığı için Sunalp’ten sonrasında da bildiklerimiz olmasına
karşın, onları açıklayamıyoruz. Ancak bazıları dizi içinde yer
alacak. Açıklayamadığımız 1 Numara’lar dizinin en önemli karakteri
olacak ama silüet halinde olacak ve yüzü net olarak
gösterilmeyecek.