Ortadoğu’da Müslüman kanı akınca bu beylerin kılı kıpırdamıyor”

Adalet ve Kalkınma Partisi (AK Parti) Genel Başkan Yardımcısı Numan Kurtulmuş, “İsrail’in Gazze’ye saldırısı 1948’den bu yana devam etmekte. Ortadoğu’da Müslüman kanı akınca bu beylerin kılı kıpırdamıyor” dedi.
Partisinin düzenlediği iftar programına katılmak üzere Tekirdağ’a gelen AK Parti Genel Başkan Yardımcısı Kurtulmuş, AK Parti İl Başkanlığı’nda basın toplantısı düzenledi. İsrail’in Gazze’de yaptığı saldırıların 1948 yılından beri devam ettiğini belirten Kurtulmuş, dünya ülkelerinin bu saldırılara Müslüman kanı aktığı için kılının kıpırdamadığını söyledi. Kurtulmuş, “İsrail’in Gazze’ye saldırıları özellikle 1867 savaşından sonra sürekli olarak devam eden bir saldırganlıkla karşı karşıyayız. Bu saldırganlığa dur denilebilmesi mümkün olmadı. Çünkü Birleşmiş Milletler Güvenlik Konseyi’nde arkası olan İsrail, konsey ne karar alırsa alsın bu kararın veto edileceğini bildiği için saldırganlığını devlet politikası haline getirmiştir. Sürekli mevzi kazandı. Sadece siyasi olarak değil, diplomatik ve bölgenin şartlarını kendi lehine olduğunu düşünüyorum. Filistin meselesini bir daha ayağa kalkmamak üzere bitirmeyi amaçlıyor” dedi.

“ORTADOĞU’DA MÜSLÜMAN KANI AKINCA BU BEYLERİN KILI KIPIRDAMIYOR”
Ukrayna krizini bile çözmekten aciz olan bir dünya sistemi ile karşı karşıya olduklarını dile getiren Kurtulmuş, “Birleşmiş Milletler’in bu yapısı hakkaniyeti, adaleti, insafı, ülkeler arasındaki eşitlik prensibini esas almış değildir. Kim güçlüyse onun hakkı üzerine kurulmuş bir sistem vardır. Dolayısıyla ne Suriye’deki sorunu ne de Ukrayna ve Irak’taki sorunları çözebiliyor. Böyle bir ortamda da İsrail hazır krizlere karşı dünya sisteminden bir tepki gelmediğini görünce fırsat bu Filistin meselesini bitireyim diye önemli bir adım atmış bulunuyor. Kendi kirli siyasetinin bedelini masum insanlara ödetiyor” diye konuştu.

“10 AĞUSTOS SEÇİMLERİNDE YENİ TÜRKİYE’NİN KAPILARI BİRİNCİ TURDA BÜTÜNÜYLE BU MİLLETİN ÖNÜNE AÇILACAKTIR”
Kurtulmuş, 30 Ağustos mahalli idareler seçimlerinde Türkiye’nin yeni istikametini belirlediğini, 30 Mart Cumhurbaşkanlığı seçimlerinde de vatandaşın yeni istikamette devam mı edeceğini yoksa eski istikamete geri mi döneceğinin anlaşılacağının altını çizerek, “30 Mart seçimi ile başlayan sürecin ardından Cumhurbaşkanlığı seçimi ve gelecek olan genel seçimler Türkiye için tarihi önem ifade ediyor. Milletimiz 30 Mart seçiminde yeni Türkiye istikametinde mi gideceğiz, yoksa eski Türkiye’nin kirli pasaklı yollarına geri mi döneceğiz sorularına çok net bir şekilde cevap vermiştir. Yeni Türkiye yolunu seçmiştir. Önümüzdeki 10 Ağustos seçimlerinde yeni Türkiye’nin kapıları birinci turda bütünüyle bu milletin önüne açılacaktır. Türkiye bir daha geri dönmemek üzere eski Türkiye’nin defterini dürecek ve bir kenara koyacaktır. Bundan sonraki süreçte Türkiye’nin başkanlık sistemi temelli yeni bir anayasaya ihtiyacı vardır. 1961 ve 1982 Anayasası ile ortaya çıkan sistem en önemli dayanaklarından birisini 10 Ağustos’ta kaybetmiş olacaktır. Eski sistemde ortada bir sandık vardı. Ancak bu sandık olsa dahi eski Türkiye’nin egemenlerinin, beylerinin kendi istediklerini yapabilmelerine izin veriyordu. Cumhurbaşkanlığı makamı bir emniyet sibobu olarak kullanılacak ve eski Türkiye’nin devlet aklı kendisini milletin iradesinden korumayı başaracaktır. Hiçbir şekilde milletin verdiği kararın üzerine bir söz dahi söyleyemeyiz. Kimsenin de söylemesini beklemeyiz” şeklinde konuştu.
(İHA)