CHP lideri Kemal Kılıçdaroğlu’nun  birkaç sanatçı bozuntusunun desteği ile günlerdir neden “otel yapacaklar” yaygarası kopardığını,  dün sabah önüme düşen bir videoyu dinledikten sonra görmüş oldum!

FETÖ ağzı yine!
İbrahim Öztürk adlı FETÖ’cü bu iddiayı ortaya atmış çünkü.
Bu hainin anlattılarına bakılırsa…
Erdoğan yakıyormuş ormanlarımızı!
Nasıl yani?!
Tayyip Erdoğan, ormanları yakmak için söz vermiş Katar’a!
Öyle diyor FETÖ’nün iti…
Kendince bir sebep üretmiş; bakın ne diyor:

- Bu ülkeye bu kadar merhametsizlik, bu kinin arkasında ne var açıklıyorum. Katarlılar dediler ki Erdoğan’a, “Kardeşim Kanadalı şirket Kazdağları’nı yok etmek istedi. İhale yapılmıştı. Siz kanadalı şirketi davet etmiştiniz. Türkiye ayağa kalktı ve görüyoruz ki sen siyaseten Kanadalı şirketin arkasında duramadın. Kanadalı şirket de kaçtı gitti yaptığı masraflarla. Onun için kardeşim ben Türklerle uğraşamam. Benim Türkiye’ye gelip yatırım yapmamı istiyorsan, yakacaksın. İmara iskana açacaksın ve hazır bir şekilde bana bu sahilleri sunacaksın” dedi. Erdoğan bunun için bu sahilleri yaktı, yasasını kendisine bağladı. Onun yaktığı yerler şimdi otelleşecek ve kendisi Cuma konuşmasında açıkça söyledi. “Buralara TOKİ girecek” dedi. Bunun devamında yaktığı yerlerde otel yapıp, Katarlılar’a satacağını açık ve seçik görüyoruz.

Nasıl bir kahpelikle karşı karşıya olduğumuzu görüyorsunuz değil mi?
15 Temmuz gecesi ülkeyi yakıp yıkan, devletin tankıyla topuyla üzerimize ölüm kusan ve 251 insanımızı şehit eden bu hainler, ne kadar da vatansevermiş!
Türkiye’yi saran yangın dert etmişler!
Ve teşhisi koymuşlar:

”Katar istedi Erdoğan yaktı!”

“Tayyip Erdoğan düşmanı” oldukları için, Türkiye yansın, kül olsun istiyorlar. Hadi bunları anladık; Erdoğan’ı alaşağı etmeyi görev edinmişler.  Kemal Kılıçdaroğlu ve onu destekleyen sanatçı bozuntularına ne demeli peki? FETÖ’cü hainlerin kahpeliğini tasdik ediyor CHP lideri; hem de yalan olduğunu bile bile.

Durmak yok, yalana devam!

FETÖ ve Kemal Kılıçdaroğlu’nun yalanlarına karşı, Turizm Bakanı Ersoy iki ayrı açıklama yaptı. “Hem anayasa hem kanunlar gereği yanan orman arazilerinin öncelikle ağaçlandırılması zorunluluk olup, görev yetkisi Tarım ve Orman Bakanlığı’ndadır. Bu arazilerin yangın sonrası turizm veya başka amaçla yapılaşmaya açılması da hukuken mümkün değil” dedi. Gelin görün ki, kulaklar sağır, gözler kör olmuş.
Yalanlarına bir yenisini ekliyorlar.

Kemal Kılıçdaroğlu’nun Katarlı öğrencilerle ilgili yalanı, sosyal medya hesabında hâlâ asılı duruyor. T24 sitesi haberin yalan olduğunu söyledi ve özür diledi. Kemal Bey buna rağmen, o yalanında ısrar ediyor ve FETÖ’nün peşine takılarak yeni yalanlarla Türkiye’nin gündemini meşgul ediyor.

Her şey açık seçik orta yerde dururken, CHP liderinin yalanlarında ısrarlı olması ve FETÖ’cü hainlerin ağzıyla konuşması, ne yalan söyleyeyim beni şaşırtmıyor. Zira, 17-25 polis darbe girişimine de destek çıkmış, Meclis çatısı altında bu hainlerin sözcülüğünü yapmıştı.

Yoksa siz şaşırdınız mı?

Kambersiz düğün olur mu hiç!
FETÖ işbaşında…
PKK boş durur mu?
PKK’nın Almanya’da yaşayan bir kalemi var; Merkel’e de finoluk yapıyor aynı zamanda. O da bir başka yerden yakalamış Türkiye’yi. “Kürtler öldürülüyor” diye propoganda yapıyor günlerdir. Konya’daki vahşeti fırsata çevirmeye çalışıyor daha doğrusu.

”Dedeoğlu ailesi Kürt olduğu için katledildi” diyor.
Katledilen ailenin Kürt olduğu doğru ama “Kürt düşmanlığı” yüzünden öldürülmedi. İki aile arasındaki 11 yıllık husumeti bildiği halde yine de bildiğini okuyor bu fino:

”Türkiye’de Kürtler katlediliyor!”

Dün bir fotoğraf karesinden yola çıkarak, eli silahlı kişilerin Kürtler’i Antalya’ya sokmadığını söyledi. Ayağında terlik, elinde silah şortlu bir şahıs… yanınki kişiyle birlikte kimlik kontrolü yapıyor. Kimliği kontrol edilen kişi ise pek keyifli, gülüyor.. Aslında görüntü vahim, “adam haklı” ama bu işi genelleştirmesi, propogandaya dönüştürmesi kendisini haklıyken haksız duruma düşürüyor. 

Nasıl yaygara yapıyor bi görseniz.
”Kürtleri Antalya’ya almıyorlar.”
FETÖ’cü hainin “Ormanları Erdoğan yakıyor” kahpeliğinin bire bir aynısı. Maksat bir kargaşa çıkarmak, milleti sokağa dökmek, kardeşi kardeşe kırdırmak. 

FETÖ ve PKK el ele vermiş…
Can Ataklı’nın istediği “büyük halk öfkesi”ni oluşturmaya çalışıyor.
Tayyip Erdoğan gitsin diye…
Türkiye’yi karıştırmak şart… 
Yani!

Ah Tanju Özcan ah…
Bir şov uğruna asıl gündemini gölgede bıraktın.
Bir konuşmuş, pir konuşmuş… 
Bir tek iktidara sallasa iyi…
Mehmet Bekaroğlu’na…
Emre Uslu soysuzuna…
Can Dündar’a…
Bütün hainleri aynı sepete koymuş, gazetecilik tabiriyle ayırım yapmadan hepsine birden çakmış. 
Hele bir de Amerika’ya çıkışı var ki…
Kadın kontenjanından CHP milletvekili olan Mehmet Bekaroğlu ile ilgili söyledikleri… o ucuz şov olmasaydı eğer,  bugün bunları konuşuyor olacaktık.

Tanju Özcan’ın o videosunu bulun ve izleyin arkadaşlar. 
İçinizin soğuması için…
Öfkenizin hafiflemesi için…

PKK’lı gazeteci Adem Karaçoban Almanya’dan bana meydan okumuş; “Yüreğin yetiyorsa gel canlı yayında konuşalım” demiş!

Youtube kanalına olmazsa…
Benim kanalıma gelmeye hazırmış.

“Gel iki medeni insan gibi konuşalım” diyor.
Küfür yok…
Hakaret yok…
Taşkınlık yok…
Söz kesmek yok…
Küfür ettirmek de yok…
Söz veriyor tüm bunların olmayacağına…

Makul bir çağrı!
Ben varım…
Tabii ki benim de şartlarım olacak.
Nedir o?
1- PKK’ya PEKEKE dediğinde itiraz edeceğim.
2- Teröriste “Gerilla” demesine karşı çıkacağım.
3- “Önder APO” diye selam sarkıtmasına itiraz edeceğim.
4- APO’nun bir önder değil katil olduğunu, terörist olduğunu haykıracağım.
Dahası var da, uzatmayayım.
PKK’nın yayın organı Adem Karaçoban bunları kabul ediyorsa, ekranda ağababalarına söyleyeceklerimi şimdiden içine sindirebilecekse HODRİ MEYDAN diyorum… 
Pilavdan dönenin kaşığı kırılsın!