Ormanda teke tek

Abone ol

"Şeytan"ın yönetmeni William Friedkin, iki profesyonel "öldürme ustası"nın ormanda vahşi hayvanlar misali mücadelesini anlatıyor

"Başkaldırış / The Hunted" Birden fazla kişinin imzasını taşıyan senaryolar iyi olmaz kuralı "Başkaldırış" için de geçerli. Her koşulda sağ kalıp her türlü adam öldürebilen iki erkeğin teke tek kanlı mücadelesini konu alan bir senaryo iyi olsa ne olur diye sorabilirsiniz... Hiç olmazsa izleyiciyi germek için durmadan gırtlak kesmeye, kol bacak doğramaya gerek kalmaz! Doğrusu, Friedkin dövüş sahnelerini öyle bir gerçekçilikle çekmiş ki bıçağın ete saplanışını, kanın fışkırmasını adeta hissederek izliyoruz. Özel efektlerle stilize edilmiş, özenle koreografisi yapılmış Uzakdoğu dövüş sanatlarından sonra kan ter içinde hakiki mücadeleyi midemiz zor kaldırıyor. Friedkin'in en azından bu yönden başarısını takdir etmeli. Yine senaryo sorununa dönersek: Ordu için özel olarak eğitilmiş katil-komando ile ona ve onun gibilere sessiz, çabuk ve etkin biçimde adam öldürmeyi öğretmek için ordu hesabına çalışan bir eğitmen arasındaki ilişki, doğru işlenmiş olsa mükemmel bir psikolojik gerilim malzemesi oluştururdu. Filmin kana susamışlığını bir yana bırakacak olursak, elimizde cıva gibi bir ikili var. Aaron Hallam filmin açılış sekansında Kosova'da bir köyü yakıp yıkan ve önüne gelen Arnavutu kurşuna dizen Sırp subayını o hengamede belirleyip öldüren bir komando. Mezarın beklediği taze ölüler arasında ağlayarak dolaşıp oyuncak köpeğini göğsüne bastıran küçük kızı gördükten sonra iflah olmuyor. Savaşın stresini üzerinden atamıyor; sürekli kabus görüyor ve paranoyaya kapılıyor. Oregon Şelaleleri yakınlarında ormanda saklanırken, pek şık avcı giysileri içinde dürbünlü tüfekle geyik kovalayan iki adamı, peşine düşen ajanlar sanıp onları el yapımı bıçağıyla parçalara ayırıyor. Teğmen Bonham onu koca ormanda iz sürüp eliyle koymuş gibi bulduğunda kendine hayvan hakları savunucusu süsü vermesi oldukça ironik. Samimi olsa yaptığı işin son derece ahlaklı olduğunu kabul etmek zorunda kalırdık. Zavallı, günahsız bir geyiği zevk için öldürmeye çalışan iki silahlı adama karşı tek başına bir deli gayet adil bir denge oluşturuyor. Öte yandan Teğmen Bonham ilk kez karşımıza karlar üzerindeki kanlı izlerini takip ederek bulduğu bembeyaz ve süs köpeği kadar uysal bir kurdu, patisine saplanmış tuzaktan kurtarırken çıkıyor. Onun ordu işlerini bırakıp kendini vahşi hayatı korumaya adadığını, kurdun patisinden çıkardığı teli, kuran adamın boynuna dolamasından anlıyoruz! Senarist üçlüsü hayvanseverlikle katliam arasında bir doğrusal ilişki olduğunu ima ediyor bu şekilde, ama Bonham'ın işin uzmanı olmasına rağmen kimseyi öldürmemiş olduğunu açıkça belirterek durumu iyice sarpa sardırıyor. Olmasa mektubun Filmde iki kere değinilen ama doğru dürüst ele alınmayan bir sorun da Hallam'ın umutsuzluğa kapılınca yardım istemek için Bonham'a mektup yazması ama münzevi Bonham'ın ona yanıt vermemesi. Teğmen'in öğrencisine kayıtsız kaldığı için vicdan azabı çekip onu kurtarmaya çalışmasını Tommy Lee Jones'un yüz ifadesinden kestirmemiz bekleniyor. Hallam'ın asıl derdinin ordu adına işlediği bir politik suikastte fazla ileri gitmesi olduğu üzerinde de hiç durulmadığı için filmin politik bir dayanağı kalmıyor. Bu bağlamda açılış sekansındaki iç kıyıcı Kosova katliamının dekordan öteye gitmediğini anlıyoruz. Friedkin'in tek derdi biraz aksiyon ve bolca dövüş göstermek, gerisi sadece süsleme. "Başkaldırış / The Hunted" Yönetmen: William Friedkin Görüntü: Caleb Deschanel Senaryo: David&Peter Griffiths, Art Monterastelli Müzik: Brian Tyler Oyuncular: Tommy Lee Jones (Teğmen Bonham), Benicio del Toro (Aaron Hallam), Connie Nielsen (FBI ajanı Abby Durrell), Jose Zuniga (Moret).

Günün Önemli Haberleri